PKK'nın komuta kademesinin konuşlandığı
Kandil'in,
BDP'yi yönettiğini ispatlayan belgeler, parti üzerinde
örgütten gönderilen mesajlarla
baskı kurulduğunu gözler önüne serdi. SABAH'ın gündeme getirdiği Kandil-
KCKBDP haberleşmesine ilişkin belgelere göre KCK üzerinden gelen Kandil talimatlarına uymayan BDP'den sert bir üslupla
hesap soruluyor.
Selahattin Demirtaş ve
Aysel Tuğluk başta olmak üzere partinin yöneticilerinin talimatlara uymamaları durumunda kulaklarının çekileceği imasında bulunuluyor. Kandil'in bu sert üslubu BDP cephesinde deprem yaptı.
"SORUMLU HESAP VERSİN"
28
Mayıs 2011 günlü mailde, Dersim'de bir toplantıya katılmayan Aysel Tuğluk hakkında, "Aysel gelmemiştir. Yine Dersim'e gitmeyeceğini söylemiştir. Kesinlikle gidecektir" ifadesine yer veriliyor. Söz konusu mailde ayrıca
seçim öncesinde örgütten habersiz yedek adayların geri çekilmesine ateş püskürülüyor ve açıkça "Sorumlusu kimse hesap versin" deniyor. 28 Mayıs 2011'de saat 23.43'te oluşturulan ve Nihat Oğraş tarafından kullanılan bedewi-arap@ xxxxxxx.com isimli e-
posta adresinden Aysel Tuğluk tarafından kullanılan
ayseltugluk@xxxxxxx. com isimli e-posta adresine gönderilen ve 29 Mayıs 2011 tarihinde saat 13.44'te 195.175.70.20 numaralı IP adresinden okunan bu mailde aynen "Bir tartışmamıza Aysel (Tuğluk'u kast ediyor) gelmemiştir. Yine Dersim'e gitmeyeceğini söylemiştir. Kesinlikle gidecektir. Selahattin (Demirtaş'ı kast ediyor) Avrupa'da olduğundan toplantıya katılamamıştır. Fakat ayrıca görüşeceğiz. Görüşemezsek bile Serhat bölgesindeki arkadaşların görüşmesi çok iyi olacaktır. Kendisinin de tutumları sağlıklı değil. Kendi başına hareket etmesini kabul etmeyeceğiz. İlk fırsatta bunu kendisine iletileceğiz" ifadelerine yer veriliyor.
Aynı mailde seçim öncesinde gerginliğin aşamalı olarak tırmandırılacağı bildiriliyor ve partinin de buna uygun davranması talimatı veriliyor. Mailde şöyle deniliyor: "Yapmış olduğumuz toplantılarda çıkan sonuçlar temelinde tansiyonu yükseltme kararı aldık. Bunu belli bir planlama temelinde yapacağız. 15 Haziran'a doğru giderken seçim öncesinden gerginliği kontrollü bir şekilde tırmandırmak gerektiğine inanıyoruz." … "Artık AKP hükümetinden sorunun çözümünü beklemiyoruz. Demokratik cumhuriyet temelinde demokratik ulus anlayışına bağlı kalarak demokratik özerk ve özgür yönetimlerimizi gözden geçirerek ilan edeceğiz. Tüm halkımızı bu sürece katılmaya çağıyoruz' diye açıklama yapılmalıdır."
AK PARTİ'YE KARŞI CHP
Kandil'in mesajlarında KCK'nın
12 Haziran seçimleri öncesinde CHP'ye verdiği desteğin şifreleri de yer alıyor. Örgüt,
Elazığ'da AK Parti'ye karşı CHP'nin
desteklenmesi için talimat veriyor. KCK-BDP'nin Elazığ'da CHP'ye destek verdiği seçim sürecinden önce ortaya çıkmıştı. Kandil'in seçim talimatında
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) vetosu yüzünden seçime giremeyen BDP destekli Elazığ
milletvekili adayı İsa Gürbüz'ün yerine S. B.'nin desteklenmesi, o da olmazsa CHP'lilere destek verilmesi isteniyor. Sözü edilen S. B. adlı kişi, BDP tarafından desteklenen Elazığ
Bağımsız milletvekili adayının YSK tarafından veto edilmesinden sonra Kandil tarafından BDP'ye önerilen bir isim. Kandil BDP'ye "Bu kişiyi, o da olmazsa CHP'yi destekleyin" diyor. Yüksek Seçim Kurulu, 12 Haziran seçimleri öncesinde BDP'nin desteklediği 12 bağımsız adayı veto etmişti. Kandil'in seçim talimatlarında "Buradaki (Elazığ) adayımız veto edildi" denilirken veto yiyen milletvekili adaylarından BDP Elazığ Karakoçan İlçe Başkanı İsa Gürbüz kast ediliyor. Nihat Oğraş'ın Aysel Tuğluk'a gönderdiği 16 Mayıs 2011 tarihli bir başka mailde ise AK Parti'nin
doğu ve güneydoğudaki oylarının azaltılması için ev ev dolaşarak seçim propagandası yürütülmesi isteniyor. Mailde aynen şöyle deniliyor: "Seçimin en önemli çalışması bire bir insan çalışmasıdır. Yani ev ev dolaşarak sürecin öneminin aktarılması ve oy istenmesidir. Her eve mutlaka girilmelidir.
Kürtlüğünü inkâr etmeyen bütün AKP'lilerin evlerine de gidilmelidir."
VERGİ KILIFINDA HARAÇ
Belgelerde PKK'nın
haraç faaliyetleriyle ilgili önemli bir ayrıntı yer alıyor. Buna göre örgüt, artık yalnızca esnaftan değil, zengin-fakir demeden halktan da
vergi adı altında haraç topluyor. Bunun için kumbara adı verilen bir
sistem kullanılıyor. Belgelere göre KCK'nın görevlerinden biri
bağış toplamak. KCK, Kürt kökenli vatandaşların evlerine giderek
aidat kutusu denilen kumbarayı bırakıyor ve ailelerden bu kutuya bağış bırakmalarını istiyor.