Amerikalı ünlü tarih Profesörü Justin McCarthy bu gerçeğe dikkat çekenlerin başında geliyor.
Prof Dr. Justin McCarthy Samanyolu Haber’e konuştu
Osmanlı Hükümeti neden Ermeni nüfusunu Anadolu'nun doğu bölgesinde tehcire karar verdi?
''ERMENİLER OSMANLIYA İHANET ETTİ''
Osmanlı hükümeti Van bölgesi ve Şebin Karahisar,
Urfa, gibi diğer bölgelerdeki Ermenilerin
isyan ettiklerini ve Ruslara
yardım ettiklerini fark etti. Diğer bölgelerdeki Ermenilerin de isyan etmesinden ve işgalcilerin gelip Ermenileri
ajan gibi kullanmalarından çekiniyordu. Bunun gerçekleşmesini önlemek için de Ermenilerin yerini değiştirme gereği hissettiler. Belki bunu gereğinden fazla yaptılar ancak hiç kuşkusuz bu kadar çok Ermeni'yi yerinden etmek için oldukça iyi nedenleri vardı. Ermeni gruplar tarafından tam anlamıyla bir
ihanet tehlikesi vardı ve onlar da bu konuda bir şeyler yapmak zorundaydılar.
Van'daki isyan, Osmanlılara karşı gerçekleştirilen isyanlar arasından gelmiş geçmiş en tehlikeli isyandı. Ermeniler, Rusya'nın Van'ı almasından dokuz ay önce isyan etmeye başlamışlardı.
Eylül 1914'te, savaş bile başlamadan önce isyan etmeye başladılar. Ve sadece Osmanlılardan Van şehrini almakla ve onu Ruslara vermekle kalmadılar, ama aynı zamanda Osmanlı askerlerine saldırdılar,
iletişim hatlarını kestiler ve altı bin Osmanlı askerini cepheden alıkoydular. Ruslarla savaşmak yerine bu askerler Van'a gittiler ve Ermenilerle savaştılar. O yüzden Van'da muazzam seviyede bir tehlike vardı ve bu Osmanlılar için o kadar büyük bir tehdit teşkil etmekteydi ki, Osmanlıların "tehcir
yasasını" kabul etmelerinin başlıca sebeplerinden birisi budur.
Her iki tarafın da kayıpları düşünüldüğünde bize bir tahmini rakam verebilir misiniz? Ermeni halkının kasıtlı bir şekilde öldürülmesi iddialarına nasıl bir karşılık veriyorsunuz?
3 MİLYON MÜSLÜMAN 600 BİN ERMENİ ÖLDÜ
Benim kanaatime göre Anadolu'da 600 bin Ermeni öldü ve yaklaşık 3 milyon da
Müslüman hayatını kaybetti. Bu Müslümanların
Kürt veya Türk olduğunu söyleyemeyiz, aslında her ikisi de olabilir çünkü Osmanlılar nüfus kayıtlarını din esasına göre tutmaktaydı. Ancak en az 3 milyon Müslüman'ın öldüğünü biliyoruz ve bu arada birçok
Yahudi, Rum ve diğer gruplardan da ölen oldu. Demografik bir
analiz yaptığımızda durumun bu şekilde olduğunu biliyoruz ve bizim elimizde bulunan en iyi istatistikler de bunlar. Maalesef insanlar pek çok istatistik yaptılar, çünkü mazlum olan grubun kendileri olduğunu göstermek istediler, insanların neden öldüklerine bakacak olursak, pek çoğu vurulmuş, pek çoğu da bir yerlerde öldürülmüştü ancak en büyük grup, bunların çoğunluğu
açlık ve hastalıktan hayatını kaybetti. Doğu Anadolu bölgelerinde tifüs, tifo ve
kolera vardı. Bu hastalıkların hepsi doğudaki nüfusa büyük
darbe indirmiştir. Bunun da ötesinde muazzam seviyede bir açlık vardı.
ERMENİLERİN ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN EMİR YOK
Ermenilerin öldürülmesi meselesine gelince de, açıkçası sorulması gereken soru şudur: Emir verilmiş miydi? Osmanlılar, Ermenilerin öldürülmesini emretmiş miydi ya da bütün Ermenilerin öldürülmesi emrini vermişler miydi? Bu konuda söyleyebileceğiniz tek şey, elimizde bunu ispat edecek hiçbir
delilin olmadığıdır. Eğer bütün Ermenileri öldürmek isteselerdi neden
İzmir,
İstanbul, Edirne'deki bütün Ermenileri bıraktılar, neden onların kılına bile dokunmadan bıraktılar? Tehcire maruz kalan Ermenilerin yüzde sekseni hayatta. Bu insanların yüzde sekseni öldürülmeden şehirden çıkabildiler. Eğer Osmanlılar bu insanları öldürmek isteselerdi öldürürlerdi. Açıkça görülüyor ki, öldürmek istemiyorlardı. Elimizdeki tek delil, tehcire dair tek delil, Osmanlıların, bu insanların
yaşamalarını istediklerini göstermekteydi, Ermenilere iyi muamele etmekle ilgili birçok yasa vardı. Ailesi Ermeniler tarafından öldürülen bir insan, Ermenilerden intikam almak, onları öldürmek isteyecektir, bunlar elbette ki olur. Ancak Osmanlılar 2000'den Türk ve Kürdü, Ermenilere karşı suç işlemekten dolayı yargıladı ve mahkum etti. Ve bu da çok önemli çünkü bu, Osmanlıların, Ermenileri öldürmek istemediklerini gösterir; birileri Ermenileri öldürmeye kalktığında Osmanlı bu kişileri alıp hapse koydu. Ermenilere karşı suç işledikten ötürü asılan kişiler oldu. Eğer bunun bir soykırım olduğuna inanmak istiyorsanız,
Hitler ile karşılaştırıldığında, Hitler'i Yahudileri öldüren kişileri hapse attığını, Yahudilere zarar verdiği için insanları idam ettiğini düşünebiliyor musunuz? Tabii ki hayır. Ancak Osmanlı hükümeti Ermenileri korumak istiyordu, ama bunu yeterince iyi bir şekilde yapamadılar. Osmanlılar, kendi halklarını korumakta başarısız oldular. Ve bu, bir hükümetin yapmaması gereken bir şeydi. Bir hükümet, Ermeni olsun, Türk olsun, Yahudi olsun, kim olursa olsun halkını korumak zorundadır. Osmanlılar tamamen masum değildir, başarısız oldular ancak Ermenilere yönelik toplu bir soykırımı hiçbir zaman düşünmediler.
Eğer Ermenilerin can kaybı tasarlanmamışsa, neden ABD de dahil olmak üzere Batı ülkelerinde Ermenilerin kasıtlı öldürüldüklerini iddia eden bu kadar çok yayın ve teşkilat var, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
''ÖNYARGILAR ÇOK GÜÇLÜ VE HALA DA DİPDİRİ''
Soykırımın olduğuna bu kadar yaygın bir şekilde inanılmasının bence üç nedeni var. Birincisi, Türk hükümeti uzun yıllar boyunca bu konuyu tartışmak, gündeme getirmek istemedi. Birinci Dünya
Savaşından sonra birçok Türk evinden
sürgün edildi, keza
Mustafa Kemal atatürk'ün kendisi de Selanik'tendi. Bütün Türkler, "intikamını almalıyız", Selanik'teki herkes, "topraklarımızı geri almalıyız" diyordu ancak
Atatürk duruma son derece zekice el koydu ve durun dedi. "Eğer bu böyle devam ederse, yok oluruz, yurtta sulh, cihanda sulha ihtiyacımız var", dedi. Evet bu çok iyi bir şeydi, fakat sorunun bir parçası şudur ki, bu da kimsenin olan biten hakkında konuşmayacağı anlamına gelmekteydi.
Türkiye'de kimseye Ermenilerin, Rumların Türklere yaptıkları hakkında gerçekten yüksek sesle konuşmaya izin verilmedi. Ama Amerika'da,
Ermenistan'da, İngiltere'de,
Fransa'da herkes Türklerin suçlu olduğunu söyledi ve Türkler hiçbir şey söylemedi. Tamamen sessiz kaldılar. Türklerin bu konu hakkında gerçek anlamıyla konuşmaları ancak 1980'lerde, çok geç bir dönemde gerçekleşti. Dolayısıyla ilk neden, Türklerin kendilerini savunmamalarıdır. İkinci sebep, açıkça anlaşılabilir ki
politikadır. Fransa'da yüz binlerce Ermeni yaşıyor ve bu insanlar oy kullanıyor. Bunlar
kampanya katkılarında bulunuyorlar, iş sahibi zengin insanlar. Kaliforniya'da da aynı durum mevcut. Siyasi güce sahip birçok Ermeni'ye sahipsiniz ve onlar da bunu bu amaçla kullanıyorlar. Üçüncü sebep ise, önyargılar. Türkler Amerikalılar,
Avrupalılar tarafından Müslümanların lideri olarak görülmekteydi. Hristiyanlığın tehlikeli düşmanları olarak görülmektelerdi. Bu önyargılar çok uzun zaman devam etti, birçok insan artık bu şekilde düşünmüyor, dinler hakkında bu şekilde düşünmüyor ancak önyargılar devam ediyor. İnsanların zihinlerinde yer ettiler ve insanlar Türkler hakkında düşündükleri zaman "mutlaka onlar suçludur" diye düşündüler. Ve maalesef buna karşı koymak da çok güç. Türklerin de herkes gibi kimisi iyi, kimisi kötü, normal insanlar olduklarını dünyadaki bütün insanlara gerçekten göstermeleri birçok nesiller boyu sürecektir. Maalesef önyargılar çok güçlü ve hala da dipdiri.
Neden Ermeniler İkinci Dünya Savaşı ve BM'in Ermeni Soykırımı ve Yahudi Soykırımı üzerine kararından sonra Sözde Ermeni Soykırımı iddialarını artırmaya başladılar?
BATI, TÜRKLERİ POTANSİYEL SUÇLU OLARAK GÖRÜYOR
Ermeniler soykırım kelimesini kullanmaya çok geç başladılar ancak bunu ya
katliam ya da başka şekillerde dile getirdiler. Onların tarafında gerçekten ilgi çeken konu şu ki, onlar hiçbir Müslümanın öldüğünü varsaymıyorlar, diğer tarafı hiçbir şekilde düşünmüyorlar. Elbette doğrudur, Birinci Dünya Savaşında Ermenilere yönelik katliamlar olmuştur, ama aynı zamanda Müslümanlara da yönelik katliamlar olmuştur, üstelik Ermenilerden çok daha fazla Müslüman öldürülmüştür. Ancak Ermenilerin bunu bu şekilde gündeme getirmeleri,
baskı oluşturmaları İkinci Dünya Savaşından önce olmayacaktır. Fakat en azından Amerikalılar ve Avrupalılar, her zaman Türklerin suçlu olduklarını düşünmüşlerdir. Ve Ermeniler de her zaman Türklerin bunu yaptıklarını söylemişlerdir fakat bu kelimeyi kullanmamışlardır. Soykırım kelimesi de aslında Ermenilere yapılanları ifade etmek için üretilmiş bir kelimedir. Parlamentolardaki insanlar, bölgeyi tanımayan tarihçiler, metinler, kitaplar, yazan insanlar, böyle insanlar hep vardır, rahipler, bakanlar, liderler, bu konuda demeçler veren insanlar hiçbir zaman tarihi okumamışlardır. Sadece bunun doğru olduğunu bilirler. Önyargının nasıl bir şey olduğuna işte bu bir örnektir. Eğer insanlara "Türkler Ermenileri öldürdü mü" diye sorarsanız, onlar da "Elbette Türkler öldürdü" derler. Ve "Nerden biliyorsunuz?" diye sorduğunuzda, "işte biliyoruz" derler. Belçika'daydım, Avrupa Parlamentosunda bir konuşma yapıyordum ve konuşmayı dinleyen bir bey vardı ve bana şeytani, çok kötü bir adam olduğumu ve çok kötü şeyler yaptığımı söyledi. Ve ben de ona neden böyle söylediğini sordum. Bana öyle olduğunuzu biliyorum dedi. Ben de ona "hiç benim kitaplarımdan birini okudunuz mu" diye sordum. "
Hayır, kitaplarınızdan hiçbirini okumadım ama nasıl bir adam olduğunuzu biliyorum" dedi. İşte önyargı budur. Konuşmadan önce içeriği üzerinde çalışmanız gerekmektedir ve maalesef önyargı çok kuvvetli.
''ERMENİLER SAHTE BELGELER HAZIRLADI''
Osmanlı hükümetinin "bütün Ermenileri öldürün" dediğini göstermek istediler. Meseleyi ellerinden en iyi nasıl geliyorsa o şekilde ispat etmeye çalıştılar. Ama Osmanlı hükümeti bunu yapmadı. O zaman ne yapabilirlerdi? Bunu
icat etmeliydiler. Belgeleri kendileri yapmak zorundaydılar, altında
Talat Paşa yazan boş telgraf formlarını aldılar. İddialarını ispat etmek için bunu yapmak zorundaydılar ama elbette ki yapamadılar çünkü Türk akademisyenler bu belgelerin icat edildiğini ve hiçbirinin doğru olmadığını gösterdiler. Telgraflar doğru değildi, imzalara baktılar, kayıtlara baktılar, orada bulunan her şeye baktılar ve bunların gerçek olmadığını gördüler. Bunu neden yaptılar. İnsanlar ulusları için hiç durmadan yalan söylerler. İnsanlar kendi taraflarının kazanması için her zaman yalan söylerler. Bu sürekli olur, sadece
siyasette değil, günlük hayatta da insanlar eşlerine bile bazen yalan söyler.
