Gazeteci-
Yazar Yavuz Donat, ''İşin içinde siyasetçinin eli ve ayağı olmasaydı, bir
takım STK ve kanaat önderlerinin katkıları olmasaydı, medya desteği olmasaydı
Türkiye'de bu
darbeleri muhtıraların olması mümkün değildi'' dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları
Araştırma Komisyonu,
AK Parti İstanbul Milletvekili Nimet Baş başkanlığında toplanarak, gazeteci yazarları dinledi.
Yavuz Donat,
''28 Şubat göz göre göre geldi, Türkiye 28 Şubat'ı benden öğrendi'' dedi. Bu olayı, 23 Şubat günü oynanan Gençlerbirliği-Altay maçında ''siyah palto, siyah gözlük ve atkı ile şeref tribününe gelen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'dan öğrendiğini söyleyen Donat, Erkaya'nın kendisine ''28 Şubat'ta kıyamet kopacak'' dediğini aktardı.
Donat, şöyle konuştu:
''Muhalefet partilerinden birinin lideri çıktı dedi ki televizyonda, 'Profesör
Çiller, hocanın müridi olmuş, siyasetin Fadime'sidir.' Böyle birisi televizyona çıkıyor, bunu söylüyor, bunu yayınlayabiliyoruz. İnsanların birbirinin ne dediğini dinlemesi kopmuştu. Yürüyüşler yapılıyor, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı, 'Generalin ağzına
kilit vuramam ki' diyor. Bu durumda benim gördüğüm şu, 28 Şubat göz göre göre geldi, önlenmesi için de ciddi bir gayret gösterilmedi.
İşin içinde siyasetçinin eli ve ayağı olmasaydı, bir takım STK ve kanaat önderlerinin katkıları olmasaydı, medya desteği olmasaydı Türkiye'de bu darbeleri muhtıraların olması mümkün değildi''
-''Fişler ne oldu?-
Gazeteci
Ali Bayramoğlu ise 28 Şubat sürecine askerin yanı sıra STK'ların, iş dünyasının ve medyanın da ''öyle ya da böyle'' etkisi olduğunu söyledi. Bayramoğlu, ''28 Şubat öyle bir kir ki toplumun başından tırnağına kadar bulaşmıştır'' dedi.
Ali Bayramoğlu, o dönem asker-
sivil ilişkilerinde üç katman bulunduğunu bunların; 1982 Anayasası ve sonrasındaki yasalardan veya mevzuattan kaynaklanan özel alanlar, EMASYA
protokolü, Batı Çalışma Grubu'nun yönetmeliği ve
Başbakanlık Kriz Masası Yönetmeliği gibi yönetmelikler ve fiili durumlar olduğunu belirtti.
Bunların arasında EMASYA protokolünün çok stratejik olduğunu anlatan Bayramoğlu, bu protokol ile askerin doğrudan valiye ve kaymakama ulaşabilmesine imkan tanındığının altını çizdi. Bayramoğlu, ''EMASYA, 28 Şubat'ı mükemmel
tarif ediyor'' dedi.
Bayramoğlu, ''Her tür gayri meşru hamlenin, her tür kabul edilemez
psikolojik harekatın yasal kılıfını üreten bir yönetmelikler hükümranlığı dönemi vardı'' dedi.
Ali Bayramoğlu, ''Buralarda toplanan fişler ne oldu? Türkiye'nin 81 ilinde toplanmış istihbarat fişleri nerede, bunlarla ilgili her hangi bir işlem yapıldı mı? Bunlar nerede depolanıyor, hala kullanılan fişler midir?'' diye sordu.
Komisyon Başkanı
Nimet Çubukçu ise
fişleme konusuna ve varsa
imha edilmesi konusuna eğilmeyi düşündüklerini ifade etti.
'Karanlık ve yüz karası bir dönem"
Gazeteci-Yazar
Fehmi Koru da 28 Şubat'ı, medya açısından, ''karanlık ve yüz karası bir dönem'' olarak niteledi.
Bir çok gazetecinin ya meslekten uzaklaştırıldığını ya da soğutulduğunu ifade eden Koru, 28 Şubat'ta ABD'nin bir noktaya kadar dahlinin olduğunu düşündüğünü ancak fiili bir müdahaleye dönüşmesini de istemediğini kaydetti.
Koru, 1980 sonrası Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) kayıtlarının incelenmesinde yarar olacağını kaydetti.
BDP İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder, ''Bu belgeleri istiyoruz, vermiyorlar'' dedi.
Gazeteci
Mehmet Altan da 28 Şubat'ın nedeninin, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ın dış politikası olduğunu ileri sürerek, ABD'nin bilgisi dışında darbe yapılamayacağını söyledi.