Bugünkü köşesinde 17
Mayıs'ta düzenlenecek mitinginn ADD tarafından düzenlenmemesi gerektiğini dile getiren
Ruhat Mengi yapılacak mitingle ilgili tavsiyelerde bulunuyor.
İşte Mengi'nin
Vatan Gazetesindeki köşesinden ilgili bölüm
Evet mitingler haktır, ancak...
Dün çok önemli bir konuya değinmişti yazısında
Can Ataklı; “17 Mayıs mitingini ADD yapmamalı, şu anda her ne kadar yargı kararı olmasa da bu derneğin Başkanı
emekli Orgeneral Şener
Eruygur Ergenekon soruşturmasında ‘
sanık’ konumunda...
Miting bu şekilde yapılırsa birileri onu bu kez de Ergenekon’la ilişkilendirecek” diyordu.
Son derece haklı buluyorum onu, aynı konuyu ben de kısa süre önce Prof. Dr.
Türkan Saylan’la
telefon konuşması yaptığım bir TV programımda dile getirmiştim.
Daha önceki “
Cumhuriyet Mitingleri” asla orduyla ilişkilendirilemeyecek kadar açık bir
halk tepkisiyle ve laik demokratik rejime saldırılar nedeniyle ortaya çıkmıştı. Buna rağmen “mikrofonu kapan ve kendi siyasi görüşlerini oradaki kalabalığın, milyonlarca insanın sözleriymiş gibi dile getiren birkaç kişi” ile, mitinge katılan
sivil toplum kuruluşları arasında ısrarla öne çıkmaya çalışanlar ve bunlara
Yaşar Büyükanıt’ın “hiç de pişman olmadığı” 27
Nisan bildirisinin de eklenmesi nedeniyle sonradan
iktidar medyası tarafından kolayca “
darbe destekçisi” olarak empoze edilebildiler.
Şimdi de 17 Mayıs’ta
Atatürkçü Düşünce Derneği “Sosyal hukuk devletine, cumhuriyete, üniter yapımıza ve tam bağımsızlığımıza sahip çıkmaya çağırarak” miting düzenliyor.
Türkiye’de şu anda miting düzenlemeyi gerektirecek iki önemli konu var; birincisi “
Medya ve yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması, siyasi iktidara bağımlı hale getirilmesi ve
Deniz Feneri, Ergenekon gibi önemli davalardaki kabul edilemez hukuksuzluklar”... İkincisi ise
Anayasa’da ve
Anayasa Mahkemesi’nde yapılmak istenen değişiklikler ile “halkın seçtiği siyasi” Cumhurbaşkanı’nın bu konuyla olan bağlantısı... Zaten yeni seçimden çıkmış ve halkın tercihleri belirlenmiş bir durumda bunun dışındaki sorunları iktidar ve muhalefet partileri birlikte halledebilirler. Halletmelidirler.
Ama hukuksuzluklar ve Anayasa konuları toplumun tepki göstermesi gereken, inatla yürütülen ve çözümlenemeyen önemli sorunlardır. Aslında bu “hukuksuzluğa karşı toplum tepkisi”nin de “
ÇYDD’yi ve Türkan Saylan’ı Ergenekon’a bulaştırma çabası”nın olduğu, bu soruşturmanın iyice siyasileştiğinin görüldüğü, önemli hukukçuların bunu açıkladığı hafta, sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde derhal gösterilmesi gerekirdi, geç kalındı.
Sonuç olarak, 17 Mayıs mitingine birçok STK’nın katılacağı söylenmekle birlikte miting çağrılarını ADD tek başına yapmaktadır ve bu yanlıştır.
Hangi sivil toplum kuruluşlarının “toplu bir organizasyonla ve ADD öne çıkmadan” bu mitingi düzenleyeceği acilen açıklanmalı, mikrofonlardan miting sırasında dernekler adına kimse konuşmamalıdır. Ayrıca, her tepkinin
Anıtkabir’de son bulmasını da son derece yanlış gördüğümü söylemek isterim. Atatürk bu millete doğru yolu tüm detayları da (bugünleri bile önceden görerek) göstermiştir ve bu yeterlidir. Gösterdiğine, göstereceğine O’nu da pişman etmemek gerekiyor.