ABD
Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice aslında 1 Kasım'da
Ankara'da olmayacak; o gün yola çıkıp 2 Kasım'da Ankara'da olacak. 2 Kasım'da Ankara'da
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan dışında kimlerle görüşeceği kesin değil, ama
Başbakan Tayyip Erdoğan listede. ABD Başkanı George
Bush'un bir
mesajını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bizzat sunması da mümkün.
Bunların hiçbiri kesinleşmiş değil. Çünkü ortada henüz
Türkiye'ye sunulabilecek bir somut mesaj da yok, Türkiye'yi Irak'taki PKK'ya karşı kendi bildiğince harekete geçmekten alıkoyacak bir
eylem de.
Amerikan kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Amerikan yönetimi artık Ankara'nın ne istediğini anlamış vaziyette. Bir yetkilinin ifadesiyle: "Dört gözle somut adımlar atmamızı bekliyorlar".
Bu noktada, 10 gün kadar geriye gitmemiz ve o zaman tam olarak verilmeyen bir bilgiye vâkıf olmamızda yarar var.
PKK'nın 20
Ekim akşamı Hakkâri'deki sınır birliğini basmasının ertesi günü Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün başkanlığında saat 20.00'de yapılacak güvenlik toplantısına katılmak üzereyken ABD Dışişleri Bakanı'ndan bir
telefon aldı. Erdoğan,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın da katıldığı zirve toplantısında Rice'ın mesajını paylaştı. O gece ilerleyen saatlerde
AK Parti genel merkezinde de Rice'ın telefonuyla, ABD'nin Türkiye'den harekete geçmeden önce 'birkaç gün daha' beklemesini istediğini açıkladı.
ABD'ye istediği mühletin verilmesinde Orgeneral Büyükanıt'ın da mutabık olduğu 26 Ekim'deki
Avusturya Büyükelçiliği davetinde, harekete geçmek üzere nihai karar için 5 Kasım'daki Erdoğan-Bush görüşmesinin beklenmesi gerektiği demecinden iyice anlaşıldı.
Ama o arada, 22 Ekim Pazartesi gecesi sat 22.00 civarında, Beyaz Saray'da Başkan Bush sabah toplantılarını yapmış, Rice ve
Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'den brifing ve tavsiyelerini almış, öğleden sonra mesaisine geçmişken Cumhurbaşkanı Gül'ü aradı. Erdoğan o sırada
Londra yolundaydı.
Bush, Gül'e, Rice'ın bir gece önce Erdoğan'a verdiği aynı mesajı verdi. Ama mesajın içeriği Erdoğan'ın açıklamış olduğundan biraz fazlaydı: ABD, Türkiye'yi birkaç gün içinde 'yeni ve somut fikirler ve adımlarla' yeniden arayacaktı.
Ankara günlerdir Vaşington'dan gelecek işte bu mesajı bekliyor.
Amerikalı kaynaklar, Beyaz Saray'ın en geç Rice'ın Ankara temaslarına, o da olmazsa 3'ünde İstanbul'daki Irak'a komşu ülkeler zirvesinden ayrılıncaya dek Ankara'ya bir şeyler söylemek için çaba harcadığını söylüyorlar.
Ankara artık yeni bir Ralston-Özel temsilcilik oyalamasını kabul etmeyeceğini, gerçekten somut adım beklediğini apaçık söylemiş bulunuyor.
Peki ABD'yi bu yanıtı veremekten alıkoyan nedir? Sorduğunuzda, '
Barzani çok inatçı bir adam' yanıtı alıyorsunuz. Ama bu pek ikna edici değil. Çünkü Barzani her ne kadar 'ABD arkamda olmasa da Türkiye ile savaşırım, tek PKK'lıyı da vermem' diyecek kadar kendisine güven sergilese de, sırtını ABD'nin Irak'taki işgal güçlerine dayıyor. Nitekim Irak'ın Barzani kontrolündeki kuzeyindeki ABD güçlerinin komutanı
Tümgeneral Benjamin Mixon'un üç gün önceki 'PKK'ya karşı herhangi bir talimat almadık' demesi bu algılamayı güçlendirdi. Mixon'un demeci de, Barzani'nin birbiri ardına gelen demeçleri de Vaşington'u Ankara karşısında zor durumda bırakıyor.
Ankara bu gelişmelere ve (çok kızsa da) Barzani'nin demeçlerine artık tepki vermiyor; sabırla ABD'nin sözünde durmasını bekliyor. Bir yandan da uluslararası planda siyasi ve diplomatik yolları denemediği eleştirilerini geçersiz kılacak bütün adımları atıyor. Çocuksu bir iyimserlikle suçlanmayı göze alarak
Bağdat hükümetiyle Bağdat ve Ankara'da nafile görüşmelerde dahi bulunuyor. Ama Bağdat hükümetinin çabalarını boşa çıkaran yine 'Onların yetkisi yok' diyen Barzani oluyor.
Üst düzey bir yetkili, 'Barzani ABD'nin Frankenştayn'ı oldu. Ama Bush'un söz geçirememesi mümkün değil' diye yaygın kanıyı açıklıyor. Peki Bush'un Irak'taki birliklerine söz geçirememesi mümkün mü? Mümkün değilse, geriye kilidi çözecek tek isim olarak Bush kalıyor.
Condoleezza Rice'ınki zor bir ziyaret olacak. Eğer Rice, PKK'yı durdurmak yerine Türkiye'yi durdurmak amaçlı bir planla gelirse, Türkiye-ABD ilişkileri iyice gerilecek. O zaman Türkiye'yi dün
Cumhuriyet Bayramı'nda sergilediği silahları ve yetenekleri Irak'ta sergilemekten alıkoyacak tek güç 5 Kasım'da Bush'un söyleyecekleri kalacak
MURAT YETKİN -RADİKAL