Yıllar sonra
Evren'e
çağrı yaptılar: "Gel de, bizim güzel, kahraman köyümüzün resmini yap"
1982 Anayasası'na yüzde 80'le "hayır" veren
Topağaç köylüsü o günlerdeki baskıyı unutmadı. Yıllar sonra Evren'e çağrı yaptılar: "Gel de, bizim güzel, kahraman köyümüzün resmini yap"
Türkiye, yeni bir referandumun eşiğindeyken, 1982 Anayasası'na yüzde 80'in üzerinde 'hayır' oyu veren Topağaç köyü herkesin dilinde. Ancak Topağaç'ta yaşayanlar, hala yaralarını sarmaya çalışıyor. O günleri nezarethanede geçiren
İhsan Başer, "
Kenan Evren, anayasaya 'hayır' demeyi bize pahalıya ödetti" diyor.
Sakarya'ya 16 kilometre uzaklıktaki
Akyazı ilçesine bağlı Topağaç, 350 haneli, bin 400 nüfuslu şirin bir köy. Bu köy, 1982 Anayasası'na, bütün baskılara rağmen 'hayır' diyen tek köy. O dönemin askeri yönetimi tarafından cezalandırılmalarının ve bu anayasa değişikliğine ise yüzde yüz '
evet' diyeceklerinin basında yer almasından sonra dikkatleri üzerine çeken Topağaç köylüleriyle buluştuk. Köy kahvehanesini açık
oturum mekânı gibi kullanan köylülüler, "O tarihte bu köyde CHP'li de, MHP'li de, AP'li de vardı. Demokratik bir köydük ama çok çektik. Bu köyün çobanı bile kime 'evet', kime 'hayır' diyeceğini bilir. Darbeyle gelen hiçbir anayasaya 'evet' demez. Ama bu yeni anayasaya yüzde yüz 'evet' der. Bakın görün bu köyden yüzde yüz 'evet' çıkacak" diyor.
KÖYE SİLAH SOKMAK YASAKTI
Eğitim Bir-Sen Sakarya Şubesi tarafından 'kahraman' ilan edilen köylülerin yüzüne, '1982 yılı' denilince bir hüzün çöküyor. En çok da Evren'e öfkeliler. Muhtarlığı babasından devralan
Mustafa Başer, şunları anlatıyor: "Ben de 'hayır' oyu verdim. Sonra askerler köye girdi. Babam İsmail Başer'den
silahları istedi. 'Silah yok ki verelim' dedi. Onu
muhtarlık görevinden aldılar. 45 gün nezarethanede tuttular. Babamın tek ayağı vardı. Günlerce o tek ayağının üstünde bekletmişler. Sonra cezaevine gönderdiler. Onu aylarca göremedik. Suçu köydeki silahları vermemekmiş. Oysa babam yıllar önce bir düğünde atılan kurşun, bir genci öldürdüğü için köyde silahı yasaklamıştı. Babam 10 yıl sonra öldü. Annem de arkasından hayatını kaybetti."
"YUNAN'A ESİR DÜŞSEM İYİYDİ"
Cezaevine düşenlerden un fabrikası işletmecisi 69 yaşındaki İhsan Başer de, o günleri hiç unutmuyor: "Muhtar İsmail ile beni götürdüler. İkimizin de gözlerini bağladılar. Terörist miydik, neydik? Sakarya Kışlası'nda 45 gün
esir gibi tutulduk. Bizi tuvalete kilitlediler. Oruçluydum. Günlerce orucumu bozamadım. İnsanlık namına bir kuru ekmeği esirgediler.
Yunan karakoluna esir düşsem bu eziyeti görmezdim." Başer,
sıkıyönetim mahkemesinde hakimin, "Siz anayasaya 'hayır' demişsiniz. Herkesi 'hayır' desin diye etkilemişsiniz" dediğini söyleyerek şöyle devam ediyor: "Ben de, 'Darbeyle gelen her anayasaya hayır deriz' dedim. Sonra Evren, köy yakınlarında bir fabrikanın açılışına geldi. Sadece bizim köy, karşılama pankartı açmadı. 'Bir Topağaç köyü varmış. Onlar yok. Neyse, anayasaya 'evet' diyen de, 'hayır' diyen de sağolsun. Hepsine teşekkür ediyorum' demiş. Ama 'hayır' demeyi de, 'hoş geldin' pankartı açmamayı da bize pahalıya ödetti. Yıllar sonra ona tek bir şey söylüyorum: Gel de şimdi, bizim güzel, kahraman köyümüzün resmini yap." Sabriye Saygı da (80) "Gözümüze uyku girmezdi.
Asker bu gece kimi alacak diye korkardık" diyerek o günleri anlatıyor.
SABAH