AKP eski milletvekilinden çok çarpıcı değerlendirme!

2007-2011 yılları arasında AK Parti Çankırı Milletvekilliği yapan Suat Kınıklıoğlu Aksiyon Dergisi'ne önemli açıklamalarda bulundu.

AKP eski milletvekilinden çok çarpıcı değerlendirme!

Demokratik duruşuyla bilinen ve AKP'deki Milletvekilliğinden sonra Stratejik İletişim Merkezi (STRATİM) direktörlüğüne geçen Suat Kınıklıoğlu, Aksiyon Dergisi'ne verdiği röportajda, AK Parti'ye karşı yaklaşımının ne zaman değiştiğini ve partiyle ilgili oluşan kanaatinin gerekçelerini açıkladı.

İşte o Röportajın ilgili bölümleri:

-Sizin AK Parti’ye yaklaşımınız ne zaman ve nasıl farklılaştı?


Benim kişisel dönüm noktam Uludere’dir. Uludere olduğunda hâlen MKYK üyesiydim. MKYK’da konunun ele alınış biçimi, hangi çerçevede nasıl konuşulduğu beni çok rahatsız etti. Akabinde kürtaj meselesi, ombudsman seçimi, anayasanın yazılamayacağının anlaşılması arka arkaya gelen şeyler ve tabii ki Gezi. Gezi’de yer aldım ve bundan hep gurur duyacağım...

-3 Kasım 2002’de başlayan süreç neydi peki?

3 Kasım 2002 esasında İstanbul Belediyesi ekibinin Türkiye’nin yönetimine el koymasıdır. On yıllardır başını kuma gömmüş bir Ankara elitinin ‘Türkiye değişmesin, dünya değişmesin, herkes olduğu gibi kalsın’ anlayışının sona erdiği andır. Ve bunu belediyecilikte yerel hizmet verebilen, iş dünyasıyla da iş bitirmeye odaklı bir yönetim anlayışı içindeki bir ekip başarıyor. Maalesef Ankara bunu hak etmişti. 2011 Aralık’ına gelindiğinde ortada farklı bir durum var. Ankara’nın genetiği ekibe nüfuz etmiş. Öyle anlaşılıyor ki muhafazakâr iktidar için mesele devlet değilmiş. Devlet gücünü pekâlâ benimseyip sevdiler. Mesele devlet gücünün kimin elinde olduğuymuş. 2002’de İstanbul’dan Ankara’ya gelen ruh yok artık.

-Peki, ne oldu da bu kanaat oluştu?

Ankara’yı değiştireceğiz, bu ülkenin sıradan vatandaşına, Müslüman’ına Alevi’sine, Kürt’üne çare olacağız diyen adamlar acımasız, merhametsiz bir refleksin sahibi oldu. 34 tane gencecik insan ölmüş, bir hata yapıldı alın tazminatınızı susun demeye getirildi. Soma’da da aynı yaklaşım var. Şehitlik statüsü verdik, paralarınızı alın, bu konu kapansın tavrı... Müslümanlığı geçtim, insan olanın göstermeyeceği bir tavır. Gezi’yi hiç söylemiyorum bile... 2011’den sonra partinin evrildiği yön endişe verici. Erdoğan’ın elde ettiği bu çoğunluk her lidere ve partiye nasip olmaz. 2007’de partiye büyük bir demokrasi mücadelesinin arifesinde olduğumuz düşüncesiyle katıldım. Türkiye’nin tarihî bir sıçrama yapabileceğini, buna katkı sağlanması gerektiğini düşünerek katıldım. Maalesef, Türkiye’de tarihî bir uzlaşmanın başarılması yönünde büyük bir fırsat heba edildi. Gezi’den sonra bu artık iyice netleşti. Tayyip Bey tarihe geçebilecek bir siyasi figürken çok kötü bir miras bırakan birisi olarak anılacak. Hukuktan, teamülden, kurallardan bağımsız bir başbakan figürü var.

Röportajın tamamını okumak için tıklayınız
<< Önceki Haber AKP eski milletvekilinden çok çarpıcı değerlendirme! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER