Van'a getirilen ve
askeri savcı tarafından ifadeleri alınan Piyade Erler İlhami Demir, İrfan Beyaz,
Özhan Şabanoğlu, Fatih Atakul, Fuat Başova ve
Ramazan Yüce ile Piyade
Uzman Çavuş Halis Çağan ile Piyade Çavuş Mehmet Şenkul, askeri
mahkeme tarafından tutuklanarak Van
Askeri Cezaevi'ne konuldu.
Erler hakkında, 'Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar' suçunu işlediklerine kanaat getirilirken, erlerden Fuat Başova ve
Ramazan Yüce hakkında ise ek olarak 'Yurt dışına firar' suçu eklendi.
Hakkari'nin
Dağlıca bölgesinde askeri birliğe
terör örgütü
PKK tarafından yapılan saldırı sonrası
teröristler tarafından kaçırılan 8 asker, dün Askeri Mahkemeye çıkarıldı. Erler hakkında 'Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar' suçu işlediğine kanaat getiren mahkeme, erlerden Fuat Başova ve Ramazan Yüce'nin 'Yurt dışına firar' suçunu işlediğini de karara ekledi.
Yurt dışına firar suçlamasından dolayı Başoda ve Yüce, vicahen tutuklanma talebiyle 2007/1813-1813 esas sayılı yazısıyla mahkemeye sevk edildi. Tutuklama talebi nedeniyle duruşmasız toplanan mahkeme heyetine
Hakim Yarbay
Yücel Savrul Başkanlık etti, Piyade
Binbaşı Mehmet Bulur Subay Üye, Hakim
Yüzbaşı Muhsin Öz
yurt Üye olarak katıldı. Askerlerin savunmalarını yapmak üzere Van Barosu Avukatlarından Ramazan Korkmaz duruşmada yer aldı.
Askeri Mahkeme, 8 askerin ifadelerini aldıktan sonra,
tutuklu yargılanmalarına karar verdi. Tutuklanan askerler Van Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Van Barosu tarafından görevlendirilen Avukat Ramazan Korkmaz,
sanık askerlerin ifadelerinde söz konusu suçlamaları reddettiğini ve emre itaatsızlık yapmadıklarını belirttiklerini söyledi.
"ASKERLER DEVLETE SİTEM ETTİ"
Konu ile ilgili görüşlerini belirten askerlerin Avukatı Ramazan Korkmaz, "Askerler mahkemede tutuklandılar. Mahkemede askerlerin ifadeleri alındı ve alınan ifadelerin ardından belirttiğimiz nedenlerden dolayı tutuklandılar. Ancak askerlerimiz bu durumu kabul etmedi ve suçsuz olduklarını söylediler. Askerlerimiz suçu kabul etmediler. Askerler, 'Biz devletimizi son kurşunumuza kadar koruduk. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Biz vatanımızı korumak için canımızı dişimize taktık ve mücadele ettik. Savaştık. Ancak şu anda suçlanıyoruz. Biz devletimizi sonuna kadar koruduk. Bize yapılan suçlamaları kabul etmiyor ve bunu anlamlandıramıyoruz' diyerek devlete sitem ettiler. Dosyada
gizlilik kararı olduğu için tüm resmi belgeleri alamadık. Şu anda
dosya gizli kararı olduğu için korunuyor ve istediğimiz belgeleri almıyoruz" dedi.
Korkmaz, ayrıca, "Bazı yerlerde askerlerin DTP üyesi olduğu söyleniyor. Bunlar tamamen söylentidir ve böyle bir durum söz konusu değildir" diye konuştu.
