Koca ABD'nin bir İlker Başbuğ'u yok mu?
ABD, tarihinin en büyük sızıntısıyla meşgul. Bu, geçenlerde Obama'nın başına bela olan
Meksika Körfezi petrol sızıntısından çok daha vahim.
Onun bedeli 20 milyar dolardı ama bu sızıntının bedeli ABD'nin kalan itibarı olacak gibi. Konumuz 'Wikileaks' internet
sitesinden ABD'nin gizli
belgelerini yayınlanması. Bugüne kadar yayınladıkları bir tarafa, Wikileaks bu günlerde 'tarihi yeniden yazacak' 2,7 milyon gizli belgeyi yayınlayacağını duyurdu. Bazı belgeler açığa çıkınca ABD
Dışişleri Bakanı
Hillary Cilinton'ın
kalp krizi geçireceği iddia edildi. Site kurucusu
tecavüz iddialarıyla aranıyor. Ama kimse bunu inandırıcı bulmuyor.
İnternet forumlarda 'tecavüze uğradım' demek ve bir milyon dolar almak için sıraya girme geyiklerinden geçilmiyor. 'Wikileaks'in leak'i bilindiği gibi sızıntı. Türk kamuoyu bu kelimeye oldukça aşina. 'Sızma, sızıntı' kelimeleri bir
sokak anketinde sorulsa ve duyduğunuzda neyi hatırlıyorsunuz dense ilk akla gelen TSK arşivlerinden sızan
Balyoz Darbesi belgeleri olurdu herhalde.
Başbuğ dönemi Genelkurmay'ın verdiği mücadelenin hedefi şuydu:
Sızıntıları önlemek, skandalları örtbas etmek. Karargah'a cep telefonu girişini yasakladılar, onlarca kağıt
imha cihazı aldılar. Yüzlerce
laptop ve desktopu yakıp kırarak imha ettikleri basında yer aldı. Belge sızdırdığından şüphe ettikleri yüzlerce subayı sorgulayıp birçoğunun evini basıp
arama yaptılar. Siz Başbuğ döneminde başka bir icraat hatırlıyor musunuz? Başbuğ ve marifeti bol hukuk müşavirinin halkın vergileriyle ödenen maaşları karşılığı yaptıkları tek bir icraat vardı: Skandallara kulp takmak ve direkt 'yalan'lamak. Bu yalanlamaların hemen hepsinin yalan olduğu ortaya çıkıyordu ama ne gam! Onlar, değil
elektronik ortamda, taş gibi ıslak
imzalı belgelere bile 'kâğıt parçası' demekten çekinmedi. Kimi zaman LAW silahında 'asimetrik' paralel atlayışlar yaptılar. Kimi zaman
parmak sallayıp halkı ve gazetecileri tehdit etti, hızını alamayınca firkateyn'den serbest atış yaptığı da oldu. İşte Wikileaks belgeleri karşısında ABD hükümetinin tavrını görünce hayret etmemek işten değil. Yok mu bu adamlarda Başbuğ kadar akıllı ve entelektüel (!) bir adam? Çıksa ve dese ki 'Bunlar photoshop'la yapılmış
sanal belgeler. Kâğıt parçası bile değil. Bizi yıpratmak için '
okyanus berisi'nde imal edilmiş.' Veya yok mu bir Dursun Çiçek'leri elinde imza makinesi, boynunda atkı
mahkeme önlerinde tehdit pozları versin. Hatta kızı Uğur Dündar'a çıksın ağlasın. Mesela Clinton'ların kızı
Chelsea niye CNN'e çıkıp, ağlamıyor ki! Bu Amerikalıları anlamak zor! TSK'nın itibarını kurtaran(!) yalan silahını nedense Bush'tan beri
ihmal ediyorlar!
VEYSEL AYHAN - ZAMAN