Azınlık raporu
Orijinal adı ‘Minority Report’ olan sinema filmini hatırlar mısınız?
Memleketimizde ‘Azınlık Raporu’ adıyla gösterilmişti...
Hani başrolünde Tom Cruise’un oynadığı, meşhur Steven Spielberg filmi...
İkibiniki’nin mühim filmlerinden biriydi...
Bu bilim-kurgu filmin konusu aşağı yukarı şöyle birşeydi...
Yıl ikibinelliler falan...
İnsanoğlu (Tabii ki Amerikalılar) öyle bir teknoloji geliştiriyorlar ki, bir suç işlenmeden o suç tespit ediliyor ve suçu işleyecek olan ‘potansiyel suçlu’ enselenip kodese tıkılıyor...
Bunun için ‘Pre-Crime’ diye bir birim kurmuşlar...
Bu ‘suç öncesi’ biriminde bulunan özel algılayıcılar, alengirli aletler
alarm vermeye başladığı
vakit, güvenlik görevlileri hemen harekete geçiyor...
Adamımız John Anderton (Tom Cruise) bu birimin en başarılı elemanlarından biri...
Gene bir gün, başarılı memurumuz bir potansiyel suçluyu, suçu işlemeden yakalayıp ‘merkeze’ teslim ettiğinde masasındaki alarm çalmaya başlıyor...
‘Ulan daha terimiz soğumadan gene yeni bir iş mi?’ diye düşünerekten bilgisayar ekranını açıyor...
‘Kimmiş acaba bu suç işleyecek lavuk?’ derken... ‘Vay anaaam!’ bir de bakıyor ki ekranda kendisi...
Tabii anında fıyıyor ve olaylar bunun üzerine gelişiyor...
* * *
AK Parti’nin kapatılma davasına kadar geçen süreç bana hep bu filmi hatırlattı...
‘Şöyle yapacaklarmış’
‘Böyle edeceklermiş’
‘Geriye götüreceklermiş’
‘Şeriat getireceklermiş’
‘Laikliği yıkacaklarmış’
‘
Cumhuriyet kadınını kapatacaklarmış’
Hooop!..
Bu ‘mış’ ve ‘miş’ler üzerine film başlıyor...
Kapatma davası...
Hadi filmde anladık...
Teknoloji öyle bir gelişmiş ki (nasıl oluyorsa) özel algılayıcılar ve binlerce bilgisayar yardımıyla adamın yapacağı eylemi önceden görebiliyorsunuz...
‘Pre-Crime’ bölümü bunun üzerine harekete geçiyor...
Pekii, bizde ‘Pre-Crime’, yani ‘Suç Öncesi’ birimi var mı?
Yook...
Pekii nasıl oluyor da oluyor, ileride ‘olası’ bir hadiseyi ‘olmuş’ varsayabiliyoruz?
Daha ikibinelli’lere de gelmedik üstelik...
Hemmen söyleyeyim kardeşlerim...
İkibinelli’lere gelmedik amma bizde daha ileri bir teknoloji mevcut...
Bizim ‘Pre-Crime’ bölümümüz ‘medya’...
İkibinelli’de gelecek olan teknolojiye kıç attırır...
Seçimler sonrası bu güzide birimimiz hemen çalışmaya başladı...
İleriye matuf bütün malzemeleri bir bir ortaya koydular sağolsunlar...
‘Taksiden başı açık kadın atma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Ortaokul öğrencisi kızların bacaklarına asit olması kuvvetle muhtemel sıvı sıkma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘
Sergi salonunda
abdest alma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Otobüs durdurup namaz kılma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Mayolu
afiş kaldırma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Uçaklarda
Türk musikisi çalma’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Bidon kafalı adam’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
‘Göbeğini kaşıyan’lar... Yani, ‘düşünün bundan sonrasını’
* * *
İşte size ‘Minority Report’...
Yani ‘Azınlık Raporu’...
İkibiniki’den bu yana çok zaman geçti amma olsun...
Bizde bu film ‘yine-yeni-yeniden’ başladı...
Üstelik biz,
yabancı filmlerden esinlenmeyi (yoksa ‘intihal’ mi demeliydim) pek severiz...
Ne diyelim...
Haydin bakalım iyi seyirler...
Benden de minik bir Minority Report
Ne var yani?...
AK Parti’nin kapatılma davasında benim de bir parça katkım olmasın mı?..
Olsun anasına satayım...
Ne olur ne olmaz...
Böylece belki ileride hiç olmazsa kendi paçamı kurtarmış olurum...
En azından ‘
azınlık raporu’nda yer almam... (
Andıç mı, ardıç mı her ne naneyse, işte onda)
Biraz safça mı düşünüyorum?..
Kardeşim ben üzerime düşen vazifeyi yapayım, kendi raporumu oluşturayım da...
Gerisi büyüklerimize kalmış...
Efendim, arzediyorum...
Biiir: Geçen gün bizim evin alt katındaki
berbere indim...
Bir de ne göreyim!
Duvarda
Arapça harflerle yazılı bir levha, altında da
Türkçe açıklaması ‘
Allahın dediği olur’...
Burası bir cami değil bir berber salonu... Lütfen kayıtlara geçmesini reca ediyorum...
* * *
İkiii: Gene geçtiğimiz haftalarda annemlere köftelik kıyma almak için bizim eski mahalledeki ‘
Kasap Muharrem’e gitim...
Dükkan kapalı. Kapıda bir
tabela...
‘Cumaya gittim gelicem’...
Ne demek kardeşim... Eskiden var mıydı böyle bişey... Lütfen bunun da dosyaya girmesini istirham ediyorum...
* * *
Üüüçç: Pekii size daha vahim bir hadise...
Hani o çocukluğumuzun mis kokan simitleri var ya...
Geçmiş olsun onları da kaybettik...
Kandil günü bir de gördüm ki, bu geleneksel simitimizin adı ‘Kandil simidi’ olmuş...
Üstelik de gramajını falan da tırtıklamışlar... Minicik, bit kadar bişey olmuş...
Allahaşkına bunu da kayıtlara düşünüz... (Nee az önce ‘Allahaşkına’ mı dedim? Aman diyeyim, dilim sürçmüş... Bu kayıtlardan çıksın.)
* * *
Dööörrt: ‘Lik TV’ seyrediyorum... Hani şu Şansallı-Ermanlı programı...
Futbolcularla
röportaj yapılıyor... Yabancı
futbolcular bile, ki buna ‘siyahi’ olanlar dahil... Türkçemizi ezberlememişler amma, her laflarında ‘İnşallah’ sözünü ağızlarından düşürmüyorlar... Reca ediyorum kayıtlara geçsin...
* * *
Beeşş: Saat altı suları işyeriden çıktım...
Kadıköy’e doğru yürüyorum... Bir kadın kucağında bir bebekle kesti önümü... ‘Aabbiii Allah ne muradın varsa versin, şu sabiye bi ilaç parası’... Bu ne bi kardeşim...
Arabistan’da mıyız?
Mümkünse bu da kayıtlara alınsın...
* * *
Altıı: Eski semtim olan ‘Dolapdere’ye gittim geçen gün... Arkadaşın arabasını boyatıcaz... Bir evin önünden geçiyorum... Duvarda kocca kocca harflerle ne yazıyordu biliyor musunuz?
‘Allahını seven buraya çöp tökmesin!’
Bu da kayıtlara geçsin...
Bir kere daha gördüm ki neredeen nereye gelmişiz...
Allah sonumuzu hayır etsin....
(Aman bu da kayıtlara geçmesin lütfen. Gene dilim sürçtü.)
HASAN KAÇAN/STAR