Cumhurbaşkanı’nın kendi başına
Anayasa Mahkemesi’ne
üye seçmesinden tutun, bu konuda
TBMM’nin devreye girmesine, yeni
yetkilere sahip olmasına
itirazlar edildi..
“Cumhurbaşkanı da olsa, bir kişiye yüksek mahkemeye üye seçme yetkisi bu kadar verilmemeli. TBMM, bu işe hiç karıştırılmamalı.. Yoksa yargıya
siyaset karışır!” denildi..
Peki; Cumhurbaşkanı’na, TBMM’ye böylesine itirazlar geliştirenlerin aklına, şu itirazlar hiç gelmedi mi?
Ne gibi?
Şunun gibi:
Askerî
Yargıtay’ın,
Anayasa Mahkemesi’ne bir üye seçme yetkisi var..
Yine
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’nin, aynı şekilde bir üye seçme yetkisi var..
Bugün yürürlükte olan sistemde de, aynı
kural var..
Bu kuralın anlamı ne?
Anlamı şu:
Anayasa Mahkemesi’nin bugün için 11 üyesinden ikisi asker.. Ve bu askerleri de, siviller değil, askerler kendileri seçiyor!
Hani tüm askerler oturup, iki üyeyi seçiyor olsalar, yine “eyvallah” diyeceğim..
Ama bakın, iki üye, elit bir tabaka tarafından nasıl seçiliyor?!
Üyelerden birisini seçen Askerî Yargıtay’da kaç üye var?
30 civarında.
Yani 30 kişi toplanıyor, içlerinden 3 kişiyi seçiyor!
Ve bu 3 kişiden birisi, Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Yani 30 kişinin seçtiklerinden birisi, mutlaka Anayasa Mahkemesi’ne üye oluyor.
Ve o 30 kişinin tamamı asker!
30
subay oturup, Anayasa Mahkemesi’ne 1 üye seçiyorlar ama, sözde sosyal demokrat, çağdaş
hukukçuların hiçbirisi bu kurala itiraz etmiyorlar!
Hatta utanmasalar, “Bu sayıyı ikiye, hatta üçe çıkarabilir miyiz?” bile diyeceklerini tahmin edebiliyorum...
Sadece Askerî Yargıtay değil..
Bir de Askerî Yüksek İdare Mahkemesi var. O da bir üye belirliyor, Anayasa Mahkemesi’ne.
Bunlara hiç kimseden itiraz gelmiyor, “Kardeşim, askerî yönetimle mi idare ediliyoruz? Ne demekmiş, 20 kişilik subaylardan oluşan bir kurulun, Anayasa Mahkemesi’ne üye seçmesi?”
Evet, ne Anayasa hukukçusundan itiraz geliyor, ne de ceza hukukçusundan..
YARSAV’dan itiraz beklemeyin zaten. Yargıtay’dan da beklemeyin.
Niye “Yargıtay’dan da beklemeyin” diyorum?..
Çünkü; asker karşısında kendi konumlarının ne kadar arka plana itildiğinin, farkında bile değil, muhteremler!..
Nasıl?
Şöyle:
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi’ndeki 20 subay, Anayasa Mahkemesi’ne 1 üye belirliyor. Askerî Yargıtay’daki 30 subay da 1 üye belirliyor.
Sonuçta 50 subay hakim, iki üye seçiyor, Anayasa Mahkemesi’ne..
Ama Yargıtay’daki 250 hakim, Anayasa Mahkemesi’ne, bugünkü sistemde sadece iki, yeni sistemde ise üç üye seçebiliyor..
Yani 50 askere verilen yetki, Yargıtay’daki 250 hakime ancak verilmiş..
Ama kimsenin çıtı çıkmıyor!
Kimse demiyor, “Askerî hakimlerden 2 Anayasa Mahkemesi üyesini, 50 subay seçiyor, biz 250 hakimiz, bizim de aynı orantılamaya göre en az 10 üye seçmemiz gerekmez mi?..” diye..
Yargıtay Başkanı da bir itirazda bulunmuyor..
Onlar adına şakşakçılık yapanlar da, bir
eleştiride bulunmuyorlar..
Varsa yoksa, halkın birebir seçtiği milletvekillerinin yetkilerine eleştiri.. Yeni sistemde halkın birebir seçeceği Cumhurbaşkanı’nın etkilerine eleştiri..
Askerin yetkilerine ise çıt yok!
Yoksa biber sürülür, dillerine..
Öyle mi, büyük hukukçular?
Öyle mi, kerameti kendinden menkul, sözde aydınlar!
ALİ KARAHASNOĞLU-VAKİT