ASKERLERİN AVUKAT HUZURUNDA MAHKEMEYE VERDİĞİ İFADELERİ
P.Er. İlhami Demir: "Ben birliğimde mg-3 nişancısı olarak görev yapmaktaydım. Çatışma başlayınca
mevzilerde yerimizi aldık. Etrafımız çok sayıda terörist tarafından sarılmıştı. Mühimmatım bitinceye kadar üzerime düşen görevimi yaptım. Mühimmatım bitince teröristler etrafımızı sardı. Teslim olmak zorunda kaldım. Benimle aynı mevzide
İran Beyaz vardı. Ateş azalınca Cüneyit Demis 'tepe düştü, komutanlar bizi çağıyorlar' dedi. Biz de gerideki mevzilere doğru gitmeye kalktığımızda teröristler etrafımızı tamamen sarmıştı. Yapacağımız bir şey kalmamıştı. O tepede bulunan bütün komutanlar ve askerler gitmişlerdi. Ben görevimizi yaptığımıza inanıyorum."
P. Er. İrfan Beyaz: "Ben mg-3 nişancısıydım. Çatışma süresince teröristlere karşılık verdim. Silahım birkaç kez tutukluk yaptı ve tutukluluğunu giderip ateşe devam ettim. En son namlu şişti. Ateşe devam edemedim. Bu arada Cüneyt Ömür yanımıza geldi ve bizden şarjör istedi. Bizde yoktu. Bu arada Hasan Hüseyin Karacadağ geldi. Ömür'e, 'tepe düştü, komutanlar geri çekiliyoruz dedi, geride kimse kalmasın' dedi. Ben de biz de geliyor muyuz dedim. Ben ve İlhami ayağa kalktık, bir iki adım atmıştık ki, etraftan teslim olun diye sesler duyduk. Ben de komutanlarımız sanarak, komutanım diye hitap ettim. Karşımdaki ses, ne komutanı tepe düştü. Teslim olun dedi. O zaman terörist olduklarını anladım. Yanımıza geldiler ve biri üzerimizi aradı. Cebimde
el bombası vardı. Çıkarıp aşağı attı. Ben üzerime düşen görevi yaptığıma inanıyorum. Çatışma sırasında herhangi bir komutanımız ya da askerden
destek görmedik. Kendi başımıza çatıştık."
P.Er. Özhan Şabanoğlu: "Ben birliğimde havan nişancısı olarak görev yapıyorum. Çatışma sırasında yanımda şehit düşen Mustafa Uzman Çavuş vardı. 106'lık havan ile iki mermi attıktan sonra tutukluk yaptı. Mustafa Uzman havana bir iki
tekme attı. Çalışmayınca 81'lik havan mevzisine geçelim dedi. Bu mevzide Fatih Atakul da vardı. 81'lik havanla teröristlere 20 civarında mermi attık. Bu sırada Mustafa Uzman başka mevziye geçti. Bizim bulunduğumuz mevziye teröristler el bombası atmaya başlayınca yan taraftaki kayalıkların arasında mevzi aldık. Ben de HK-33
piyade tüfeği vardı. Fatih'te yoktu. Ben iki şarjör mermi bitinceye kadar teröristlere karşılık verdim.
Mermi bittikten sonra etrafımız sarıldı. Teslim olun çağrısı geldi. Ben mermimiz kalmadığı için karşılık veremedim. Teslim olmak zorunda kaldım. Görevimi yaptığıma inanıyorum. Çatışma esnasında çağırmamıza rağmen hiçbir komutanımızdan ya da askerden bize destek gelmedi."
P Er. Fatih Atakul: "Çatışma başladığında ben 81'lik havan mevzisinde tek başımaydım. Daha sonra şehit olan Mustafa Uzman ile Özhan Şabanoğlu yanıma geldiler. Teröristlere 20 civarında
havan mermisi attık. Mustafa uzmanın
piyade tüfeği yoktu. Benim tüfeğimi alarak teröristlere karşılık verdi. Bir ara yanımızdan ayrıldı. Benim tüfeğimi de götürmüştü. Bu arada bizim mevziye el bombası atılınca Özhan'la kayalıkların arkasında giderek
siper aldık. Özhan kendi tüfeği ile bir süre ateş etti. Mermisi bitti. Teröristler etrafımızı sardı. Mevzileri el bombası atarak
imha ediyorlardı. Teslim olun çağrısı yaptılar. Uzman
çavuş evliydi. Ben nişanlıydım. İkimiz mevzideki
uzman çavuşu korumak için çıkarak teslim olduk."
P. Uzman Çavuş. Halis Çağlayan: "Ben birliğimde tim komutanı olarak görevliydim. Ayrıca, komutanımız termal
kamera ile gözetleme yapma görevini de bana vermişti. Termal kamera pille çalıştığı için ara sıra dinlendiriyordum. Akşam üzeri karşı tepelerden el feri görüntüsü aldıklarını söylediler. Ben
akşam birkaç kez termal kamera ile gözetleme yaptım. Ancak görüntü alamadım. Hatta termal kamerayı dinlendirdiğim aralarda İrfan Beyaz'daki gece görüş dürbününü alarak da gözetleme yaptım. Ara sıra komutanımıza da
rapor verdim.
Dinleme yapan arkadaşlar o saatlerde yoğun konuşmalar tespit etmişler. Bu konuşmaları değerlendirmeye çalıştık. Hatta ben komutanımıza da buralarda bir hareketlilik olabilir diye fikrimi söyledim. Saat 24 sıralarında
Selçuk uzmanın dinlenme olarak kullandığı çadırlar bölgesine uğramıştım. Tekrar gözetleme yerine gitmek için çıktığım sırada hemen döneceğimi düşünerek
silahımı yanıma almamıştım. Bir anda etraftan silahlarla ateş edilmeye başlandı. Silahımı almaya gitmek istedim. Çok yoğun ateş vardı. 81'lik havan mevzisinin orada sahipsiz bir silah ve hücum yeleği gördüm. Bu silah ve hücum yeleğini alarak mevzi aldım. Bu sırada askerler düzensiz ve birbirlerine yakın mevzi almışlardı. Onları da yönlendirdim ve yakın durmayın dedim. Yoğun ateş altında olan mevzilere girmemelerini söyledim. Bir süre elimdeki silah ile ateş gelen kısımlara karşılık verdim ve şarjörümdeki mermi bittiğinde hücum yeleğindeki son şarjörü taktım. Bu sırada teröristler çok yaklaşmışlardı. Sesleri duyuluyordu. Yoğun ateş baskısı vardı. İçlerinden birisi çok düzgün
Türkçe ile bizim askerlere teslim olun çağrısı yapıyordu. Ben bu kişiyi gördüm. Nişan alarak ateş etmek istedim. Ancak silah tutukluk yaptı. Tutukluluğunu gidermeye çalıştım ve şarjörü takarak tekrar ateş etmek istedim. Bu ara Ramazan Yüce'nin
Kürtçe bildiği için teröristlere Kütçe bir şeyler söylediğini duydum sanırım. Onlar da teslim olmuştu. Bana iyice yaklaşan teröristlere silahım tutukluk yaptığı için ateş edemedim. Bu sırada biri bana silahını doğrulttu ve teslim ol dedi. Ben silahımı almasınlar diye kayalara doğru karanlığa bıraktım. Beni yukarı götürdüler ve termal kameranın yerini sordular. Arızalı olduğunu ve çalışmadığını söyledim. Daha sonra bizi götürdüler. Teröristlerden de yaralananlar vardı. Çatışma esnasında özellikle ben ve birkaç asker teröristlere karşı yoğun tarama ateşi açmıştık. Bu tarama ateşini kimin yaptığını sordular. Ben kendim yaptığımı söylemedim. Diğerleri de söylemediler. Ben görevimi yaptığıma inanıyorum."
