Avrupa Parlamentosu üyesi ve Liberal Grup eski üyesi
Graham Watson, Arap ülkelerindeki bugünkü
halk hareketlerinin Türklerin 1950'de "tek parti diktatörlüğüne" son vermesine benzediğini söyledi.
Mısır'ın da
Türkiye gibi "derin devleti" yıkmanın çok zor olduğunu "keşfedeceğini" söyleyen Watson, "İşte bu yüzden
Ergenekon ve benzer soruşturmalar çok mühim." dedi.
Watson, Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten'in kaleme aldığı Türkiye raporu müzakereleri sırasında konuştu. Genişleme Komiseri
Stefan Füle ve milletvekilleri 12 Eylül'deki anayasa tadilatını takdir ettiklerini, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgularken, basın hürriyetiyle ilgili kısıtlamaları eleştirdi.
AB ÇOK ŞEY KAYBEDECEK
Fransa Cumhurbaşkanı Nikola
Sarkozy'yi ve son
Ankara ziyaretini eleştiren Watson, "Sarkozy artık nasıl
Akdeniz Birliği adına konuşamıyorsa Türkiye için de AB adına konuşamaz. Türkiye ziyareti de son derece
tahrik ediciydi." dedi.
Müzakere sürecinin durmasından üzüntü duyduklarını vurgulayan Watson, "Tabii ki, Türkiye'nin de hataları var. Ancak Wikileaks'te gördüğümüz gibi bazı üyelerin kötü niyetleri AB için utanç vericidir." yorumunu yaptı.
Türkiye'nin kat edeceği mesafenin çok olduğunu söyleyen Watson, AB'nin de Türkiye ve
Endonezya gibi
Müslüman demokrasileri memnuniyetle karşılamazsa "çok" şey kaybedeceğini kaydetti.
Watson,
Almanya'daki iktidarın AK Parti'ye tavrını anlamakta zorlandığını, zira AK Parti'nin, II. Dünya Savaşı'ndan sonraki Alman Hıristiyan Demokrat (CDU) Parti'nin "aynadaki yansıması" olduğunu savundu. "Evet Hıristiyan Demokrat bir parti değil ama Müslüman Demokrat bir parti" diyen Watson'a Alman Hıristiyan Demokratlardan itirazlar geldi.