AK Parti'nin oy kaybının tek sebebi

Taraf Gazetesi'nden Etyen Mahçupyan, muhalefet partilerinin hevesini kursağında bırakacak bir yazı yazdı.

AK Parti'nin <b>oy kaybının tek sebebi</b>

Kararsızlar Seçimler sadece partiler arasında değil, seçim tahminleri yapan şirketler arasında da bir yarışma gibi sunuluyor. Bu kez de A&G araştırma şirketi ‘seçimin galibi’ ilan edildi. Çünkü AKP’nin yüzde 40’ın altına ineceğini bildi. Oysa son güne kadar birçok kamuoyu anketi AKP oyunu hâlâ yüzde 45-50 arasında göstermekteydi. Oysa bu şirketler arasında bilgi, özen veya ciddiyet açısından bir fark olduğunu söylemek mümkün değil. Hepsi aynı kuralları temel alıyor ve hepsi de benzer bir personel kadrosu ile çalışıyor... Gariplik bununla da sınırlı değil. A&G’nin yöneticisi Adil Gür AKP oyunun düşmesinin birinci nedeni olarak ekonomik krizi göstermişti. Ama bu tespit başka hiçbir araştırma ile doğrulanmadığı gibi, bizzat iktisatçılar tarafından da pek anlamlı bulunmadı. Diğer bir deyişle A&G AKP’nin oyuna ilişkin olarak doğru sonucu bilmişti ama muhtemelen yanlış bir gerekçeye dayanarak... Meselenin daha da karmaşık olduğunu ise seçim gecesi anladık: Bir televizyon kanalında programa katılan Adil Gür İstanbul Belediye Başkanlığı’nı yüzde 5 oy farkla Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını öngördü. Oysa sonuç yüzde 7 Topbaş lehine tecelli etti... Bu tablo araştırma şirketlerinin performansı hakkında fazla iddialı olmamak gerektiğini ortaya koyuyor. Muhtemelen bu seçimlerde A&G şanslıydı... Yani öyle bir zaman aralığında araştırma yaptılar ki, orada alınan sonuç nihai seçmen tercihleriyle çakıştı. Eğer bu gözlem gerçekte yaşananları ima ediyorsa, karşımızda kabaca yüzde yirmilik çok oynak bir seçmen ‘iradesi’ var demektir. Bu seçmen grubu son ana kadar kararsız kalıyor ve izliyor. Böylece hükümetin eline de büyük bir fırsat veriyor... Çünkü söz konusu seçmenin algısını ve yaklaşımını değiştirme yeteneği esas olarak iktidarın elinde. Eğer AKP’nin bu seçimlerde yaptığı gibi bu fırsatı kaçırır, hatta daha da ötesine giderek söylem hataları yaparsanız, kendinize olan hak edilmemiş güvenin bedelini sandıkta ödersiniz. ‘Kararsızların’ genel niteliğini anlamak üzere yeniden araştırma şirketlerinin performansına dönmekte yarar var. Görülüyor ki örneğin CHP’nin oyu konusunda herkes başarılı olmuş. Oysa bu araştırmalar çok çeşitli zaman aralıklarında yapılmış. Buradan anlaşılıyor ki kararsızların gezindiği alternatifler arasında muhtemelen CHP yok. Oysa bu tespit MHP açısından geçerli değil... Diğer bir deyişle ‘kararsızların’ asıl gidip geldikleri alan AKP ile MHP arasında ve bu durum da ‘kararsız’ dediğimiz seçmenin esas olarak muhafazakâr kesimden olduğunu gösteriyor. Bu noktada Bilgi Üniversitesi’nden Hasan Kirmanoğlu’nun bir süre önce yapmış olduğu mütevazı ancak anlamlı araştırmasına dönmekte yarar var. Kararsız olduklarını söyleyenlerle oy vermeyi reddedenler arasında yapılan bu çalışma, söz konusu iki grubun niteliksel olarak farkını ortaya koymakta. Oy vermeyeceklerini beyan edenler, genellikle yüksek gelir grubundan olup ekonomik krizden zarar görenler. Bunlar göreceli olarak daha ufak bir grup ve muhtemelen de ya oy vermediler veya AKP dışı partiler arasında dağıldılar. Ancak ‘kararsızlar’ genelde krizden zarar görmüş mütedeyyin insanlardan oluşmakta. Bu kişilerin esas olarak AKP ile MHP arasında bir tercihle baş başa oldukları tasavvur edilebilir. Öte yandan konunun önemini vurgulamak açısından, ‘kararsızların’ seçim öncesi çeşitli araştırmalarda yüzde 10 ila 20 arasında dolandığını kaydedelim. Dahası bu oran yüksek başlayıp indikten sonra, seçimlere yaklaşıldığında yeniden yükselmişti... AKP’nin oyunun azalmasının önemli nedenlerinden biri muhakkak ki hiçbir konuda seçmeni tatmin eden bir adım atamaması; ancak rakipsizliğin verdiği bir özgüvenle atılan bu adımların seçmen tarafından yeterli bulunacağını sanmasıydı. Buna Kürt meselesindeki psikolojik ortamın getirdiği oy kaymasını da ekleyebiliriz. Çünkü demokratik açılımlar konusunda gösterilen tutukluk sadece bölgedeki Kürt oylarının değil, genel bir terminoloji olarak ‘liberal’ kesimin oylarının da bir bölümünün kaybedilmesine neden oldu. Ancak Kirmanoğlu’nun çalışması oy kayıplarının üçüncü bir nedeni olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik kriz ana blok seçmen tercihlerinde etkili olmamakla birlikte, toplumun muhafazakâr kimliklere sahip bölümünde hiç de azımsanmayacak bir ‘kararsız’ kitle yaratmış gözüküyor. Bu kitlenin göreceli büyüklüğü ve oynaklığı, muhtemelen farklı araştırma şirketlerinin niçin AKP’yi yüzde 40 ila 50 arasında gösterebildiğini de açıklıyor. Ayrıca A&G şirketinin de ‘kararsızların’ oylarını belirleyen bir etken olan ekonomik krizi genele yaygınlaştırma şeklinde bir değerlendirme yanlışı yaptığını akla getiriyor. Bütün bu mülahazaların ardından yeniden seçim sonuçlarına baktığımızda ise AKP’nin olağanüstü başarılı olduğunu söylemek durumunda kalıyoruz. Çünkü bu yanlışlar yapılmasa ve ekonomik kriz olmasa, bu parti muhtemelen yüzde 50’nin de üzerine çıkacaktı. AKP’nin başarısı seçimlerde aldığı oy değil, her türlü olumsuz koşulda bile rakipsiz olması... O nedenle bu partinin düşüşe geçtiğini söyleyenler epeyce hayalci davranıyorlar. AKP’nin oy kaybının tek nedeni ancak yine AKP olabilir ve bu parti her seçimde aynı hataları tekrarlamayabilir. Aksini umanlar için hâlâ tek çözüm Ergenekon ve bu ‘proje’nin önümüzdeki dönemde farklı kisveler altında denenmesi kimseyi şaşırtmamalı. ETYEN MAHÇUPYAN-TARAF
<< Önceki Haber AK Parti'nin oy kaybının tek sebebi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER