Wikileaks'in yayımladığı
ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait
belgelerin çoğu, söylentilere dayalı iddialardan oluşuyor. ABD eski Büyükelçisi Jeffrey'in belgesine göre, ABD için en büyük potansiyel
tehlike ise "
Türkiye'nin yeni
Osmanlı" politikaları…
Wikileaks uzunca bir süredir merakla beklenen ABD
Dışişleri Bakanlığı'na ait belgeleri yayımladı. Belgeler, 2004 yılından bu yılın
Mart ayına kadar yapılan 250 bin adet diplomatik gizli yazışmayı içeriyor. 250 bini aşkın belgenin 7 bininde Türkiye geçiyor. Gizli belgelerin çoğunun ajanlar ile siyasiler, bürokratlar ve bilim adamlarının söylentilere dayalı iddialarından oluştuğu ortaya çıktı.
Belgelerin yayınlanmasından 18 saat sonra belgelerin gerçek olduğunu kabul eden
Beyaz Saray, iddiaların ABD'nin resmi politikasını yansıtmadığını birdirdi, ancak belgelerle birçok kurumun üst düzey görevlilerinin ABD'lilere bilgi verdiği ortaya çıktı.
Açıklanan belgelerden 8 bin 17'si
ABD Dışişleri Bakanlığı kaynaklı. İkinci sırada ise
Ankara'dan gönderilen 7 bin 918 belge yer alıyor. Diğer başkentler ise şöyle sıralanıyor:
"
Bağdat: 6 bin 677. Amman: 4 bin 312.
Tel Aviv: 3 bin 194.
Kabil: 2 bin 961.
Beyrut: 2 bin 368. "
Türkiye ile ilgili bölümlerin çoğu ise dedikodu ve yoruma dayanan bilgilerden oluşuyor. Türkiye ile ilgili bölümlerin bulunduğu belgelerden en önemlisi ABD eski Büyükelçisi
James Jeffrey'in 20 Ocak 2010 tarihli "hizmete özel" belgesi. ABD için en büyük potansiyel tehlikenin Türkiye'nin "
Ortadoğu ve Balkanlar'da yürüttüğü yeni Osmanlıcı politikaların" olduğu belirtilen belgede, bu "geçmişe dönme" eğiliminin çok açık olduğu ve "Türklerin, daha İslami ve endişe verici bölgesel aktörlerle"
işbirliği yapma eğiliminin yeni sorunlar oluşturacağı ifade edildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Türkiye'nin yüzünü daha fazla doğuya dönmesiyle ilgili olarak yapılan "yeni Osmanlıcılık" yorumlarını reddetmek yerine "kucakladığının" belirtildiği belgede,
DAVUTOĞLU OSMANLI ASKERİNİN TORUNU
Davutoğlu'nun kendisinin "Gazze'de savaşmış bir Osmanlı askerinin torunu olduğu" kaydedildi. Belgede, Türkiye'nin yeni dış politikasının ABD için "karmakarışık" bir durum olduğu belirtilerek, bölgesel yüklerin sırtlanmasının ABD'yi rahatlatacağı ancak "
kontrol kaybını" da beraberinde getireceği ifade edildi.
TSK'NIN MÜDAHALE PLANI VAR
ERGENEKON YORUMU: DUMANIN ARKASINDA ATEŞ VAR
Wikileaks ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'nin "hizmete özel" nitelikli "
Balyoz Operasyonu" belgesini yayımladı "Dumanın arkasında bir miktar ateş olduğunu" belirten Jeffrey, "silahlı kuvvetlerin, gerekli olduğunda
siyasete müdahale etmek için planları olduğunu" belirtiyor
Wikileaks'in yayınladığı belgelerden birinde ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey, 23
Şubat 2010'da "Hizmete özel" nitelikli bilgi notunda 'Balyoz Operasyonu'nu değerlendiriyor. Konunun, basında geniş şekilde yer almasına rağmen
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ya da hükümetin açıklama yapmadığı,
Başbakan Erdoğan'ın da 'polisin yasalar doğrultusunda hareket ettiğini söyleyerek' geride durmayı
tercih ettiği" kaydediliyor.
Bülent Arınç polemikçi
James Jeffrey, "taarruz vazifesini üstlenen"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "daha polemikçi" olduğu yorumunu yapıyor. TSK'dan resmi bir açıklama gelmediğini ancak dönemin
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un gelişmeler üzerine, "beklenmedik bir adım atarak"
Mısır seyahatini ertelediğini ve üst düzey komutanlarla acil bir toplantı yaptığını bildiren Jeffrey, tutuklanan askerlerin kimlikleri ve görevleriyle ilgili bilgi veriyor.
Belgeye göre James Jeffrey, "
Ergenekon meselesiyle" ilgili bazı konu başlıklarını da özetliyor. "Dumanın arkasında bir miktar ateş olduğunu" belirten Jeffrey, "silahlı kuvvetlerin, gerekli olduğunda siyasete müdahale etmek için planları olduğunu" belirtiyor.
