Hakkari Çukurca'da 2,5 yıl önce '
komutanların döşediği
mayınla 7 askerin şehit olduğu' iddialarına ilişkin açılan davada hazırlanan ikinci askerî bilirkişi raporu tamamlandı. Rapora göre askerlerin sevkiyatı sırasında gerekli dikkat ve özen gösterilmedi. Mahkemenin 'kim sorumlu?' sorusuna bilirkişi, "Statü farkı gözetmeksizin yetkisi dahilinde ilgili
personel sorumlu." cevabını verdi.
Hakkari Çukurca'da 2,5 yıl önce 7 Mehmetçiğin şehit olduğu 'TSK mayını' davasında
sanık avukatlarının iddiaları ve
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin talebi üzerine hazırlanan ikinci bilirkişi raporunda askerlerin sevkiyatı sırasında yaşanan ihmallere dikkat çekildi. Raporda, askerlerin sevkiyatı sırasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği vurgulandı. Anti personel mayınlarının, uzaktan komutalı veya personel tarafından ateşlenmesi hariç tuzaklanarak kullanılmasının yasaklandığını belirten bilirkişi, iç mevzuatta da bu mayınların kullanılmasına yönelik hiçbir hüküm bulunmadığını kaydetti. Raporda, Çukurca'daki askerin döşediği mayının Ottava Sözleşmesi'ne aykırı olduğuna özellikle işaret edildi. Mahkemenin 'kim sorumlu?' sorusuna ise bilirkişi, "Direktif ve emirlerin, statü farkı gözetmeksizin yetkisi dahilinde ilgili personeli sorumlu kıldığı değerlendirilmektedir." cevabı verdi.
Dönemin Hakkari Tümen Komutanı
Tümgeneral Gürbüz Kaya hakkında bir değerlendirme yapılmayan raporda, mayınları döşeme emri veren, döşeyen, bu faaliyete nezaret ve
kontrol sorumluluğu olan personel ile
operasyon planını onaylayıp yayınlayanların sorumluluğu bulunduğu vurgulandı.
28
Mayıs 2009'da yaşanan olayla ilgili açılan 'dost mayını' davasında Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin son duruşmasında askeri bilirkişi raporunun tamamlandığı gündeme gelmişti. Raporun detayları belli oldu. Soruşturma aşamasında da görev alan bilirkişilerin hazırladığı ikinci raporda 7 askeri şehit eden mayın patlamasında yapılan ihmaller gözler önüne serildi. Raporda, patlamadan önce ayağı burkulan erin tahliyesinin doğru yapıldığı, ancak bölüğe emir ve talimatlara aykırı şekilde tuzaklanan mayınlar konusunda bilgi verilmediği kaydedildi. Sanık
Tuğgeneral Zeki Es'in döşenen mayınların
Kara Kuvvetleri ve Jandarma'nın talimat ve örnek
emniyet krokisine uygun olduğu iddiasına
cevap verildi. Söz konusu emniyet krokisinin, yürürlükteki uluslarararası
sözleşme,
kanun yönetmelik, emir ve talimnamelere uygun olduğu belirtilen raporda, ancak krokilerde uzaktan komutalı M18A1 yönlendirilmiş mayın ve aydınlatma mayını hariç mevzuat gereği kullanılması yasaklanmış diğer anti personel mayını, bubi tuzağı ve tuzaklara yer verilmediği ifade edildi. Raporda, Es'in avukatının iddiasının aksine tuzaklama tarzı mayınların Ottava Sözleşmesi'ne aykırı olduğu ve bunun sözleşmenin kabulünün ardından talimnamelere konulduğu vurgulandı. Raporda, Kara Kuvvetleri İç
Güvenlik Harekâtı Talimnamesi içeriğinde çeşitli maksatlarla anti personel mayınların tuzaklanarak kullanılabileceği hususlarının yer aldığı, ilgili komutanlıkların mevzuata aykırı bu tarz sözcük ve ifadeleri ivedilikle ayıklaması gerektiği vurgulandı.
Tuğgeneral Es'in hatası da raporda
Raporda Tuğgeneral Es'in talimatıyla döşendiği belirtilen mayın hakkında şu değerlendirme yapıldı: "Komutan, görev bölgesindeki
terörist tehdidini bertaraf etmek maksadıyla mevzuata aykırılığını da göz önüne alarak mayın/tuzaklama/EYP döşenmesi inisiyatifini kullansa bile en azından ast birliklerini bilgilendirmek üzere bölgenin hazırlanan krokisi üzerine EYP'lerin koordinatlarını, döşeme zamanını, röper noktalarını, geçit giriş ve çıkış koordinatlarını, mayınların cinsini ve miktarını, geçit genişliği gibi bilgilerin işaretlenmesinin ve operasyon emrine ek olarak konulmasının gerekli olduğu değerlendirmektedir."
Raporda, Tuğgeneral Es'in
olay yeri incelenmeden önce patlamayan diğer mayınları ortadan kaldırmasının uygun olduğu iddiası yalanlandı. Raporda, "Şehit ve yaralıların tahliyesi haricinde olay mahalline adli makamlar gelmeden önce, emniyet gerekçesiyle diğer tuzaklamaların
imha edilmesi maksadıyla girilmesinin, uygun bir hareket tarzı olmadığı değerlendirilmiştir. Söz konusu tuzakların imhası yerine, diğer tuzaklamaların yerlerinin işaretlenerek, adli makamlar bölgeye ulaşıncaya kadar emniyete alınması uygun mütalaa edilmektedir." denildi.