TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı
AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu,
Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararıyla ilgili olarak açıkladığı gerekçesinin inandırıcılıktan uzak olduğunu belirterek, "CHP'nin iddialarını gerekçe olarak aynen oraya yazmışlar" dedi. Anayasa Mahkemesi kararları nedeniyle halkın hukuka ve mahkemelere güveninin kalmadığını dile getiren Burhan Kuzu, "Anayasanın omurgası kırılmıştır. Hukuk patlatılmıştır,
demokrasi çatlatılmıştır" dedi.
Burhan Kuzu,
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367'nin toplantı yeter sayısı olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesini değerlendirdi. Gerekçede belirtilen görüşleri incelediğini ifade eden Kuzu, gerekçeninin inandırıcı olmadığını, aşırı zorlamaya dayanan bir karar olduğunu kaydetti. CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvururken iddia ettiği görüşlerin aynen gerekçede yer aldığına işaret eden Burhan Kuzu, muhalefet şerhi yazan eski Başkan Tülay Tuğcu'nun da, Cumhurbaşkanı seçiminin bir
Meclis kararı olduğunu, bu nedenle mahkemenin görev alanına girmediğini söylediğini hatırlattı.
Buna rağmen Anayasa Mahkemesi'nin eski huyundan vazgeçmeyerek "yanlış ve konjoktürel" bir karar aldığını savunan Burhan Kuzu, bu kararla 1961 Anayasası'na dönüş olduğunu kaydetti. 1980 darbesinin nedenlerinden birisinin Cumhurbaşkanının seçilememesi olduğunu hatırlatan Burhan Kuzu, halen uygulanan 1982 Anayasasının bu sorunu aşma amacı taşıdığını, Meclis tıkanmaması hedefini taşıdığını söyledi. O dönemde de uzlaşma adına çoğunluğun azınlığa mahkum edildiğini, bugün bu kararla aynı noktaya gelindiğini vurgulayan Burhan Kuzu, "Bu belli kesimlerin projesidir. Yani halkın reyinin bir önemi yoktur, 'devlet iktidarı' vardır projesinin bir aracıdır" şeklinde konuştu.
Burhan Kuzu, 367 kararından sonra Meclis'in
cumhurbaşkanı seçmesinin zorlaştığını,
siyaset alanının daraltıldığını, Meclis'in kilitlendiğini belirterek, ''1982 Anayasası, tıkanıklıkları aşmak için
Meclis Başkanı seçiminde, Cumhurbaşkanı seçiminde, iki Meclis usulünde çözümler getirmiştir. Grup kurma sayısı 10'dan 20'ye çıkarılmıştır. Ama maalesef Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararla 1961'deki mantığa geri dönülmüştür.
Türkiye aynen 1980 öncesi tıkanmış döneme dönmüştür. Halbuki 1982 Anayasasının amacı bu değildi. Bu Anayasa yenilenmedikçe bu sorunlar devam edecektir" diye konuştu.
Uzlaşmanın bir gönül işi olduğunu vurgulayan Burhan Kuzu, uzlaşmanın bir zorunluluk haline getirilemeyeceğini söyledi. Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşmayı zorunlu kılmasının sözkonusu olmadığını dile getiren Kuzu, "Uzlaşma gönül işidir. Zorla uzlaşma olur mu? Böyle bir şey olabilir mi? 2 kişiyi getirip ille uzlaşın demek yanlıştır. Anayasa kendi içinde zaten bir uzlaşma getiriyor. Bu da seçilme yeter sayısıdır. İlk iki turda 367 isteniyor. Asıl zorlama son turda yapılıyor. Yani son turda deniliyor ki; ya aranızda uzlaşır salt çoğunluk ile seçersiniz, ya da seçime gidilir. Bunun dışında uzlaşmanın zorunlu kılınması söz konusu değildir" şeklinde konuştu.
Burhan Kuzu, gerekçeli kararda Cumhurbaşkanlığı seçimininde 367 toplantı yeter sayısı şart koşulurken aynı yöntemle seçimen Meclis Başkanlığı seçiminde 184'ün yeterli olacağının söylenmesinin doğru bir mantık, doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi.
Cihan