28 üyeli birlik, herhangi bir yasal düzenleme yapılmadan evvel ilgili bütün tarafların görüşlerinin alınmasının “hayati” olduğunu vurguladı. AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Avrupa Komşuluk Siyaseti’nden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin ofisinden yapılan açıklamada, Brüksel’in tartışmayı takip ettiğine dikkat çekilerek, Bakanlar Kurulu’na bu yönde bir taslak sunulduğundan ise haberdar olmadıkları kaydedildi.
Komisyon, dershane gibi konuların “mümkün olan en geniş mutabakatı” gerektirdiğini vurgulayarak, ilgili taraflarla istişarenin ne denli önemli olduğuna işaret etti. Açıklamada, AB’nin 2002’den bu yana eğitimin modernizasyonu için Türkiye’ye 500 milyon Euro yardım yaptığı da kaydedildi.
Açıklamanın tam metni şöyle: “Türkiye’de konuya ilişkin sürmekte olan tartışmayı takip ediyoruz. Bakanlar Kurulu’na sunulan bir taslaktan haberdar değiliz. Bu tür konular mümkün olan en geniş mutabakatı gerektirir. İlgili taraflarla danışma hayatidir. AB 2002’den bu yana Türkiye’de eğitim sisteminin modernizasyonu için 500 milyon Euro’dan fazla mali yardımda bulunmuştur.”
Türkiye’deki dini ve demokrat kanaat önderlerinin de tepki gösterdiği plana AB’den ilk tepkiler ise geçtiğimiz hafta sonunda gelmişti.
Komisyon, 16 Ekim’de yayınladığı ilerleme raporunda da eğitime ayrılan bütçenin artırılmasını memnuniyetle karşılarken, kız öğrencilerin eğitimi, 4+4+4 sistemindeki eksikleri ve eğitim kalitesini eleştirmişti. Rapor, sivil toplumla istişarelerini azalttığı tespiti yaptığı hükümeti ise birçok konu başlığı altında tenkit etmişti. İktidarın vatandaşın günlük hayatını etkileyen kararlarda sivil topluma danışmamayı “teamül” haline getirdiğini ifade eden rapor, “yasama sürecinde sivil toplum ve diğer ilgili taraflarla sistematik istişareler konusundaki uzun süredir devam eden tartışmada herhangi bir ilerleme kaydedilemedi” demiş, Sayıştay kanun tasarısı ile büyükşehir belediyeler kanununu bu duruma örnek göstermişti.