TSK ile ilişiği bir bir kesilen bu isimler, görev yaptıkları süre içerisinde de
baskı ve
psikolojik şiddete maruz kaldı. Zaman'ın ulaştığı belgelerde, eşi başörtülü personele uygulanan psikolojik işkence (
mobbing) bütün çıplaklığıyla görülüyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Zırhlı Tugay Destek Kıtaları Komutanlığı'nda görev yapan Kıdemli Üstçavuş
Yavuz Sulumeşe, peş peşe yazılarla uyarılır. Sebebi, eşinin başörtülü olmasıdır. Sulumeşe'den, 11 Haziran 1999'da P. Bnb. Ds. Kt. Komutanı İlyas Yalçın imzalı yazıyla eşinin başörtülü olması ve çay partilerine katılmaması sebebiyle yazılı savunması isteniyor. Yazıda, "Tüm ikazlara rağmen sizin ve eşinizin T.S.K.'nın 1. madde yazılı anlayışına uygun olmayan tutum ve davranışlarınız devam etmektedir. Aynı zamanda eşinizin çağdaş
kıyafet içinde olmadığı ... tespit edilmiştir. Bu konudaki savunmanızı 14 Haziran 1999 saat 10'a kadar bu kağıdın arkasına yazarak vermenizi rica ederim." deniliyor. 4 gün sonraki yazıda ise Sulumeşe'nin savunmasının incelendiği belirtilerek, "Yapılan ikaza rağmen sizin ve eşinizin davranış ve düşüncelerinde ve eşinizin çağdaş kıyafetli olmama durumunda bir değişiklik olmadığını tespit ettim. Sizi bu durumu düzeltmeniz için son kez ikaz eder, düzeltme olmadığı takdirde hakkınızda
kanuni işlem yapılacağını bilmenizi rica ederim" ifadelerine yer veriliyor.
Kıdemli Üstçavuş Sulumeşe'ye uygulanan psikolojik işkence, 2 yıl boyunca devam ediyor. Komutan değişiyor ancak psikolojik baskı sürüyor. Sulumeşe'ye 10
Mayıs 2000 tarihinde P. Kd. Yzb. Ds. K.t K.V. M. Kemal
Arslan imzasıyla gönderilen yazıda, "23
Nisan 2000 tarihinde icra edilen Ds. KT. gecesine katılmadığınızı, bu tarihten önce
tugay içinde yapılan çay, kermes vs. sosyal etkinliklere eşinizi göndermediğinizi, eşli gelinmesi gereken konferanslara (Atatürkçülük ve depreme karşı korunma) iştirak etmediğinizi tespit ettim. Eşinizi çay, kermes ve gece gibi sosyal etkinliklerle konferans gibi aydınlatma amacı güden faaliyetlere neden göndermiyorsunuz? Konu ile ilgili savunmanızı en geç 12 Mayıs 2000 tarihine kadar göndermenizi rica ederim" ifadeleri kullanılıyor. 28 Nisan 2011 tarihli yazıda da başörtüsünün 'dini bir ideolojinin simgesi' haline geldiği iddia edilerek, "Bu nedenle savunmanız tarafımdan yeterli bulunmamıştır. Sizi yeniden ikaz ediyor, tutumunuzu yeniden gözden geçirmenizi istiyorum." uyarısında bulunuyor. Sulumeşe, 2001'de resen emekliye sevk ediliyor.