Vesayeti dizginlemek için
Jeffrey, "AB ve bir kısım (orduyu siyasetin dışında görmek isteyen) anti-Erdoğancı Türkler tarafından da desteklenen" Başbakan Erdoğan'ın, ordunun bu vesayetçi (droit de regard) statüsünü dizginlemek istediğini kaydediyor.
Jeffrey, "bütün olanların, eşkıyaca ve otoriter davranan polisin ve yargının davranışlarını kötüleştirdiğini" ileri sürerek ABD'de yasal sürecin uygulanması sırasında, "geçerli kanıtlar bulunmadan ve
dava açılmasına gerek olduğuna hükmedilmeden" kimsenin gözaltına alınmadığını, tutuklanmadığını savunuyor.
James Jeffrey'nin "TSK için kötü mü? AKP için iyi mi?" ara başlığıyla yazdığı bölümde, "Ordunun,
AK Parti'nin yönetiminden derin bir şekilde rahatsız olduğunu ve çileden çıktığını" dile getiriyor.
CHP bir avuç gürültücü elitist
Wikileaks belgelerinden birinde CHP'yi kızdıracak sözler yer alıyor. CHP için "bir avuç gürültücü elitist" ifadelerini kullanan
ABD Ankara Büyükelçiliği,
Baykal'ın Başbakan Erdoğan'a yönelttiği eleştirilerden de "alışılagelmiş sızlanmalar" diye söz ediyor
Wikileaks sitesinin açıkladığı ABD'nin Ankara Büyükelçiliği tarafından 30
Aralık 2005'te "gizli" ibaresiyle gönderilen "İki yıllık iktidarın ardından Başbakan Erdoğan ve AK Parti" başlıklı belgede AK Parti iktidarının 2 yılı değerlendirilirken CHP hakkında kullanılan ifadeler dikkat çekiyor.
CHP'den "bir avuç gürültücü elitist" olarak söz edilen belgede şu ifadeler yer alıyor:
"Erdoğan, parlamentonun üçte iki çoğunluğunu elinde bulunduruyor.
Merkez soldaki anamuhalefet CHP, bir avuç gürültücü elitistten fazlasını oluşturmuyor. Şu anda Erdoğan'ın belagattaki
baskınlığı ve merkez sağ çoğunluğun kalplerindeki sosyal sorunlar hakkındaki
tartışmaları kontrolü; diğer parti liderlerinin siyasi iflasları ile
siyasi partiler ve
seçim yasalarının namuslu ve yeni adayların siyasete girmesi üzerindeki boğucu etkisi yüzünden geniş çaplı bir siyasi alternatif bulunmuyor."
CHP için belgede
İngilizce "a bunch of elitist ankle-biters" ifadesi kullanılıyor. Bu ifade İngilizcede "çaylak okul çocukları, paçadan düşmeyen
küçük k...k sürüsü, yeteneksiz ama hırçın
futbolcu" anlamlarında da kullanılabiliyor.
ALIŞILAGELMİŞ SIZLANMALAR
Belgede ayrıca, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Başbakan Erdoğan'a yönelttiği eleştirilerden "alışılagelmiş sızlanmalar" olarak söz ediliyor. Belgede, "CHP Genel Başkanı Baykal, eski
büyükelçi Gündüz
Aktan ve siyaset bilimci Hasan
Ünal gibi üst düzey muhalifler Erdoğan'ı sert bir şekilde eleştirmeyi sürdürüyorlar. Ancak bunlar, onların alışılagelmiş sızlanmaları" ifadeleri yer alıyor
Mükemmelliyetçi işkolik ve adil bir lider
Wikileaks'in açıkladığı bazı belgelerde
Başbakanlık'tan üst düzey bir yetkilinin ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne Başbakan Erdoğan'ın kişiliği hakkında bilgi aktararak, Erdoğan'ın "mükemmelliyetçi, işkolik, adil ve merhametli bir kalbe sahip olduğunu" belirttiği kaydediliyor
Wikileaks'de yayımlanan 26 Temmuz 2007 tarihli, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği belgesinde Başbakanlık'tan "üst düzey bir yetkiliye" dayandırılarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a dair görüşlere yer verildi. Söz konusu üst düzey Başbakanlık yetkilisinin "İçerden birisi (insider)" olarak nitelendirildiği belgede, Erdoğan çevresindekilerin iyiliğini isteyen, "mükemmelliyetçi bir işkolik" olarak tanımlandı. Belgede şunlar belirtildi:
"İçerdekine göre patronu Erdoğan, çok demokratik, ancak genel tanımlaması daha çok, nüfuzundakileri katı otokratik kurallara göre yöneten cömert ve baskın bir figür olduğu yönünde."
