Gül, İran'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Mısır'da yaşanan gelişmelerle ilgili bir soru üzerine, İslam dünyasında ve Ortadoğu'da olağanüstü değişim yaşandığını belirtti. Gül, şunları söyledi: "Tüm İslam dünyasında ve özellikle Ortadoğu bölgesinde çok olağanüstü bir değişim süreci yaşanmaktadır. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çok derin değişimle karşı karşıyız. Bu değişimi liderler yapamadı, halk öncülük etmektedir. Türkiye olarak Mısır'a çok önem veriyoruz. Mısır İslam dünyasında bölgenin önemli ülkelerinden birisidir. Bütün bu süreçte Mısır devletinin güçlü, Mısır halkının mutlu çıkmasını arzu ederiz. Mısır halkının mutluluğu ve refahı bizim için çok önemlidir. Çünkü biz onları kardeşimiz olarak görüyoruz. Mutluluk ve refahın temel ihtiyaçları da gayet açıktır. Temel hak ve hürriyetlerin garanti altına alındığı, demokratik hukuk standartlarının yerleştiği, ekonomik şeffaflığın gerçekleştiği bir Mısır temennimiz. Mısır'ın geleceği Mısır silahlı kuvvetlerine tevdi edilmiştir, onların elindedir. Mısır silahlı kuvvetleri de bu sürecin kardeş mücadelesine, kardeş kanı akmasına fırsat vermeyecek şekilde götürmüştür. Bundan sonra en kısa süre içerisinde sivil bir yönetime devredilmesi için üzerine düşen çabaları hızlı bir şekilde göstereceğini tahmin ediyorum. Hükümet açıklamasında da ifade edildiği gibi anayasal anayasal cumhuriyetin Mısır'da gerçekleşeceğine, seçimlerin şeffaf, hür adil biçimde yapılacağına, iç ve dış gözlemcilerin serbestçe gözlemleyeceği şekilde seçimlerin yapılacağına inanıyorum ki, bu durum Mısır halkını mutlu edecektir. İnanıyorum ki Mısır halkının bu süreçten onurlu bir şekilde çıkması, Mısır devletinin güçlü bir şekilde çıkması, hak ettikleri uluslarası platformdaki yere kavuşması tüm Mısır halkının ve bizim arzumuzdur." ZAMAN AŞIMINA DİKKAT ÇEKTİ Yüksek yargıyı yeniden yapılandıran düzenlemeyle ilgili bir soru üzerine Gül, "Yasayı ve yasayla ilgili kaygıları, çeşitli fikir ve görüşleri hukuk büromdan danışmanlarıma incelletim. Bana verdikleri bilgi ve öneri çerçevesinde yayınlanmasında herhangi bir problem, sakınca olmadığını gördüm. Benim bu yasayı yayınlamamdan daha önemlisi şu: Yüksek yargımızın üzerinde inanılmaz bir yük vardır. Avrupa yüksek mahkemelerinin bütün dosyalarını toplasanız bizim yüksek yargının dosyalarının yarısı bile etmiyor. Böyle büyük bir yükle karşı karşıyalar. Bundan sonra da adaletin gerçekleşmesi çok gecikmektedir. İnanılmaz bir gerçekle karşı karşıyayız; o da zaman aşımı. Bu sene 20-25 bin dosya zaman aşımına uğrayacaktır. Bu şekilde devam ederse bana verilen bilgilere göre 4 -5 sene içinde Yargıtay'daki dosyaların 200 bini zaman aşımına uğrayacaktır. Zaman aşımı ne demektir? Herkesin yaptığının yanına kar kalması demektir. Şimdi böyle bir dehşet durumla karşı karşıya olduğumuz bilgileri önüme konuldu. Buna ilave olarak bir de tahliyeleri düşünün. Geçenlerde gördük, yer yerinden oynadı. En son İzmir'de, yazık bir kızcağızın başı testereyle kesildiği için zanlısı 6 yıl sonra yargılama bitmedien tahliye edilmek zorunda kalındı. Bütün bunlardan dolayı da yüksek mahkemeleri suçlamamak gerekir. Çünkü önlerinde büyük bir dosya sayısı var. Bu durum karşısında adaletin hızlanmasına daha çok önem verdim. Muhakkak ki bana iletilenlerden makul karşılanabilecek serzenişlerde söz konusudur. Ama şu söylediğim manzara Türkiye için inanılmaz bir manzaradır. O bakımdan yasanın yayınlanması için onay verdim. Ayrıca bu da yetmez. İstinaf mahkemelerinin de süratli bir şekilde çıkarılması lazım. Bunu da yakından takip edeceğim. Ancak bu şekilde Türkiye bugünkü iç yaralayıcı durumdan kurtulabilir." ifadelerini kullandı. FİLMLE İLGİLİ ELEŞTİRİLER Gül, korsan film izlediği yönündeki iddialarla ilgili olarak da şunları söyledi: "Bana bazen değerli seçme filmler, kitaplar gönderiliyor. Bunların hepsi danışmanlarım tarafından bana veriliyor. Dolasıyla herhangi bir şekilde yasal olmayan bir film zaten bana verilmez. Bununla ilgili açıklamalar da yapıldı biliyorsunuz, nasıl geldiğiyle ilgili. Bu konuda kamuoyunun hassasiyetini takdirle karşıladım. Kültür ve sanat faaliyetlerin kök bulması için bu kuralların yerleşmesi tabiî ki çok doğrudur, ben de zaman zaman konuşmalarımda söylerim." "TÜRKİYE KOLAYLAŞTIRICI ROLÜNE DEVAM EDECEK" Cumhurbaşkanı Gül, İran'ın nükleer programına yönelik soruna diplomatik kanallardan barışçı çözüm bulunması yönündeki çalışmalarda Türkiye'nin kolaylaştırıcı rol oynadığına işaret ederek, "Taraflardan talep geldiği sürece bu rolü de sürdüreceğiz. Esasen beş artı bir üyeleri arasında Aralık ayında Cenevre'de, geçen ayda İstanbul'da yapılan görüşmelerde bu anlayışlar teyit edilmiştir. Önümüzdeki süreçte İran'ın nükleer programıyla ilgili uluslar arası toplumdaki endişelerin giderilmesi için şeffaflık temelinde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile tam bir işbirliği sergilenmesini destekliyoruz." şeklinde konuştu. BALYOZ DAVASI Balyoz davasından 163 kişinin tutuklanması sonrasındaki tepkilerin hatırlatılması üzerine Gül, "Yargı safhasında olan bir davayla ilgili bir şey söylememiz mümkün değildir." Karşılığını verdi. KIBRIS SORUSU Kıbrıs'ta yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmesi sorulan Gül, şunları söyledi: "Bunlarda anormallık görmüyorum. Her şeyden önce Türkiye, yavru vatan KKTC'nin sağlamlaşması, kökleşmesi, demokrasinin kökleşmesi, ekonomisinin kendisine yeter hale gelmesi ve kendini ispatlaması için fedakarlıklarda bulunmaya devam edecektir. Her bakımdan, siyasi ve ekonomik bakımdan da KKTC'nin daima yanındadır. KKTC'yi kimlerin yöneteceğine Kıbrıs halkı karar verecektir. Bu ilişkilerin sağlıklı şekilde götürülmesi, KKTC'nin geleceğinin çok güçlü olması için Türkiye de elinden gelen gayretleri göstermektedir. Bütün bunları bunun bir parçası olarak görmekte yarar vardır."