28
Nisan 2000 tarihli
MGK'dan çıkan 109 maddelik gizli kararda,
ilköğretim öğrencilerinin hangi
dershanelere gittiğinin
Milli Eğitim müdürlükleri eliyle tespit edilmesinden dinin muamelatla ilgili kurallarının değiştirilmesine kadar
akıl almaz
tedbirler sıralanıyor.
'Bin yıl sürecek' denilen 28
Şubat darbesine ilişkin planların, Milli
Güvenlik Kurulu'ndan geçirilen gizli kararlarla güncellendiği ortaya çıktı. Anasol-M hükümetinin iktidarda bulunduğu 28 Nisan 2000 tarihli MGK toplantısında, '
İrticai faaliyetlere karşı yürütülecek mücadele stratejisi' başlığıyla 11 sayfalık tedbirler listesi hazırlanmış. 'Gizli' ibareli yazıda, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilen emir ve tavsiyeler sıralanıyor. 109 maddelik listede, öğrencilerin hangi dershaneye gittiğinin tespit edilmesi, TSK'da olduğu gibi devlet kurumlarında irtica ile mücadele birimlerinin kurulması, özel
finans kuruluşlarının önünün kesilmesi gibi hayatın her alanını ilgilendiren emirler var. 'Gerçek
Müslüman'ın nasıl olması gerektiğinin de tanımlandığı listede, dinî kurallara bile müdahale isteniyor: "Toplumun aydınlatılmasında özellikle
İslam dininin muamelata ilişkin kurallarının yaşanılan şartlara göre yeniden yorumlanabileceği ve çağdaş anlayışa göre yeniden düzenlenebileceğinin üzerinde durulması..."
Batı Çalışma Grubu'nun yerini alan Baş
bakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu aracılığıyla bütün kurumlara gönderilen tedbirler listesinde 22 madde ile en çok
Milli Eğitim Bakanlığı'na görev verilmiş.
Adalet Bakanlığı'nın 5, İçişleri Bakanlığı'nın 8,
Dışişleri Bakanlığı'nın 9,
Maliye Bakanlığı'nın 9, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 7,
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 6,
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 19,
Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu'nun ise 17 ayrı görevi bulunuyor.
Diyanet'e 'dinde reform' görevi
Basın ve diğer kuruluşlarla birlikte 109 emrin yer aldığı gizli kararda,
Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine de yoğunlaşılmış.
Strateji belirlenirken önce "gerçek Müslüman" tanımı yapılıyor: "Gerçek Müslümanlar, İslam dinini, siyasi, hukuki ve
ekonomik değişmez bir düzen olarak değil, esasta bir
inanç ve ahlak sistemi olarak algılamakta ve bu dinin siyasi, ekonomik ve hukuki kurallarının yaşanılan şartlara göre yeniden düzenlenebileceği inancındadırlar." Bu tanımdan sonra Diyanet'ten "Özellikle İslam dininin muamelata ilişkin kurallarının yaşanılan şartlara göre yeniden yorumlanabileceği ve çağdaş anlayışa göre yeniden düzenlenebileceği üzerinde durulması." isteniyor.
Hutbeler hazırlanırken, darbe döneminin amirali
Güven Erkaya tarafından kurulan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) yerini alan Başbakanlık Takip Kurulu ile koordine içinde olunması talep ediliyor. Verilen görevler arasında en ilginç olanı ise TSK'nın itibarının korunması. Bu görev bizzat Diyanet reisine yükleniyor: "İrticai kesim tarafından TSK'ya karşı yürütülen faaliyetlerin etkisiz hale getirilmesinde en etkili olarak görev yapacak olan Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Bu görevin bizzat Diyanet İşleri başkanı tarafından zamanında kamuoyunun yapılacak açıklamalar ile ve merkezde hazırlanan cuma hutbeleri vasıtasıyla yapılması, bu konuya ilişkin cuma hutbelerinde kullanılacak temaların seçiminin ve uygulamasının Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu ile koordineli olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülmesi."
İçişleri ve Adalet Bakanlığı'nın 13 maddelik görev listesi var. Adalet Bakanlığı'ndan 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu yerine
Ceza Kanunu hükümlerinin uygulanması yönünde mevzuat
düzenlemesinin yapılması' isteniyor. İrticai yayınları engellemek için mülki amirlere de özel görev yükleyen planda, 'basın savcılıklarının' artırılması isteniyor. Aleyhte çıkan haberlerle ilgili hızlı bir araştırma yapıp sonuçlandıracak özel bir organizasyon kurulması da planlar arasında yer alıyor. Dışişleri,
Maliye, Yüksek Denetleme Kurulu ile ilgili bakanlık,
Sermaye Piyasası Kurulu gibi
yaptırım gücü olan bütün birimleri harekete geçiren planda
Gümrük Müsteşarlığı da unutulmamış: "Yurtdışından gelen irticai yayınlar konusunda yurda giriş kapılarında
kontrol yapılması, gümrük memurlarının bu yayınlar konusunda bilgilendirilmesi."
'Hangi öğrenci, hangi dershaneye gidiyor?'
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kabarık görev listesinde "Öğretmenlerin yeniden
hizmet içi eğitime tabi tutulması ve hem genel hem de dinî eğitim politikası konusunda yetiştirilmesi"nin önemine işaret ediliyor. Felsefe dersinde neler anlatılması gerektiği şöyle dile getiriliyor: "
Lise son sınıflarda zorunlu ders olan
felsefe derslerinde insanların dine olan ihtiyaçlarının, dinin
toplum üzerindeki etkisi ve parametrelerinin incelenmesi." Çocukların daha ilkokul çağından itibaren fişlenmesi "İlköğretimden itibaren öğrencilerin hangi dershanelere devam ettiğinin okulları tarafından Milli Eğitim müdürlüklerine bildirilmesi." maddesiyle hayata geçiriliyor. '
Ordu göreve' pankartı ile yürüyen rektörlerin nasıl göreve geldiğini anlamak için ilgili planda YÖK'e verilen emirlere bakmakta fayda var: "Her türlü olumsuz şartlara rağmen Atatürkçü düşünce mücadele düşüncesinden vazgeçmeyecek ve irticaya taviz vermeyecek akademik
personel arasından seçilecek."
Talimatlar çerçevesinde Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu'nda
Genelkurmay, MİT ve Emniyet'ten birer uzmanın bulunduğu 'Bilgi araştırma, toplama ve değerlendirme
komisyonu' oluşturuluyor. Burada her hafta periyodik olarak istihbarat kuruluşlarından gelen açık gizli bütün bilgiler bilgisayara yükleniyor. Yani devlet eliyle insanların özel bilgileri
mahkeme kararı olmadan elden ele dolaşabiliyor. TSK'da olduğu gibi diğer kurumlara da sızmalara karşı tedbir alması öneriliyor. Bunun için "kendi kendilerini koruyabilir hale gelmeleri amacıyla teşkilatlarında birimler kurulmalı" deniyor.
Gizli kararda, medya da unutulmamış. 'Laik kesimi temsil eden medya organlarının yayınlarının
teşvik edilmesi' hüküm altına alınırken, basını kontrol ve takip için özel bir organizasyon kurulması ve ilave basın savcılığı açılması talep ediliyor.
'
İrticayla mücadele' için devlet kurumlarına verilen görevler
ADALET BAKANLIĞI: İrticai eylemler hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu yerine,
Türk Ceza Kanunu uygulanacak şekilde düzenleme yapılması. Basını takip için özel bir organizasyon kurulacak, ilave basın savcılığı açılması. İrticai faaliyetlerin uluslararası anlaşmalarda da suç olarak yer almasının sağlanması için çalışılması.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI: Öğretmenlerin yeniden hizmet içi eğitime tabi tutularak dinî eğitim politikası konusunda yetiştirilmesi. Sosyoloji, mantık, psikoloji gibi felsefe grubu derslerinin zorunlu dersler içerisine alınması ve bu derslerde din konusunun işlenmesi.
İmam-hatip liselerine
kız öğrenci alınmaması ve bu liselerin sadece din adamı yetiştiren meslek liselerine dönüştürülmesi. Özel okulların yöneticilerinin MEB'ce görevlendirilmesi.
Öğrencilerin hangi dershanelere gittiğinin okullar tarafından fişlenerek müdürlüklere bildirilmesi.
Meslek liselerinden normal liselere yatay geçişte üniversite sınavlarına girebilmeleri için iki sınıfı normal lisede
okuma şartının getirilmesi.
MALİYE BAKANLIĞI: İrticai faaliyetlere
destek veren kuruluşlar üzerinde mali faaliyetlerin daha iyi izlenmesi için denetimlerin tek merkezden yönetilmesi. Yine bu şirketler üzerindeki kontrolün derinleştirilmesi. Mali Suçları
Araştırma Kurulu Başkanlığı'nın irticayı destekleyen ekonomik faaliyetleri de
izleme yönünde görevlendirilmesi ve bu amaçla güçlendirilmesi.
GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI: Yurtdışından gelen irticai yayınlar konusunda yurda giriş kapılarında kontrol yapılması, gümrük memurlarının bu yayınlar hakkında bilgilendirilmesi.
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU (YÖK): Üniversite rektörlerinin irticaya taviz vermeyecek
akademik personel arasından seçilmesi. Doçent ve yardımcı doçent atamalarının YÖK tarafından yapılarak, irticai yönetimlerin hakimiyetine son verilmesi. Üniversite gençliğini
hedef alan ve birebir
diyalog yönteminin uygulanacağı geniş kapsamlı
psikolojik harekât planı yapılması. Üniversitelerde
türban kullanılmaması yönünde irade gösterilmesi.
DİYANET İŞLERİ BAKANLIĞI: Toplumun
laiklik konusunda aydınlatılması. Toplumun aydınlatılmasında özellikle İslam dininin muamelata ilişkin kurallarının yaşanılan şartlara göre yeniden yorumlanabileceği ve çağdaş anlayışa göre yeniden düzenlenebileceğinin üzerinde durulması. İrticai faaliyetlerde bulunanların dini kendilerine göre yorumladıklarının topluma açıkça anlatılması. Görevlilerin sadece merkezden dağıtılan hutbe metinlerini okuması. Merkezî vaaz sisteminin uygulanması. TSK aleyhine yapılan faaliyetlerin etkisizleştirilmesi için Diyanet İşleri başkanı tarafından kamuoyuna açıklama yapılması, cuma hutbelerinin buna göre düzenlenmesi. Başkanlığın irtica ile mücadele edecek yeni bir konsept içerisinde yapılanması.
BAŞKANLIK UYGULAMAYI TAKİP VE KOORDİNASYON KURULU: Özel okullara ilişkin 'özel bilgi merkezi' kurulması. Laiklik aleyhtarı eğitim yapanları verilecek cezaların artırılması. Toplum
yaşamında sözde İslam inancına göre
giyim ve yaşam tarzı uygulayanlarla etkin mücadele için
kanun tasarısının acilen yasalaşması. İrticai yayın yaptığı tespit edilen
gazete ve dergilere karşı, resmî ilan verilmesinin önlenmesi. Genelkurmay, MİT ve Emniyet'ten katılımla bir komisyon oluşturularak bu komisyonda irticai faaliyetlerle ilgili gizli ve açık bilgi toplanması, bunların periyodik olarak güncellenmesi.
ZAMAN