P. Er. Ramazan Yüce: "Ben birliğimde havan nişancısı olarak görevliydim. Ancak ben Kürtçe bildiğim için komutanımız beni dinleme kestirme cihazının başında görevlendirmişti. Gündüz ben, gece Fuat duruyordu. Çatışma günü akşam üzeri ben bazı şifreli konuşmalar kaydettim. Bunları Türkçeye çevirerek komutanımıza bildirdim. Daha sonra görevi teslim ettim. İstirahata çekildim. Saat 24 sıralarında çatışma başlayınca ben de silahımı alarak kestirme cihazın olduğu mevzi bölgesine gittim. O bölgede çok yoğun el bombası ve silah atışı vardı. Fuat arkadaşım ve Halil uzman çavuş o mevzideydiler. Ben de o kayaların arkasında siper aldım ve bir şarjör süresince ateş ettim. İkinci şarjörü taktığımda silahım tutukluk yaptı. Teröristlerin eline geçmesin diye kayaların arkasına saklandım. Şehit olan Mustafa Uzman Çavuş beni 81'lik havan mevzisine çağırdı. 3 sefer Mustafa uzman ile havan atışı yaptık. Bu arada yakınımdaki mevzilere sızma oldu ve yoğun olarak mevzilere el bombası gelmeye başladı. Herkes dağılmıştı. Halis Uzman ve Özhan arkadaşım teröristlere doğru yoğun tarama ateşi yapmaya başladılar. Mustafa uzman da birisinin silahını alarak teröristlere ateş etmişti. Benim bulunduğum yere düşen bir el bombası ile ben elimden ve başımdan yaralandım. Bize iyice yaklaşan bir bayan terörist beni vurdular, beni bu tarafa götürün diye Kürtçe bağırıyordu. İçlerinden bize Türkçe olarak teslim olun diye bağıranlar vardı. Ben yaralandığım için ve karşılık verecek silahım olmadığı için teröristlere Kürtçe olarak teslim oluyorum diye
cevap verdim. Beni yanlarına aldılar. Kod adını sonradan öğrendiğim Cemşit Kod adlı Türkçe konuşan terörist beni silahla tehdit ederek diğer askerlere söyle teslim olsunlar dedi. Ben de bunun üzerine tepelere doğru teslim olun diye iki üç kez söyledim. Zaten o tepelerde bizim askerlerden kimse kalmamıştı ve teröristlerin eline geçmişti."
MAHKEME TUTUKLAMA İSTEDİ
İfadeleri alınan askerlerden sonra söz verilen Van Barosu Avukatlarından Ramazan Korkmaz, şüphelilerin çatışma esnasında üzerlerine düşeni yaparak son mermilerine kadar karşılık verdiklerini ve teslim olmadıklarını, teslim alındıklarını savundu.
Dosyada gizlilik kararı olduğu için inceleme yapamadıklarını anlatan Korkmaz, çatışma esnasında suç kastı oluşmadığını ve tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Ancak mahkeme heyeti, biri Uzman Çavuş 8 asker hakkında
tutuklama kararı aldı. P. Er İlhami Demir, P.Er. İrfan Beyaz, P.Er. Özhan Şabanoğlu, P.Er. Fatih Atakul, P. Çavuş Mehmet Şenkul hakkında 'Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, yüklenen suçun vasıf ve mahiyeti, askeri disiplinin aşırı derecede sarsılmış olması nedeni ile 353 S.K.'nın 71 ve CMK'nun 100 ve 101'nci maddeleri gereğince vicahen tutuklanmasına, P.Er. Fuat Başova ve P.Er. Ramazan Yüce'nin ise sıralanan maddelerle birlikte 'yurt dışına firar' suçlamasıyla tutuklanmasına, P. Uzman Çavuş Halis Çağan'ın ise sıralanan maddelere ek olarak 'memuriyet görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suçlamasıyla tutuklanmasına karar verildi. Yakınlarına haber verilmesine ve 7 gün içinde
Ağrı 12. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde
itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.
CİHAN