Konuşmanızda birçok sahtecilik ve yalan delil gösterme örneği olduğunu ifade ettiniz. Sizce neden bazı insanlar Ermeni meselesi ile ilgili iddialarını desteklemek için sahte belgeler ve yalan deliller kullandılar?
''TÜRKLER İÇİN ONUR GERÇEK VE ÖNEMLİ BİR ŞEYDİR''
Ermeni milliyetçilerin yapmaya çalıştığı şey, Türkiye üzerinde o kadar çok baskı oluşturmak ve isteklerine uymak zorunda bırakmaktır. Türkiye bir soykırım olduğunu kabul etsin, Türkiye Ermenilere tazminat için para versin, daha sonra Ermenilere
Erzurum,
Kars ve Van'ı versin... onların istedikleri bu. Ve Türkiye üzerinde özellikle AB ve ayrıca Amerika yoluyla siyasi baskı oluşturarak Türkiye'nin bunu
itiraf edeceğini düşünüyorlar, Türkiye bunun doğru olduğuna inanmasa bile. Bazen siyasetçiler, ülkelerine yardım etmek için yanlış şeyleri yaparlar, bazen buna engel olamazlar ancak yapılacak en kolay şey budur. Ermeniler, bir gün bir Türk başbakanın ya da cumhurbaşkanının "yeter" diyeceğini hayal ediyorlar, "işte yaptık" diyeceklerini zannediyorlar. Ve tabii böyle bir şey yaparsa bu elbette ki Türkiye için tam bir felaket olacaktır. Ermeniler de Türkler üzerinde siyasi baskı oluşturmaya devam ederek, özellikle "bunu kabul etmediğiniz sürece AB'ye giremezsiniz" diyorlar ki, bunun olması çok muhtemeldir. Türkiye üzerinde baskı yapmaya devam ediyorlar ve Türkiye'nin pes edeceğini düşünüyorlar. Ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben onların Türkleri tanıdığını da düşünmüyorum. Türkler için onur gerçek ve önemli bir şeydir. Ve ben Türklerin yalan söyleyeceklerini de zannetmiyorum ama birçok Ermeni bu şekilde düşünmektedir. Bence ben haklıyım. Bunu göreceğiz.
Kongredeki bazı temsilcilerin Sözde Ermeni Soykırımı Tasarısını geçirmeye çalıştığı bir dönemde ABD, Fransa ve Avrupa'daki diğer ülkeler dahil olmak üzere bazı ülkelerde tarihsel olayların siyasileştirilmesini nasıl görüyorsunuz? ABD Kongresinde Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan yasanın geçmesinin Türk Amerikan ilişkilerini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
''YASANIN KABUL EDİLMESİ TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR''
Eğer
Temsilciler Meclisi sözde soykırım yasasını kabul ederse kesinlikle Türk Amerikan ilişkilerine büyük zarar verecektir. Özellikle Senato da bu yasayı geçirirse bu daha da ileri bir boyuta ulaştıracaktır. İlişkiler, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir şekilde bozulacaktır, Türkler bunu hiç iyi karşılamayacaktır ve iyi de karşılamamaları gerekir. Niye kendi ülkeleri hakkında benim ülkemin yalan söylemesini kabul etsinler ki? Bu hiç doğru değil. Sorun şu ki, bir Amerika sözü vardır: "Siyaset yereldir." Bu da şu anlama gelir; temsilcilerden bir tanesi böyle bir konu hakkında oy verir, bunun için en önemli şey genellikle tarihin gerçekliği değildir, tarihi zaten bilmez, genellikle
dış politika da değildir, sadece kendi bölgesindekilerin ne dediğidir, bu insanların kendisi için yaptıkları kampanyalardır, onun seçilmesine katkıda bulunan insanlardır, onların ne söylediğidir. Onun peşini güttüğü şey böyle bir şeydir.