Belgede bu görüşlerin tek bir kişinin izlenimleri olduğu belirtildi ve bu kişinin Erdoğan ile yakın bir
mesai içinde olduğuna dikkat çekildi. Üst düzey yetkilinin Erdoğan'ın kişisel tarzına ilişkin görüşlerini aktardığı ifade edilerek, Erdoğan'ın gerek kendisinden gerekse çevresindekilerden mükemmel iş beklediği, hatta mükemmel işleri bile daha da geliştirmek için yollar yarattığı belirtiliyor.
İşkolik olarak tanımlanan Erdoğan için 3 günlük
tatil süresinin bile uzun olduğu, çevresindeki personelin aynı tempoda çalıştığı belirtiliyor. Belgede daha sonra şu ifadeler yer alıyor:
"Başbakanı iyi tanırsanız, bizim temas kurduğumuz kişinin de bize söylediği gibi çok inatçı olduğunu anlarsınız. Aklı birşeye takıldığı zaman, hatta birşeye inandığı zaman onu hiçbir şey vazgeçiremez. Erdoğan çok kararlı bir kişi. Ayrıca
yabancı liderler de dahil insan insana iletişimde çok yetenekli ve etkili birisi. (İçerdeki yetkili) örnek olarak Başkan (George)
Bush ile uzun toplantısını ve hatta buz gibi (
Rusya Başbakanı Vladimir) Putin'in Erdoğan'ı kucakladığını hatırlattı."
Merhametli bir kalbi var
Belgede Başbakan Erdoğan'ın çalışanları ile ilişkilerinde adil bir insan olduğu da belirtilerek, personelini desteklediği ve ihtiyaçlarına karşı ilgili olduğu kaydedildi. Söz konusu belgede "(İçerdeki yetkili) Erdoğan'ın merhametli bir kalbi olduğunu ve çalışanlarında muazzam bir sadakate neden olduğunu belirtiyor" denilerek, Başbakan Erdoğan zırhlı arabasında kilitli kaldığı zaman camı balyozla kırarak Erdoğan'ı kurtaran, ancak hayatını da tehlikeye atan koruması Halit'i, bu hatasına rağmen işinde tuttuğu, basında pek çok haber çıkmasına rağmen Halit'in bu hatalı davranışını kendisine yönelik bir sadakat ve sevgi olarak değerlendirdiği bildiriliyor.
Önce eteğindeki taşları döksün
Başbakan Erdoğan, Wikileaks'in yayınladığı belgelerle ilgili olarak "Önce eteğindeki taşları döksün görelim. Sonra gerekli açıklamayı yaparız" ddeğerlendirmesinde bulundu.
Libya'ya hareketinden önce
Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında ziyaretine ilişkin bilgi veren Başbakan Erdoğan daha sonra soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Wikileaks'in yayınladığı belgelerle ilgili bir soruyu üzerine şunları söyledi:
''Şu anda
WikiLeaks'in eteklerinde neler var, bunları bir döksün görelim. Ondan sonra da bunların ne kadar ciddi, ne kadar gayri ciddi olduğunu öğreniriz. Çünkü WikiLeaks'in ciddiyeti şüphelidir. Bu bakımdan şu anda sadece biz eteklerindeki taşın dökülmesini bekliyoruz. Ondan sonra da değerlendirmesini yapar, gerekli açıklamaları yaparız.''
KAPATMA DAVASI ÜLKENİN GELECEĞİNE DARBE OLUR
2008 yılında AK Parti'ye karşı açılan
kapatma davası da Wikileaks'ın sızdırdığı belgeler arasında yer aldı. "AK Parti'nin kapatılması davası bu ülkenin geleceğine bir
darbedir'' ifadesinin yen aldığı belgede, AK Parti'nin
kapatma davasının ülkenin geleceğini yakından ilgilendirdiği yazıyor. Büyükelçi
Ross Wilson tarafından kaleme alınan ''AKP'nin Kapatılmasının Sonuçları ve Bizim Duruşumuz'' başlıklı ve 'Hizmete özel'' koduyla yazılan 04
Kasım 2008 tarihli belgenin giriş cümlesinde, ''AK Parti'nin kapatılması davası bu ülkenin geleceğine bir darbedir'' ifadelerine yer verildiği dikkat çekiyor. Belgede ABD'nin öncelikleri ise ''Türkiye ile ortak çıkarlar çerçevesinde çalışma yeteneğinin muhafaza edilmesi ve ülkedeki demokratik sürecin geniş anlamda desteklenmesi'' olarak sıralanıyor ve ''Türkler arasında yapılan bu gürültülü, tarihi tartışma ve siyaset yürütmenin'', Türkiye'deki demokrasinin olgunlaşmaya devam etmesi açısından hayati önem taşıdığına işaret edilerek, ABD'nin buna saygı göstermesi ve Türk siyasetine ilişkin görüş belirtmekten kaçınması yaklaşımını benimsemesi
tavsiye ediliyor.