20.
Abant Platformu 'Vesayet ve Demokrasi' ana başlığı ile
Bolu Abant'ta başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Abant Platformu Dönem Başkanı Prof. Dr.
Levent Köker, “
Şiddet dozunu yükseltti. Bu ortamda sağlıklı bir
diyalog üretmek mümkün olmuyor. Bu da
vesayetçi düzenden yana sistemdeki etkilerini devam ettiriyor. Bu yönde çalışmalar vardı. Bu, onların işine gelmiyordu. Statükoyu muhafaza etmenin yolunu açıyor. Şiddetin hakim kılınması vesayeti koruyor. Artabiliyor, o da kendini buradan besliyor. Kurulu düzenle aynı araçlara karşı şiddete başvuruyor." diye konuştu.
Levent Köker, vesayeti ise 'kendini yönetme ehliyeti olmayan kişileri neyin olduğunu ondan daha iyi bilen kurum ya da kişileri ifade eder' olarak tanımladı. Köker,
Türkiye'de vesayetin tek partili dönemin kalıntısı olduğunu ama 1982 anayasası ile kurumsal hale geldiğini ifade etti.
Köker, vesayeti isteyen kurum ve kişilerle ilgili ilginç bir saptamada bulundu. Köker, eğitim ve gelir seviyesinin yükselmesi ile birlikte vesayetçiliği isteyenlerin sayısında artış olduğunu ileri sürdü. Köker, şöyle dedi:
“Türkiye
toplumu yeni bir boyut kazandı. Başkalaştı. Aslında vesayetçiliğin üzerinde kurulu olduğu homojen toplum yok artık. Gelir seviyesi yükseldi. Bu arttıkça bunu savunanlar da artıyor. Tam tersi olması gerekirdi. CHP'ye oy verenler
Anayasa değişikliği konusunda daha tutucu. Kalıcı bir özelliği var vesayetin. Bunun için mücadele gerektiriyor. Bunun başında ise politik alanda geliyor.”
Köker, Türkiye'nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu ifade etti. Köker, “AB standartlarında bir
demokrasi istiyoruz. Bunu ise politikacılar yapacaktır. Birinci şartı bütünü ile yepyeni bir anayasaya kavuşturulması gerekiyor. Bölüm pörçük değişiklikler, Türkiye'nin yeni bir Anayasaya ihtiyacı var.” dedi.