Fransız parlamentosu olsun, Amerikan kongresi olsun gerçekle yüzleşmek zorundayız, bu insanlar
Türk tarihi hakkında hiçbir şey bilmiyorlar, bilenlerinse sayısı çok az. Türk tarihi hakkında konuşabilecekleri hissine kapılıyorlar, neden? Mühendislik, fizik ya da
kimya, hatta
İngiliz edebiyatı üzerine bile konuşmuyorlar. Ama bunu yaptılar, neden yaptılar, çünkü ülkedeki Ermeniler oy kullanıyor. İnsanlar bağışlarda bulunuyorlar ama özellikle de bunu Türklerin yaptıklarına inanan Amerikalılar yapıyor. Onların oy verdikleri insanlar bu kişiler işte. Ve maalesef bunun ülkemiz üzerine kötü etkileri olacak.
Bu şartlar altında Türk hükümeti ve Türk halkının ne yapacağını düşünüyorsunuz?
''TÜRK HALKI ŞUNU BİLSİN Kİ AMERİKA YANLIŞ YAPIYOR''
Türk hükümetinin elinden geldiğince makul olmasını umuyorum. Bizim bir deyişimiz vardır, bindiği dalı kesmek diye, başka bir deyişle, Türk hükümeti kızgınlıkla hareket etmemesini umuyorum, onun yerine Türkiye siyasi olarak yapabileceği en iyi ne varsa onu yapmalı. Bu da şu anlama geliyor ki, Amerika yanlış olanı yapsa bile Amerika ile yaşamak zorundasınız. Sonuçta dünyadaki hiçbir ülkenin Amerika'yı unutma lüksü yok. Türkiye'nin verebileceği en kötü karar, ''tamam Amerikalılar bizi sevmiyor, Avrupalılar bizi sevmiyor, biz kendimizi Türkler olarak sarmalayacağız, sadece biz Türkler olarak kalacağız,dünyanın geri kalanına boş vereceğiz'' demek.. Bu korkunç bir hata olur. Çünkü Türkler için en önemli olan şey, herkeste olduğu gibi, insanlarının iyi bir yaşam, iyi iş, iyi bir eğitim ve yeterli yiyeceğe sahip olmasını sağlamaktır ve bu yüzden de dünya ile
alışveriş yapmak zorundasınız. Ama Türkler Amerikalıların şunu bilmesini sağlamaları gerekiyor; Amerikalılar bir müttefiklerini aşağıladılar, olmayan bir tarihi yazdılar ve yanlış yapıyorlar. Ama elbette ki diplomatik ilişkilere, konuşmaya devam etmek gerekir, Amerika ile birlikte kalın çünkü başka şansınız yok. Türkiye'nin Amerika ile birlikte kalması kendi yararına olacaktır.
Dünyadaki Ermeni diasporası tarafından düzenlenen kampanyalardan, özellikle Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler düşünüldüğünde birileri faydalanacak mıdır sizce?
''ERMENİSTAN İŞGAL ETTİĞİ AZERİ TOPRAKLARINDAN ÇEKİLMELİ''
Türkiye ile Ermenistan'ın, tarihin bu kısmını unutmaları ve biraraya gelmeleri gerekiyor. Erdoğan ve Baykal'ın önerileri bir araya getirilmeli. Birlikte ele alınacak önerilerin ortaya konması çok iyi bir şey. Ama bence Ermeniler, Türkler ile görüşürken soykırım meselesiyle ilgili her şeyi unutmalılar, Türkler de aynı şekilde davranmalı. Önce şunun sorulması gerekir: İki halk için yapılacak en iyi şey nedir? Ermeniler ve Ermenistan için hiç tartışmasız en iyi şey Türkiye ile alışveriş yapmaktır, hiç tartışmasız… Dolayısıyla, Ermeniler'e şunu demek gerekir ki, "bu nefreti bir kenara bırakın, tarihi bir kenara bırakın ve Azerbaycan'ı bırakın". Yani eğer bir Karabağ meselesini ele almak istiyorlarsa, tamam, ama onlar bir bölgenin dörtte birini, Azerbaycan'ı
kontrol etmeye kalkıyorlar. Eğer Türkiye ile gerçekten barışçıl ilişkiler yürütmek istiyorlarsa bütün o bölgeyi Azerbaycan'a bırakmalı ve soykırım ile ilgili bütün bu siyasi iddiaları unutmalı ve sadece "biz yan yana yaşayan iki ülkeyiz, biz dost olacağız, alışveriş yapacağız, birbirlerimizin okullarına gideceğiz, öğreneceğiz" demeliler ve bir kere dostane ilişkiler kuruldu mu bütün bunlar geride kalacaktır, insanlar bir kere birlikte yaşamayı öğrendi mi bu olacaktır. Ama elbette ki bu idealizm oluyor, ben bunun olacağını düşünmüyorum, gerçek olmasını umardım ama gerçekleşeceğini sanmıyorum.