Abartılı haberler terörü körüklüyor

Artan terör olaylarının medyada geniş bir şekilde yer almasının benzer saldırıları tetikleyeceği iddia ediliyor.

Abartılı haberler terörü körüklüyor

Bu tür haberlerin yayınlanmasında medyanın hassas davranması gerektiği uyarısında bulunan uzmanlar, toplum psikolojisinin dikkate alınarak ‘terörün ekmeğine yağ sürülmemesi' talebini dile getiriyor. ‘Terörün Görüntüleri, Görüntülerin Terörü' kitabının yazarlarından Yard. Doç. Dr. Mehmet Fidan, basının olaylara çok boyutlu bakması gerektiğine işaret ederek, abartılarak verilen haberlerin yeni saldırıların altyapısını oluşturduğunu kaydetti. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Aslı Yapar da, kanlı fotoğraflar ve vahşet yerine sadece haberlerin yansıtılmasının daha doğru bir tavır olacağına değinerek, “Terör örgütlerinin reklamını yapan haberlerden kaçınmanın yolu yorumdan kaçmaktır.” dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise her gazetenin kendi yayın politikasına göre haberlerini duyurabilme hakkı olduğunu söylüyor. Sorunun haberde yorumdan kaçmakla çözülebileceğini savunan Erinç, “Sayfada kısa başlıklar atma zorunluluğu nedeniyle sıfatlar kullanılıyor. Böylece abartı ortaya çıkıyor.” diyor. 11 Eylül faciasından sonra ABD medyasında ceset ve kanlı görüntülerin yer almaması, TV'lerin bunu reyting yarışına alet etmemeleri dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Terör örgütlerinin medya ile meşruiyet kazandığını anlatan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Mehmet Fidan, basının bilgi verirken tanıtım aracı olmaması gerektiğini söylüyor. Fidan, “Özellikle terör olaylarında teröristler basında neredeyse bir kahraman gibi lanse ediliyor. Bu çok büyük bir hata.” diye konuşuyor. Kuş gribi olaylarında da basının aynı hataya düştüğünü savunan öğretim üyesi, aynı sorunu yaşayan farklı ülke medyalarının Türk basınından çok farklı bir üslup sergilediklerini anlatıyor. Ne söylendiği kadar olayın nasıl verildiğinin de önemli olduğunu aktaran Fidan sözlerine şöyle devam ediyor: “Haberde kullanılan dil ve üslup çok önemli. Haberde verdiğiniz mesaj bu dil ile görünür kılınıyor. Bu nedenle bu tür haberlerde olay olabildiğince dikkatli verilerek, yaşanılanlar asla abartılmamalı. Özellikle terör örgütlerinin propaganda amaçlı eylemlerine yer verilmemeli.” Bu tür olaylar sonrasında toplumda büyük bir umutsuzluk yaşandığının altını çizen Fidan, gündem oluşturmakla etik arasında sıkışan basının duyarlı davranması gerektiğini söylüyor. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Aslı Yapar da, medyanın terör haberlerini duyurması gerektiğini dile getirirken, abartıya kaçmaması çağrısı yapıyor. Yapar, şunları söylüyor: “Toplumda korku yaratmayacak biçimde haber yapılmalı. Terör haberleri medya organlarında bilgilendirme amacıyla yer almalı. Toplumda duyarsızlık yaratacak biçimde abartılı verilmemeli. Kanlı fotoğraflar ve vahşet yerine sadece haber yansıtılmalı. Terör örgütlerinin reklamını yapan haberlerden kaçınmanın yolu yorumdan kaçmaktır.” Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç de, haberde yorumdan kaçınılması görüşünü dile getiriyor. Erinç, “Haberleri gizlemek diye bir şey olmaz. Uluslararası haber ajanslarının Türkiye'de temsilcisi var. Siz duyurmasanız da onlar duyuruyor. Mesela kuş gribi başladı. Türkiye'de kuş gribi olduğunu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) açıkladı. Biz vermemiş olsaydık da bütün dünya duymuş olacaktı. Bizim medyanın yaptığı da kuş gribiyle mücadelede izlenen yöntemin yanlışlığını ortaya koymaktı. Haberde yorumdan kaçınıldığı gibi başlıkta da yorumdan kaçınılması gerekiyor. Yorumlu başlıklar atılıyor.” diyor. 11 Eylül faciasından sonra ABD medyasında ceset ve kanlı görüntülerin yer almaması, TV'lerin bunu reyting yarışına alet etmemeleri dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Hürriyet'ten Emin Çölaşan, Fatih Altaylı, Ferai Tınç; Akşam'dan Deniz Gökçe; Sabah'tan Yavuz Donat, Erdal Bilallar; Milliyet'ten Taha Akyol bu tavrın örnek alınması talebinde bulunuyor. Kanal D’de ABD medyasının ilkeli ve seviyeli yaklaşımını aynen benimsediklerini deklare etti. TV Yayıncıları Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu da, 10 TV kanalının onayıyla bir bildiri yayımlayarak Türk medyasının bu paydada toplanmasını istedi. Ancak bu uzlaşıya rağmen 15-20 Kasım 2003 tarihlerinde gerçekleşen bombalı saldırılarda bazı gazeteler ve olayı ilk vermek için yarışan bazı TV'ler kanlı görüntü ve fotoğrafları sayfa/ekrana taşıdı. 40 medya temsilcisi de 22 ve 29 Kasım'da bir araya gelerek ortak bir metne imza attı. Buna göre artık teröristler toplumun belli kesimlerini suçlayacak sıfatlarla anılmayacak, kişilik haklarını rencide edecek görüntü ya da fotoğraflar yayınlanmayacak, terör örgütlerinin propaganda amaçlı eylemlerine yer verilmeyecekti. Ancak bu deklarasyona da çok fazla uyulmadı. ZAMAN
<< Önceki Haber Abartılı haberler terörü körüklüyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER