Elazığlı Heylani Kebir aşiretinin reisi Sait
Ali Bayrak, 6 yıl 2 aydır babasının
İsviçre’de
Credit Suisse Bankası’nın emanet kasasına 12 Eylül’den 1.5 ay önce emanet ettiği bugünkü değeri 2 milyar doları bulan
altınlarını Türkiye’ye getirme mücadelesi veriyor. 800 bin
Osmanlı altınıyla ilgili hukuki mücadelesini sürdüren Bayrak’ı geçtiğimiz günlerde İsviçre
Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz Elazığ’da ziyaret etti. Bu ziyaretle yeniden umutlanan Bayrak, “Sağolsun Büyükelçi Kunz evime
misafir oldu, bir gece yatılı kaldı. Bizim sorunumuz
banka ile. İsviçre devleti bizim sorunu çözmeye çalışıyor. İsviçre dışişleri, maliye bakanlıkları konuya el atmış durumdalar. Öyle tahmin ediyorum ki kısa bir süre içerisinde bu sorun çözülecek” dedi.
Büyükelçilik:
Taraf değiliz
Ancak dün VATAN’ın soruları üzerine açıklama yapan İsviçre Büyükelçiliği, Bayrak’ın hayallerini suya düşürdü. İsviçre’nin Ankara Büyükelçiliğinden Levent Durukan , “Büyükelçi Kunz’un Elazığ ziyareti turistik ve özel bir ziyaretti, Bayrak
ailesi ile tanışmak içindi. Basının orada olacağından habersizdi. Gayri resmi bir ziyaretti. Kendisi ve
büyükelçilik konuyu biliyor. Aile ile Credit Suisse arasındaki sorun biliniyor. Bu iki taraf arasında (banka ve Bayrak ailesi) özel bir meseledir. Bunun da özel bir şekilde
kanuni bir çerçevede çözülmesi gerekir. Büyükelçilik olarak yardımcı olmamız ya da taraf olmamız mümkün değil. Basında daha önce çıkan açıklamalar dikkate alınmamalıdır” diye konuştu.
‘Hileli bir durum var’
Büyükelçilğin topu attığı Credit Suisse Bankası da, konuyla ilgili ilk kez açıklama yaptı. Banka Sözcüsü Monica Sasha konuyla ilgili, “Credit Suisse olarak Ne Bayrak ailesi ne de başka bir müşterilerimiz hakkında bilgi ve görüş veremeyiz. Bu kurumumuzun güvenlilirliğiyle ilgili kuralımızdır. Uzun süreden beri süren bir sorun var. Biraz hileli bir durum var. Daha fazla bilgi veremem” dedi.
Değeri 2 milyar dolar
İsviçre’deki 800 bin Osmanlı altının şuanki piyasa değerinin 2 milyar dolar olduğunu söyleyen ve bu altınları alması durumunda bununla Elazığ’a yatırım istediğini belirten
Sait Ali Bayrak, altınların öyküsünü şu şekilde anlattı: “”Babam 12 Eylül’den birbuçuk ay önce siyasi ortamın karışıklığından korkup,
darbe olacağının da duyumunu alınca aile
mirası olan 800 bin adet Osmanlı altınını iki yakın dostunun da yardımıyla önce Elazığ’dan kara yolu ile
İstanbul’a, İstanbul limanından bir gemi ile İtalya’ya ve yine
karayolu ile İsviçre’ye çıkarmış. Bu güzergah bizim tahminimiz. Babam uluslararası bağlantıları olan bir tüccardı. Bu varlığı Elazığ’daki evimizim altına kazdığı bir çukura gömmüştü. Babam ‘2. Dünya savaşında Nazi altınlarını saklayan İsviçre benim altınlarımı saklar’ diye düşünmüş, biliyorsunuz en güvenli ülkedir İsviçre, dünyanın kasasıdır. Babamdan bize kalan bu altınlar aile mirasıdır, ticaretle yapılmış bir servettir.”
VATAN