367 kararı ve vahim bir iddia

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında yaşanan 367 krizinin karanlıkta kalan yönleri yavaş yavaş aydınlanıyor.

367 kararı ve vahim bir iddia

Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal, isim vermeden geçen yılki 367 tartışmalarında dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu'nun Anayasa Mahkemesi'ni etkilediği imasında bulundu. İddiaya göre, Oramiral Karahanoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin asker üyeleri ile temasa geçti. Cemal, askerin Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek için 27 Nisan Muhtırası verdiğine dikkat çekerek böylece "Ya Anayasa Mahkemesi 367 ile gereğini yaparak Gül'ün seçimini iptal eder ya da ben gereğini yaparım." mesajı verildiğini kaydetti. Hatırlanacağı gibi Karahanoğlu, geçtiğimiz ağustosta emekliye ayrıldı. Cemal, dünkü köşesinde "Venedik'ten Ergenekon'lu yazılar (3)" başlıklı yazısında ilginç iddialar ortaya attı. "27 Nisan Muhtırası neden verildi?" sorusuna yanıt arayan Cemal, şunları söylüyor: "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek için... Asker o gece dedi ki: 'Ya Anayasa Mahkemesi 367 ile gereğini yaparak Gül'ün seçimini iptal eder ya da ben gereğini yaparım.' Mahkeme gereğini yaptı ve askeri rahatlattı. Ama şimdi 'gazeteci milleti'ne düşen bir şeyler var. Örneğin '367 vakası'nın perde arkasını aydınlatmak... Çünkü bu aydınlanmadan, bugünkü kapatma davasına ışık tutmak da mümkün olamayacak gibi geliyor bana... 367 öncesi Yüksek Mahkeme'nin asker kökenli üyeleriyle askeriye arasında, mesela Deniz Kuvvetleri Komutanı'yla bazı gelgitler yaşandı mı, yaşanmadı mı geçen yıl bu zamanlar? Böyle bir süreç içinde, Anayasa Mahkemesi'nin o zamanki Başkanı Tülay Tuğcu'nun duygu ve düşünce dünyası nasıldı? Bunlar yazılmaya başladı. Ama kıyısından köşesinden... Henüz ses seda yok. Tıpkı, 2003-2004 darbe tertiplerinin yer aldığı günlüklerin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'in komutanlıktaki bilgisayarından çıktığını Emniyet raporuna bağlayan gelişme gibi... Burada da sessizlik hüküm sürerken akla ister istemez takılıyor, 'Darbe tertipleri bu ülkede hukukun alanı dışında mı kalıyor?' sorusu..." Cumhuriyet gazetesine el bombalarını atan kişiyle Danıştay saldırısını gerçekleştiren kişinin aynı olduğuna da dikkat çeken Cemal, "Bombaların, 'Ergenekoncular' tarafından sağlandığı basına yansıdığı gibi, katilin Stockholm'de bir 'Ergenekon büyüğü' ile aynı fotoğraf karesi içinde gözüktüğü, üstelik bu fotoğrafın önce iddia edildiği gibi fotomontaj olmadığı da resmen belirlendi. Bu çerçevede İsmet Berkan, Radikal'de darbe tertiplerini anlattığı yedi günlük dizisinin (4/11 Nisan) bir yerinde şöyle diyordu: 'Ergenekon soruşturmasının en önemli bulgularından biri, Cumhuriyet mitingleri öncesinde yapılan Cumhuriyet'in bombalanması-Danıştay saldırısı-Ümraniye bombaları ilişkisinin kurulmuş olmasıdır. Çünkü, Cumhuriyet'i bombalayanlarla Danıştay'a saldıranların aynı kişiler olduğunu biliyorduk, bilmediğimiz 'dinci-milliyetçi' çizgideki bu saldırganların gerçekte 'ulusalcı' ve AKP'den ne pahasına olursa olsun kurtulmayı hedefleyen bir başka çetenin emrinde olup olmadığıydı, şimdi onu da biliyoruz.' (Radikal, 10 Nisan 08, s.3) Bildiğimiz daha çok şey var. Bakalım, hepsi yazılabilecek mi?.."
<< Önceki Haber 367 kararı ve vahim bir iddia Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER