Özkök 182. klasörün 197. sayfasındaki ifadesinde 28
Şubat döneminde irtica ile mücadele için kurulduğu ileri sürülen
Batı Çalışma Grubu(BÇG)'nu kaldırttığını söyledi. Böylece varlığı inkar edilen BÇG, bir
Genelkurmay başkanı tarafından da tanınmış oldu.
3.
Ergenekon iddianamesinin giriş bölümünde yer alan ifadelerinde
Hilmi Özkök, eski Deniz
Kuvvetleri Komutanı
emekli Oramiral
Özden Örnek ve
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ergenekon sanığı Mustafa Balbay'a ait günlüklerde geçen birçok toplantı ve olayı doğruluyordu. Şener
Eruygur başkanlığında
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde kurulan 'Cumhuriyet Çalışma Grubu' hakkında bilgisi olmadığını söyleyen Özkök, BÇG'nin varlığını ise doğruladı. "
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde irticai faaliyetlerle mücadele eden bir birim var mıdır? Var ise bu birimin görev ve sorumlulukları nelerdir?" şeklindeki soruya Özkök, "Bilindiği gibi Batı Çalışma Grubu gibi bazı uygulamaların yapıldığı iddiaları vardı. Emekli
Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu paşa zamanında, ki ben 2. başkan idim, uygulamaların bazılarına gerek kalmadığı gerekçesi ile terk edildiği ve benim zamanımda da aynı düşünce ile bu tür uygulamaların sonlandırılması gerektiğini düşündüm ve uygulamadan kaldırttım." cevabını verdi.
DARBE GÜNLÜKLERİNİ DOĞRULUYOR
İddianamede,
Hilmi Özkök'ün
tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde belirttiği bazı konuların, eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'e atfedilen günlük ile gazeteci Mustafa Balbay'dan ele geçirilen günlükte yer alan bazı hususları doğrular nitelikte olduğu kaydedildi. Cumhuriyet başsavcılığınca ifadesinin alınması sırasında Özkök'e, "3
Mart 2004 tarihinde Ankara'da ATO tesislerinde düzenlenen 'Hilafetin İlgası' isimli panel hakkında bilgisi olup olmadığı da soruldu. Hilmi Özkök de 'toplantının yapıldığı tarihte İsveç'te resmi bir ziyarette olduğunu, döndüğünde böyle bir toplantının yapıldığını ve bu toplantıda AB aleyhine bazı konuşmaların olduğunu öğrendiğini anlattı.
Savcılar, eski
Genelkurmay Başkanına Özkök'e, "Genelkurmay başkanlığı yaptığınız dönem içerisinde görev yapan kuvvet komutanlarından hükümete yönelik
muhtıra verilmesi yönünde telkin ya da teklifte bulunan oldu mu?" sorusunu yöneltiyor. Ek klasörlerde yer alan ifadelerinde Özkök, "Şûra toplantıları öncesinde âdet gereği orgenerallerin Ankara'ya geldiklerini ve orada çeşitli toplantılar yapıldığını, iktidara gelen parti ile ilgili olarak geçmişteki bazı söylemleri sebebiyle çekincesi olanların açık açık fikirlerini beyan ettiklerini' anlatıyor. Kimsenin, kendi yanında muhtıra verme şeklinde bir teklifte bulunamayacağını söylüyor.
ERSÖZ'Ü, DİNLEMELERLE İLGİLİ UYARDIM
O günlerde, özellikle kamuoyunda Jandarma
İstihbarat'ın yasal olmayan
dinlemeler yaptığına ilişkin değerlendirmelerin olması ve bu yönde gelen duyumlar üzerine eski
Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Mehmet
Şener Eruygur'a istihbarat daire başkanı ile
teknik daire başkanını yanına göndermesini söylediğini anlatıyor. İstihbarat Daire Başkanı
Tuğgeneral Levent Ersöz ile Teknik Daire Başkanı
Albay Hasan Atilla Uğur'a makamında
jandarma teşkilatının teknik takip ve dinlemeler konusunda ciddi imkan ve kabiliyetlere sahip olduklarını, bu işlemlerin yasal çerçevede yapılması gerektiğini söyleyerek, bu konuda uyarıda bulunduğunu kaydettiği vurgulanıyor.
SORUŞTURMA BAŞLATACAK DELİL BULAMADIM
Hilmi Özkök, genelkurmay başkanlığı yaptığı dönemde kuvvet komutanlarının bir araya geldikleri ve toplantı yaptıkları yönünde kendisine bilgiler geldiğini anlatıyor. Ancak doğrudan
soruşturma yapılmasını gerektirecek mahiyette bilgilerin elinde bulunmaması nedeniyle bu konuda herhangi bir yasal işlem başlatmadığını söylüyor. Hilmi Özkök ayrıca, '2004 yılı bahar aylarında gelen ve '
Ayışığı' ve 'Yakamoz' olarak isimlendirilen planlarda
Yaşar Büyükanıt'la ilgili değerlendirmeleri gördüğünü' anlatıyor.
Ayışığı'nı Eruygur'a sordum
Ergenekon savcılarına 'tanık' sıfatıyla 8 saat ifade veren eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'e '
Sarıkız', 'Ayışığı', 'Yakamoz' ve 'Eldiven' isimli
darbe planları hakkında bilgisinin olup olmadığı da soruluyor. Özkök, sadece 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' kod isimli
darbe planlarından 2004 yılı bahar ayları içerisinde haberinin olduğunu anlatıyor. Özkök'ün bu bilgilerin kendisine bir slayt sunumu şeklinde geldiğini, geldiği zamanın da söylentilerin azaldığı zamanlar olduğunu ifade ediyor. Hilmi Özkök, darbe planlarından haberdar olduktan sonra iddiaları dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'a sorduğunu anlatıyor. Özkök, "Özellikle 'Ayışığı' ve 'Yakamoz' olarak isimlendirilen darbe planları yapıldığı yönünde gelen duyum üzerine Şener Eruygur'a genelkurmay makamında olduğu bir sırada böyle bir plan ve çalışma olup olmadığını sordum. Eruygur, böyle bir çalışma olmadığını söyledi. Buna rağmen özellikle sık sık gazetecilerin, rektörlerin Jandarma Genel Komutanlığı'na çağrılarak görüşülmesinin yanlış anlaşılmalara neden olacağını söyledim. Kendisini uyardım." diyor. Emekli Genelkurmay Başkanı, 'Eldiven' kod isimli darbe planını ve 'Cumhuriyet Çalışma Grubu'nu duymadığını ifade ediyor.