Deniz Som, "Hükümetin devrilmesi için çalışmazsam namerdim" derken;
Ümit Zileli ise hükümetin yıkılmasında birazcık pay sahibi olabilmeleri halinde onur duyacaklarını söyledi.
Atatürk Kültür Merkezi'nde açılan kitaf fuarında bir araya gelen
Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Deniz Som, Ali Şirmen, Alev
Coşkun, Ümit Zileli ve
Serdar Kızık, tutuklanan Mustafa Balbay'ın kitaplarını
imzaladı.
Daha sonra yazarlar, okuyuculara bir
takım konuşmalar yaptı. Bursa'daki kitap fuarında söylenen "Bu hükümeti yıkmak benim görevimdir" sözünü hatırlatan Deniz Som, "Demokratik hakları kullanarak bu hükümetin devrilmesi için çalışmazsam namerdim." dedi.
Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Ümit Zileli ise Mustafa Balbay'ın söylediği her söz, yazdığı her yazı ve konferansta söylediklerinin altına sadece imza atmayacağını, bundan şeref duyacağını belirtti.
"Biz bu hükümetin yıkılması gerektiğini yıllardır yazıyoruz." diyen Zileli, bütün hakları sonuna dek kullanarak bu hükümetin yıkılmasında birazcık pay sahibi olabilmeleri halinde bundan onur duyacaklarını vurguladı.
Kendilerine yapıştırılmaya kalkışılan suçların ancak göğüslerinde birer şeref nişanesi olacağını dile getiren Zileli, "Hele adlarını anmayı bile gereksiz gördüğüm bu tetikçilerin, ahlaksızların sözleri bizim için ancak ve ancak şeref nişanesi olur. Biz sonuna kadar yazmayı da çizmeyi de konuşmayı da sürdüreceğiz. Ama diyeceksiniz ki sizi kestiler,
evet kesildik. Ama buradan keserler, oradan çıkarız. Sonuçta konuşmalarımızı orada da yaparız, burada da yaparız. Başka platformlarda da yaparız. Üzgün olmaya hiç gerek yok. Bu süreçler içerisinde böylesi
komik bir faşizmin,
darbe diyorlar hangi darbe; biz içinde yaşıyoruz zaten. Biz koyu dinci bir faşizmin tam göbeğinde yaşıyoruz." diye konuştu.
Eylül'ü çok ağır bir şekilde yaşamış gazeteci olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "12
Mart'ta çocuktum. Onu da babamın yaşadığını gözledim, devletin kaymakamı olarak. Her türlü şartta
12 Mart ve
12 Eylül faşizminden askeri darbelerine çok net bir biçimde karşı çıkmış Cumhuriyet Gazetesi ve onun yazarları ve ben onun yazarı olarak şunu söylüyorum; 12 Eylül'den de beter bir dönemde yaşıyoruz. 12 Eylül'ü bile nerdeyse rahmet okutacak bin tane yazım vardır 12 Eylül ile ilgili. Bu kadar ağır bir dinci faşizme, bu
ülke hiç yaşamamıştı daha önce. Ama biz bu karanlığın içinden çıkmayı becereceğiz. Bu karanlığın içinden aydınlık çağdaş yurttaşları, bu ülkenin aydınlık insanları bunu da bertaraf edecek. Bedel ödeyeceğiz ama bedellerimiz olacak ama biz bunu çocuklarımıza borçluyuz. Çocuklarımıza borçlu olduğumuz bu geleceği bu alçakların elinden söke söke alacağız, hiç kuşkunuz olmasın."
Topyekün bir savaş olduğunu iddia eden Serdar Kızık da, savaşın sadece Mustafa Balbay'a değil
Türkiye Cumhuriyeti'ne olduğunu ileri sürdü. Yazarların konuşmaları, salonda bulunanlar tarafından büyük alkış aldı.
CİHAN