Karadeniz Bölgesi'nin yoğun göç veren illerinin başında gelen Ordu'nun
Mesudiye ilçesinden başka şehirlere gidenler, yaz ayları ve bayramlarda memleketlerine gelerek çeşitli etkinliklere katılıyor. Yaz aylarındaki nüfusu 3 bin kişiye çıkan, kışın nufusu 30 kişiye kadar düşen Kale köyü de bu tür etkinliklerin yapıldığı yerlerden biri.
Kale köyünde her zaman pratik buluşları ile bilinen
bölge insanı için 'işte Karadenizli' dedirten sıra dışı bir gelenek yaklaşık 30 yıldır sürdürülüyor. Köylüler, yazın ve bayramlarda köylerinde bir araya gelerek 30 yıl önce çekilen görüntüleri izliyor. Ayrıca her sene köylerinin durumunu gösteren yeni kayıtlar yapılıyor.
Gençlerin 'Bir Zamanlar Kale Köyü'nde' adını verdiği görüntüler 'Size
selam getirmişem' türküsü eşliğinde başlıyor. Köylüler görüntülerin büyük çoğunluğunun, 80'li yıllardan önce İstanbul'a çalışmak için göç edenler tarafından kaydedildiğini bildiriyor.
Bir kısmı sararan görüntülerde köyün neşeli havasını, karabasanla
toprak eken, öküzlerin çektiği arabalar ile
buğday ayıklayan yamalı elbiseli yaşlıları görmek mümkün. İlk görüntülerde
kamera ile yeni tanışan
köylülerin kendilerini kameraya utangaç bir tavırla Ahmet oğlu Mehmet yada Mustafa kızı Ayşe diyerek tanıttıkları görülüyor.
Köyde 10 yıl sonra çekilen görüntüler de göç ve ölümler sebebiyle ise ıssızlaşan evler kendine belli ediyor. Görüntülerde köyün yaşlıları yerine yaşlıların kabirleri yer alıyor. Daha sonraki yıllarda yaptırılan bu kasetlerde fon müziği olarak ise hüzünlü müziklerin seçildiği görülüyor.
Kale Köyü
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından büyük çoğunluğu İstanbul'dan olmak üzere Türkiye'nin her bir tarafından gelen köylülerin köy konağında izlediği görüntüler sırasında ise izleyenlerin gözlerinden taşan heyecan içinde 'aaa rahmetli Ahmet Amca saban sürüyor, aaa annem bak evladım babaannen' gibi sözleri duymak mümkün.
30 YIL ÖNCE GURBETÇİLERİN BAŞLATTIĞI GELENEK SÜRÜYOR
Yaklaşık 30 yıl önce İstanbul'da göç edenlerin sıla hasretini gidermek için başlattığı etkinlik daha sonraki yıllarda Kale köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin çatısı altında düzenli bir geleneğe dönüştürüldü.
Mesudiye'den 250 bine, Kale köyünden ise 3 bine yakın kişinin İstanbul'a göz ettiğini tespit ettiklerini aktaran Kale Köyü Yardımlaşma Derneği Başkanı Hüseyin Başalan, "Buna rağmen köyümüzden, buradaki insanlarımızdan kopmuş değiliz. Bir şekilde geleneklerimizi, değerlerimizi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Bunun içinde teknolojinin imkânlarını kullanarak kayıtlar yapıyor bunları her bir üyemize teslim ediyoruz. Umarım Kale köyü gelenekleri her zaman var olur." dedi.
Her sene köyüne mutlaka geldiğini dile getiren Murat Mertoğlu ise, gözyaşları arasında, "Ben köyümü çok seviyorum. Burada insanlarımız ile birlikte geçen zamanın tadına doyamıyorum. Bana dünyanın en güzel beş yıldızlı otelinde mi konaklamak istersin köyünde mi deseler hiç tereddüt etmeden köyümü seçerim." diye konuştu.
Umut Uzun ise İstanbul'a göç eden değil orada doğan bir Kale köylü. O da köyün tabi güzelliklerinin yanı sıra tarihi eserlerinin bulunduğunu ifade ederek, "Burada bambaşka duygular yaşıyoruz. Havası, ortamı bir başka. İstiyoruz ki bugünü kadar gelen değerler buharlaşmasın yarında yaşasın. Özellikle tarihi eserlerin aslına uygun bir biçimde korunarak köyümüzün turizmde de etkin olması için çalışacağız." şeklinde konuştu.
(CİHAN)