Özer,
Başbakan Erdoğan
açılımın bir devlet projesi olduğunu dile getirmesine rağmen, devletin kurumları içinde yargı kurumu ağırlıklı olmak üzere
AK Parti'nin hiçbir projesinin başarılı olmasını istemeyenlerin olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatarak partinin ılımlı isimlerinden
Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk'a
siyaset yasağı getirilmesine tepkiler devam ediyor. Siyaset Sosyologu
Ahmet Özer, demokrasilerde partilerin kapatılmasını onaylamanın
darbeleri onaylamak gibi olduğunu belirterek, DTP'nin kapatılmasının demokrasiye yakışmadığını belirtti.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararıyla demokratik açılımın büyük yara aldığını savunan Özer, partinin kapatılması ve iki ılımlı ismin siyasi
yasaklı hale getirilmesi bu açılımın başbakanın söylediği gibi bir devlet projesi olmadığını ortaya çıkardığını söyledi. Özer, "Bu karar hala devlet kurumlarında demokratik açılıma karşı direnen belli kesimlerin varlığını gösterdi. Devletin içinde yargı kurumu ağırlıklı olmak üzere AK Parti'nin hiçbir projesinin başarılı olmasını istemeyenler var. Yine
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden beslenen statükocu kesimin, kendi konumlarını korumak için yine bu sorunun çözümünü istemediğini bir kere daha gördük." dedi.
ASIL ŞİMDİ 'DURMAK YOK YOLA DEVAM' DEME ZAMANI
Demokratik açılımın büyük yara aldığını anlatan Özer, AK parti açısından asıl şimdi 'Durmak yok, yola devam' deme zamanı olduğunun altını çizdi. 'AK Parti ya bu sorunu çözer, ya da bu sorun AK Parti'yi çözecektir' diyen Özer, "AK Parti demokratik açılım sürecinde kararlı davranıp bu sorunu çözmezse kendini bitirir. Anayasa Mahkemesi kararı da her ne kadar DTP için alınmışsa da bu kararın diğer bir hedefi AK Parti'dir. Çünkü AK Parti'nin başlatmış olduğu kardeşlik ve barış sürecine bu karar zarar vermiştir. Hükümetin v
e devletin yürüttüğü belli çalışmalarda yargının bazen
ülkenin çıkarlarını göz önünde bulundurarak karar vermesi gerekiyordu." şeklinde konuştu.
Eski
CHP Hakkâri Milletvekili ve son kongrede DTP Parti Meclisi üyeliğine seçilen Esat Canan, Anayasa Mahkemesi'nin karanını
sürpriz ve enteresan bulduğunu söylüyor. Bu kararın hukuklu uzaktan yakından ilgisinin olmadığını savunan Canan, "Şiddete bulaştığı gerekçesiyle bir parti hakkında
kapatma davası açıyorsunuz. Bu partinin en ılımlı isimleri ve her seferinde şiddete karşı iki isme siyasi yasak getiriyorsunuz. Tam aksi tavırlar sergileyerek söylemler içinde bulunanlar hakkında hiçbir işlem yapılmayacak. Bu durumu kamuoyuna nasıl açıklayacaksınız." diye sordu.
Canan, şiddetin karşısında net duruş sergileyen iki ismin siyasi yasaklı hale getirilmesine anlam veremediğini anlatarak, Anayasa Mahkemesi bu kararıyla şiddeti davet ettiğini savundu.
DEMOKRASİYE İNAN İNSANLAR YOLUNA DEVAM ETMELİ
Van
Baro Başkanı Ayhan Çabuk ise siyasallaşan yargıda böyle bir kararın çıkmasını beklendiğini, ancak bunun Türkiye'nin
demokratikleşme sürecine yakışmayan bir karar olduğunu vurguladı. Ülke olarak hakikaten sıkıntılı bir süreçten geçtiklerini ifade eden Çabuk, bu kapatma kararı bu sıkıntılı süreci daha da gerginleştirdiğini kaydetti. DTP yönetiminin karardan sonra sine-i millet yolu tercihini anımsatan Çabuk, '
Demokratik Açılım'ın konuşulduğu bir dönemde alınan bu karardan sonra demokrasiye inanan insanların yoluna devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Çabuk, kapatma kararıyla birlikte Ahmet Türk gibi pozitif bir birinin siyasi yasaklı hale getirilmesini düşündürücü bulduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN)