MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada
AK Parti'ye ve kendi sözlerine yönelik ithamlarına jet hızıyla
cevap veren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat
Ergün, Bahçeli'nin
terör örgütünün oyununa geldiğini söyledi.
İşte Ergün'ün Bahçeli'nin sözlerine verdiği sert cevap:
“Biz yaptığımız
siyasetle politikalarla oradaki vatandaşlarımızın örgüt yandaşları tarafından istismar edilmesinin önüne geçen bir parti olduk. Etnik siyasete
prim verseydik örgüt yandaşlarının siyasi beklentileri karşılanırdı. Oy alabilirlerdi ve daha çok milletvekili çıkartırlardı. Partilerimizin bu fırsattan yararlanmaları ve katkı sağlamalarını istemiştik. Ne yazık ki bu sözlerimiz Bahçeli tarafından çarpıtılarak gündeme getirildi ve üzücü bir tablo ortaya koydu. Yapılan bu açıklama ile
terör örgütünün bir anlamda oyununa gelinmiştir. Terör örgütü aklı bir kenara koyup duygularıyla düşünen bir siyaseti
tercih ediyor. Halbuki gün akılla hareket etme günüdür. Keskin
sirke politikasının terörle mücadelede kimseye bir katkısı olmayacaktır, olmamıştır. Bu politikayla kime çalışılmaktadır, neye
hizmet edecektir bunların iyi düşünülmesi gerekmektedir. Ülkenin pek çok şehrinde siyaseten var olmayan bir liderin sözleri ne kadar gerçekçi ne kadar muteber olabilir. Bu çerçevede terör örgütü MHP'nin politikalarından değil, AK Parti'nin varlığından ve yaklaşımlarından rahatsız. MHP liderinin akıldan uzak siyaseti terör örgütünün arayıp da bulamayacağı siyasettir. Anadolu'da da etnik siyasetin temeli zayıftır. Yozgat'a bile meramını anlatamayan bir siyasetin
doğu ve güneydoğuya anlatamayan bir siyasetin sözü ne kadar gerçekçi olabilir.
Sivas ve Gavurdağı'nı ötesine gidilmesi gerektiğini ifade eden sözlerimizi çarpıtarak gündeme getirdi. Eğer bu
harita varsa yapılması gereken şey bu harita müsveddelerini silip atmaktır. Oralara hizmet götürmektir. Orada var olmaktır. Orada var idiyse neden yıllardan beri orada yoksunuz. Orada siyasetin yolunu gösterdik onlara. Bunu bertaraf etmenin yolu o bölgelerde siyaset yapmaktır. Davetimiz bu yönde olmuştur. Biz bunu bir nezaketle söyledik. 22 Temmuz
seçimlerinde
Erzurum meydanında siyasetine büyük bir zarar veren davranış sergiledi. Bir yağlı ip atıldı.
Osmaniye mitinginde de bu çıkış bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Osmaniyeli hemşerilerini coşturacak ifadelerle, Sen Kasımpaşalıysan ben de Gavurdağlıyım demektedir. Bizim söylediğimiz de köyünden doğuya hizmet götürmektedir. Kasımpaşalı Tayyip Türkiye'nin her yerini karış karış dolaşan bir siyasettir. Ama Bahçeli'nin siyaseti köyünden Ankara'ya kadardır. Neyi ummaktasınız diyor, hiçbir tertibi tezgahlamıyoruz. Askerimizin, polisimizin gittiği yere, kiminin hizmet yaptığı, kiminin şehit olduğu yere sizin de gidip siyaset yapmanızı istiyoruz. Biz
tayin etmiyoruz, biz sizden siyaset yoluyla terörle mücadeleye katkı vermenizi istiyoruz.”
“Terör üzerinden siyasi gerilim meydana getirmek talebi doğru bir talep değildir. Bu aynı zamanda terör örgütünün de girişimidir. Türkiye'nin seçim öncesinde bir birine husumet beslemesine neden olacak eylemler planlıyor. Bu gerilim ve kutuplaşma siyaseti onların amaçlarına hizmet eden bir politikadır. Biz suçlu arayan bir yaklaşım değil, çözüm arayan bir yaklaşım içindeyiz.”
“Bahçeli'nin bugünkü değerlendirmeleri, sözlerimizi çarpıtarak kendi hatalarını örtmeye çalışmasını yakıştıramadık. Karşılaştığımızda en üst düzeyde saygı göstermeye gayret gösterdik aynı saygıyı kendilerinden de beklemekteyiz. Cevap verilmeye bile değmeyecek mahiyette partimize yönelik eleştirilerde bulunmaktadırlar. Bu sözler, adeta boş küpe üfür, bağır, gümbürtüsünü dinle türünden iddialar.”