Ailenin
avukatlarından Mehmet
Emin Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Kızılay aleyhine açtıkları tazminat
davasının 1997'de sonuçlandığını ancak
Sağlık Bakanlığına karşı açtıkları davanın ancak 2008 yılında sonuçlandırılabildiğini söyledi.
Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, müvekkillerine tatmin edici tazminat ödenmediğini savunan Keleş, bu iddialarla 1998 yılında
AİHM'e 4 milyon lira tazminat istemiyle başvurduklarını hatırlattı.
AİHM'in 300 bin
avroluk bölümü maddi, 78 bin avroluk bölümü manevi, 3 bin avroluk bölümü de yargılama gideri olarak toplam 381 bin avro tazminat ödenmesine karar verdiğini belirten Keleş, şunları kaydetti:
"Bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar
Türkiye aleyhine şahıslar açısından verilmiş en yüksek tazminat. Biz davayı açarken ülkemiz aleyhine uluslararası yargı organına gitmekten üzüntü duyduk. Ancak başka çaremiz kalmadığı için bu yola başvurduk. AİHM'in Y.O'nun sağlık harcamalarının Türkiye tarafından karşılıksız ve ücretsiz karşılanmasına karar vermesi de sevindirici."
Avukat Mehrigül Keleş ise AİHM'in kararının, benzer olayların yaşanmaması adına caydırıcı nitelikte olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Hükümetin denetimleri yapması, sağlık sistemini buna uygun dizayn etmesi, etkili iç hukuk yolları oluşturması gerekir. Biz ceza hukuku yönden hiçbir sonuç alamamıştık. Çünkü dönemin
Sağlık Bakanı ve memurlar yönünden dokunulmazlıklar karşımıza çıkmıştı. Verilen tazminatlar ise yetersiz, tatmin edici boyutta değil.
Yargılama süreci çok uzun.
Çocuk doğduğu yıl biz hukuk mücadelesine başlamıştık, şu an 13 yaşında. Verilen karar
aile açısı ndan tatmin edici ama ülkemiz açısından, hukuk açısından üzücü."
Y.O'nun sağlık giderlerinin ücretsiz sağlanması açısından ilgili kuruluşlara yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını anlatan Keleş , bu yönüyle de kararı olumlu bulduklarını kaydetti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Y.O'ya 1996 yılında
Behçet Uz Çocuk Hastanesinde donör M.A'nın kanı verilmiş, donör 6 ay sonra
İzmir Kızılay Kan Merkezine yeniden gittiğinde kanında HIV saptanmış,
Sağlık Bakanlığınca yapılan doğrulama testiyle de virüs belirlenmişti.
Bunun üzerine
küçük Y.O'nun ailesi, kanı veren Kızılay Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı aleyhine dava açmıştı.
İzmir 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi, Y.O'ya AIDS'li kan verilmesinden sorumlu tuttuğu Kızılay'ı 1997'de 30 bin lira tazminat ödemeye mahkum etmiş, Kızı lay, Y.O'ya 1998 yılında yasal faiziyle toplam 60 bin 426 lira tazminat ödemişti.
Aile, 1998 yılında Sağlık Bakanlığı aleyhinde de "yeterli altyapıyı kurmadığı, kan alıp vermede güvenli bir sistemi oluşturmadığı ve gereken denetim görevini yapmayarak
hizmet kusuru işlediği" gerekçesiyle İdare Mahkemesine dava açmıştı.
İzmir 4. İdare Mahkemesi, Sağlık Bakanlığını "ağır hizmet kusuru" işlediği gerekçesiyle Y.O. ve ailesine 30 bin lira tazminat ödemeye mahkum etmiş, ancak ailenin Kızılay'dan tazminat almaları nedeniyle zenginleşeceklerini belirterek,
manevi tazminat isteğini reddetmişti.
Bu karar
Danıştay tarafından bozulmuş, Bakanlığın tazminat ödemesi gerekeceği belirtilmişti.
Danıştayın bozma kararından sonra yeniden inceleme yapan İzmir 4. İdare Mahkemesi, Y.O. ve ailesinin tazminat istemini kabul ederek Bakanlığı tazminat ödemeye mahkum etmişti. Bunun üzerine
bakanlık yetkilileri, temyize başvurmuştu.
Danıştay 10. Dairesi, 2008 yılında Sağlık Bakanlığını, yasal faizleriyle birlikte Y.O'nun ailesine 152 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti.