160 ülkede ay yıldızlı bayrağı dalgalandıran, her kesimden övgü yağan okulların kapatılmak istenmesine kimse anlam veremiyor. Eski AK Parti milletvekili ve iktisat hocası Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş da “Türkiye kendi okulunu nasıl kapatır aklım izah edemiyor.” diyor. Kapatma girişimine karşı çıkan Yalçıntaş’ın önemli tespit ve uyarıları şöyle:
OKULLARA ÖNCÜLÜK YAPANLARA DEVLET MADALYA VERMELİ: 20. asrın sonunda ve bu asrın başında kültürümüz; dolayısıyla dilimiz, tarihimiz ve Türkiye’nin tanıtılması konusunda en büyük hizmet, yurtdışında 160 ülkedeki Türk okullarımızın açılması olmuştur. Bu okullara öncülük yapan ve bu büyük projeyi gerçekleştiren kişilere devlet madalya vermelidir. Yani onların yaptıkları bu büyük hizmetten dolayı mükafatlandırmalıdır.
KAPATAN ÇOK BÜYÜK VEBALE GİRER: Kendi okullarımızı kapattırmak, kendi bayrağımızı gönderinden aşağıya indirmek demek. İstiklâl Marşı’mızı susturmak için bazı teşebbüsleri kim yapıyorsa yapsın büyük vebale girer. Bu ileride de daima sorulur, yanlış yaptığı unutulmaz. Eğer bu okullarda düzeltilmesi gereken hususlar varsa devletimizin de yardımıyla bunlar düzeltilmelidir. Ama bunları kapatmaya kalkmak hangi noktadan bakarsak bakalım vebaldir, yanlıştır. Türk diline kültürüne ve Türk tarihine karşı yapılan yanlıştır.
TÜRKİYE KENDİ OKULUNU NASIL KAPATIR AKLIM ALMIYOR: Bu okullar ile ilgili anılarımda var. Bir kere Moskova’ya gitmiştim. Türk koleji vardı. Bir Rus aile vardı, parlamento üyesi. Benimle temas etti. Çocuğu Türk okullarında okuyormuş, Türkiye’ye gelmek istiyor. Grupta yer kalmamış. Benden yardım istedi. Bir kere de Arnavutluk’ta ordu mensubu üst düzey görevli biri geldi bana ‘Lütfen sizi tanıyorlar oğlumun bu okullara girmesini istiyorum rica eder misiniz?’ dedi. Yani çok ilgi var. O kadar insan itibar ederken çocuğunu vermeye çalışırken bunlara karşı kapatma kampanyası başlatılmasını anlamak mümkün değil. Türkiye kendi okulunu nasıl kapatır aklım izah edemiyor.
KAPATMA GİRİŞİMİ, BİR ÖFKENİN SONUCU: Okullara ilişkin bir yanlışlık, eksiklik varsa hükümetin yapacağı bunu düzeltmektir. Meşrutiyet döneminde Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) görevine getirilen Emrullah Efendi “Yahu şu okullar da olmasa ne güzel idare ederim maarifi” demiş; aynı şey bu da. Okulları kapatıp mesele halletmek olacak iş değil. Kapattım, bayrağı indirdim, İstiklal Marşı’nı oralarda susturdum... Kimse Türkçe öğrenmesin onun yerine artık başka diller öğrenilir. Bu okullar köklü. Yarın Türkiye’nin elçileridir bu okullar. Türkiye ilişkilerini en güzel şekilde yürütecek insanlardır. Okulların kapatılması, olimpiyatların yaptırılmaması öfke ile söylenmiş sözlerdir. Söyleyen de duyan da unutmalı bu sözleri. Türk kültürünü, Türk dilini dolayısıyla milletimiz ve ülkemizi tanıtan bu okulların sadece varsa eksiklerini gidermeli ve desteklemeliyiz.
OLİMPİYATLAR GÖĞSÜMÜZÜ KABARTIYOR: Televizyondan olimpiyatları seyrederken dua etmişimdir, göğsüm kabarmıştır. O gençlerin Türkçeyi kullanışları, Türk şiirlerini, şarkıları okumaları her Türk’e, ülke mensubuna gurur veriyor, sevindiriyor. Olimpiyatların Türkiye’de neden yapılmaması söz konusu oluyor buna şaşıyorum. Eğer yasaklanma, yaptırılmama gibi bir olay varsa da bir şekilde yapılır. Açık kapalı bir yer bulunur. Olimpiyatlardan vazgeçmek izahı zor bir şey. Her sene yapıldığı gibi mutlakla bu sene de yapılmalı.