TBMM Başkanı İletişim Başdanışmanı Kemal
Öztürk, MHP'den milletvekili
aday adayı olan eski Büyükelçi Deniz
Bölükbaşı'nın,
Meclis Başkanı
Bülent Arınç hakkında ileri sürdüğü iddiaların, ''Kanunlar, devlet gelenekleri ve ciddiyetle bağdaşmadığını'' bildirdi. Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında, eski
büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın açıklamalarından yola çıkılarak,
TBMM Başkanı Arınç hakkında gerçeği yansıtmayan haberler yer aldığını belirtti. Öztürk, şunları kaydetti:
''Sayın Bölükbaşı, yaptığı açıklamalarda, 1
Mart Tezkeresi'nin kapalı
oturumunda kendilerinin Genel Kurula bilgi vermelerinin, bizzat TBMM Başkanı tarafından engellendiğini iddia etmiştir. 1 Mart Tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kapalı bir oturumda görüşülmüştür. Bu görüşmelerde hükümet, uzmanlığından ve bilgisinden yararlanmak istediği görevlileri yazılı olarak Başkanlığa bildirmekte, Başkanlıkça Genel Kurulun onayı alındıktan sonra ilgililer, kapalı oturumda bulunma hakkına sahip olabilmektedir. Kapalı oturumda Meclisin muhatabı hükümettir.
Başbakan ya da ilgili bakanın haricinde, Genel Kurula bilgi sunmaları istenen uzmanlar, hükümetin yazılı talebi halinde yine TBMM Genel Kurulunun onayı ile mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla TBMM Başkanının, kimin konuşacağına, kimin konuşmayacağına karar vermesi diye bir durum söz konusu değildir. Konu, tamamen İçtüzükte belirlenen kurallar çerçevesinde büyük bir ciddiyet içinde cereyan eder.''
Bölükbaşı'nın açıklamalarının bu
teknik bilgiden yoksun olduğunu savunan Öztürk, ''Buna rağmen 'konuşmamızı TBMM Başkanı engelledi' ifadesi tamamen gerçeği yansıtmayan, bilgi eksikliği içeren beyanlardır'' dedi. Öztürk, TBMM İçtüzüğünün 71. maddesine göre, kapalı oturum sırasında görüşmeler hakkında, kapalı oturumda bulunanlar ve bulunma hakkına sahip olanlar tarafından hiçbir açıklama yapılamayacağını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bunlar, 10 yıl süreyl
e devlet sırrı olarak saklanır ve açıklanması suç teşkil etmektedir.
Dışişleri Bakanlığının yürüttüğü çok gizli ve önemli temasların, TBMM'deki gizli oturumda yaşananların, Bakanlığındaki görevine geri dönmesi muhtemel bir büyükelçi tarafından, yanlış bilgilerle karıştırılarak basın yayın organlarında açıklanması, kanunlar, devlet gelenekleri ve ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Siyasi bir partiden
aday adayı olan söz konusu kişinin, 'konuşmamız engellenmeseydi
PKK terörü olmazdı,
Kürt devleti bu aşamaya gelmezdi vb.' ifadelerinin ciddiyetten uzak, aday adayı olduğu partisine siyasi
rant sağlamaya yönelik beyanlar olduğunu ifade etmek isteriz.''
A.A