Cumhuriyet tarihinde ilk kez ihtilalcilerden
hesap sorulduğunu hatırlatan
Erdem, yargıya zarar vermeden herkesin bu sürece katkı vermesi gerektiğini kaydetti. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yanı sarı bazı siyasetçilerin
Ergenekon sanıklarına yaptıkları ziyaretleri eleştiren Erdem, aksi takdirde buların ihtilal hazırlığı yapanlara sahip çıkma anlamına geleceğini söyledi. Erdem, geçmişte yapılan
darbelerin
sivil ve aydın bilinen insanlar tarafından resmen
teşvik edildiğini hatırlattı.
İsmi '
AK Parti'de Ergenekon çatlığı' diye gündeme gelen Erdem, Cihan Haber Ajansı'na çarpıcı açıklamalarda bulundu. 28
Şubat sürecinde
Milli Savunma Bakanlığı müsteşarıyken isminin
Çevik Bir'in irtica listesinde bulunduğunu anlatan Erdem, "Ergenekon zihniyetinden en çok çekenlerden biriyim. Ben bu ülkede
Ergenekon davasına karşı çıkacak ya da eleştirecek son adamım." dedi.
ERGENEKON 50 YILLIK İHMAL'İN SONUCU
Erdem, Ergenekon'u 'durumdan vazife çıkarıp devleti yönlendirmek, yönetimlere şekil verme' zihniyeti olarak nitelendirdi. Erdem, bu zihniyetin artık tarihte kaldığını hatırlattı. Ergenekoncuların kendi kirli amaçlarını hayata geçirmek için toplumun hassas olduğu konulardaki duygularını istismar ettiğine dikkat çeken Erdem, "Özellikle,
Türkiye'nin elden gittiğini, uçurumun kenarında olduğunu, irticanın geldiği ileri sürüyorlar. Oysa bu ülkeye ne irtica, ne de şeriat gelir. Türkiye gelişiyor, demokratikleşiyor, kalkınıyor. Bölgesinde söz sahibi oluyor. Bu adamlara göre hareket edilirse Türkiye 100 sene geriye gider." şeklinde konuştu. Ergenekon'u 50 yıllık
ihmalin sonucu olarak gördüğünü ifade eden Erdem, ilk defa ihtilal hazırlığındaki insanlardan hukuk önünde hesap sorulduğuna dikkat çekti. Erdem, şöyle konuştu:
"Kurallarla, ilkelerle hareket edilmesi lazım. Eğer meşru kuralları içinde yönetilmeye başlarsa o zaman bu sıkıntılardan kurtuluruz. 50 yıllık ihmal ele alınıyor. Bunun heba edilmemesi lazım. Bugüne kadar ihtilallerin hazırlanışında bir hesap sorulmadı. Bu ilk defa oluyor. Darbeye ortam hazırlayarak iktidarı değiştirme düşüncesi var bu işin içinde. İlk defa hukuk davası açılıyor. Buna
destek lazımdır. Aklı başında hiç kimse buna karşı çıkamaz. Buna karşı çıkmak ülkeye yapılacak en büyük
ihanettir."
HERKES SAHİP ÇIKSIN
Erdem, Ergenekon
soruşturması ile ilgili yaptıkları açıklamaların yanlış aksettirildiğini savundu. Ergenekon davası konusunda bazı endişelerinin olduğunu, ancak bu endişenin asıl sebebinin bazı kesimlerin yargıyı etkileme çabası olduğunu söyledi. Erdem, "Özellikle bazı medya grupları ve bazı siyasilerin yönlendirmesi ile toplumun bir kesiminde 'acaba Ergenekon'da sınırlar aşıldı mı?' gibi bir kanaat oluşmaya baladı. Ben bu düşüncenin giderek yaygınlaşmasından endişe ediyorum. Bunun faturası bizim partimize ve ülkemize çıkar. Yoksa soruşturmaya karşı olmamız diye bir şey söz konusu bile olamaz. Benim söylemeye çalıştığım bu. Ama birileri kafasındakini yazmak istiyorsa buna da bir şey diyemem." şeklinde konuştu.
Soruşturma sürecinde herkesin yargıya saygılı olması gerektiğini vurgulayan Erdem, "Bırakalım
demokrasi çalışsın. Problemleri demokratik kurullar içerisinde halledelim. Milletin iradesine gem vurmayalım.
Yargıya kimse
baskı yapmasın. İpin ucunu kaçırmayalım. Demokrasi bugüne kadar çok kan kaybetti. Türkiye, kaç ihtilal gördü. Ne yazık ki Ergenekon'da böyle bir tertibin olduğu görülüyor." yorumunda bulundu.
ZİYARETLER YANLIŞ
Erdem,
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınanlara destek anlamına gelebilecek davranış ve açıklamaları doğru bulmadığını söyledi. Bu durumun soruşturmayı yürüten savcı ve hakimlerin yanı sıra
emniyet güçleri üzerinde baskı oluşturacağını ifade eden Erdem, "Sayın Demirel'in ziyareti doğru olmadı. Ülkenin menfaatleri ile bizim menfaatlerimiz ve geçmişteki dostluklarımız üzerindekidir. Telefonla arayarak geçmiş olsun diyebilirdi. Ama oraya kadar gidip uğurlamasını doğru değil. Ayrıca bazı siyasilerin destek anlamına gelebilecek hareketlerden kaçınmaları gerekir. Çünkü bu tür davranışlar bu soruşturmayı yürüten emniyet güçleri ve yargı üzerinde
psikolojik baskı oluşturur. Devletin cumhurbaşkanlığını yapmış birinin daha sorumlu davranması gerekir. Tahribat yapar. Kimse gürültüye kapılmasın."
REKTÖRLER İHTİLAL YAPMAZ, ZEMİN HAZIRLAR
Erdem,
rektörlerin gözaltına alınıp tutuklanmasına tepki gösterilmesine de bir anlam veremediğini söyledi. Geçmişte birçok rektör ve aydının darbe için Genelkurmay'a kadar gittiğini hatırlatan Erdem, şöyle konuştu: "Ergenekon karşı çıkanlar, bugüne kadar yapılan ihtilalleri meşru görüyor demektir. Geçmişte de en önde gidenler sivillerdi.
Aydınlar, gazeteciler, Genelkurmay'a kadar gidip askere 'hala ne bekliyorsunuz' dedi. Rektörler sağ-sol çatışmasına zemin hazırladılar. Militanları barındırdılar. 1960'ta, 12
Mart ve 12 Eylül'de cüppelerini giyip askeri, gençleri kışkırttılar maalesef."
Erdem, ülkede hiç kimsenin kendisini istisna olarak göremeyeceğini belirtti. Hukuk devletinde hiç kimsenin 'dokunulmaz' olmadığını ifade eden Erdem, "Türkiye'de bazıları
Atatürkçülük adı altında darbe yapıyorlar. Oysa demokrasi felsefesini Türkiye'ye getiren Atatürk idi. '
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen Atatürk değil mi? Aslında bu tam da Atatürk karşıtlığı oluyor. Artık bize kimse dokunmaz diyemeyiz. Devletin kuralları, kaideleri bellidir. Bizim da Anayasamız var yasalarımız var. Artık rollerimizi bu yasal sınırlar içerisinde yapmamız lazım. Aksi takdird
e devlet olamayız şunu da görmeyelim diyemeyiz."
CİHAN