Adem Yavuz Arslan'dan hükümete önemli soru!

Bugün Gazetesi Yazarı Adem Yavuz Arslan, bugünkü köşe yazısında hükümete çok çarpıcı bir soru yöneltti.

Adem Yavuz Arslan'dan hükümete önemli soru!

Bugüne kadar Cemaat'e mal edilen Baykal kaseti, KPSS, Oslo, dinlemeler ya da Başbakanlık'ta çıkan böcek ile ilgili somut tek bir delil bulunamadığını hatırlatan Adem Yavuz Arslan, "Hukuk içinde mücadele' mi dediniz?" başlıklı yazısında, Sızan Oslo mutabakat metninde 'KCK operasyonunu yapan polislerin yargılanması' da vardı. Sahi; 17 Aralık bahanesiyle Ergenekon ve KCK operasyonunu yapan polisleri yargılayarak 'bir yerlere verdiğiniz sözü' mü yerine getiriyorsunuz?" diye sordu.


Güne Adana'dan gelen 'operasyon' haberi ile başladık.

Bu durum haftalardır 'İnlerine gireceğiz, inlerine' diyerek kampanya yürüten Başbakan'ın 'düğmeye bastığı' şeklinde yorumlandı.

Hatta ponpon kızlar misali 'operasyon yapsana, operasyon yapsana' diye tempo tutan havuz ve yandaş medya mensuplarının 'Cemaat operasyonu başladı' kutlamaları manşetlere yansıdı.

İlerleyen saatlerde operasyonun detayları netleşti.

Aralarında Gezi olayları sırasında gösterdiği performansla dikkatleri çeken, hatta hükümetin 'destan yazdılar' dediği istihbarat müdürü İsmail Bilgin'in de olduğu 9 polis gözaltına alınmıştı.

Operasyonun hükümetin direktifleriyle ve baskısıyla yapıldığını görmek için özel bir karineye ihtiyaç yok.

Gerek Başbakan gerekse de AKP kurmayları 'dosyalar hazır oldukça yargıya devredilecek' diyerek hukuk tarihine geçen açıklamalar yaptılar.

Bir süredir Ankara kulislerinde konuşulanların gerçek olduğu gözüküyor.

Şöyle ki; yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ortaya dökülen rezaleti örtmek isteyen hükümet 'Cemaat'e operasyon' yapmak istiyor.

Bu herkesin malumu.

Ancak bugüne kadar Cemaat'e mal edilen Baykal kaseti, KPSS, Oslo, dinlemeler ya da Başbakanlık'ta çıkan böcek ile ilgili somut tek bir delil bulunamadı.

Delil olmayınca 'üretiliyor.' Dünkü operasyon da hukukun zorlanmasından ibaret.

Kanunen ifadeye çağrılması gereken polis müdürleri gözaltına alındı. Yani idari bir soruşturmadan zorlayarak adli bir işlem çıkarılmış.

Gerçi Başbakan Erdoğan'ı dinledikten sonra bu duruma şaşmamak gerek.

Dün partisinin grup konuşmasında bu konuya geniş bir yer ayıran Başbakan Erdoğan çok sert bir konuşma yaptı.

 'Unutmayacağız' diyerek 'intikam alacağını' tekrar etti.

Bu arada biz sandığa giderken belediye başkanlarını seçtiğimizi sanıyorduk ama Erdoğan'ın "Halkımız bize paralel yapı ile mücadele talimatı verdi" sözüne bakılırsa fark etmeden 'Cemaat'e operasyonu' da onaylamışız!

Başbakan'ın dozu hayli yüksek konuşmasını dinledikten sonra 'mücadeleyi hukuki zeminde yapacağız' sözünün bir anlamı kalıyor mu bilmiyorum ama önümüzdeki günlerin enteresan gelişmelere sahne olacağı kesin.

Aslına bakılırsa 17 Aralık'tan bu yana hukuku katleden, Anayasa'yı askıya alan, anti demokratik yasaları jet hızıyla TBMM'den geçiren ve son olarak da 'hoşuna gitmeyen her kararı' paralellere bağlayan hükümetin neler yapacağını tahmin etmek zor değil.
 
Oslo'da verilen söz mü yerine getiriliyor?
 
O yüzden önümüzde hukuki değil tamamen siyasi bir operasyon süreci var.

Aslına AKP'nin 17 Aralık sonrası yaptıklarına bakarsak olayın sadece yolsuzluk soruşturmasına tepki olmadığını söyleyebiliriz.

Tamam, hiçbir hükümet yolsuzluklarının ortaya çıkmasını istemez. Ancak burada durum biraz daha farklı.

Çünkü 'istiklal mücadelesi' başlatan hükümet 28 Şubatçılar'ı aratan uygulamalar yapıyor. 

Diyelim ki yolsuzluk iddialarına tepki olarak ilgili birimi lağvettiniz. Fakat AKP bugüne kadar 13 bin 500 civarında polisi tasfiye etti.

Öyle pervasızca görevden almalar, yıpratmalar yapılıyor ki tarifi mümkün değil. Yargıya gidip hakkını arayanlar ise sistematik mobbinge maruz kalıyor.

Aslında sayfalar dolusu örnek vermek mümkün.

Ancak benim kafama takılan başka bir nokta daha var. Şöyle ki; Ergenekoncular'la anlaşan hükümet cezaevlerini boşalttı.

Bir yandan da KCK'lılar tahliye edildi.

Üzerine hem Ergenekon hem de KCK soruşturmalarını yapan birimler lağvedildi. Birçoğu açığa alındı.

Haklarında incelemeler başlatıldı. 10 TL'lik malzemenin kaybolması iddiasıyla soruşturma geçiren terör müdürleri var. 

Kuvvetle muhtemel meslekten ihraç edilip yargılanacaklar.

Bu aşamada şunu sormadan geçemeyeceğim:

Sızan Oslo mutabakat metninde 'KCK operasyonunu yapan polislerin yargılanması' da vardı.

Sahi; 17 Aralık bahanesiyle Ergenekon ve KCK operasyonunu yapan polisleri yargılayarak 'bir yerlere verdiğiniz sözü' mü yerine getiriyorsunuz?
<< Önceki Haber Adem Yavuz Arslan'dan hükümete önemli soru! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER