Newsweek, yazısında, "
Ahmet Davutoğlu'nun adını çok daha fazla duymaya hazır olun.
Türkiye'nin
Dışişleri Bakanı olan eski üniversite
profesörü, Türkiye ile
Ermenistan arasında önceden hayal edilemeyen yakınlaşma ve
Suriye ile yeni sıcak ilişkiler de dahil olmak üzere, Ankara'nın yeni diplomatik açılımının arkasındaki kişi" ifadesini kullandı.
Bazı Batılı uzmanların bu gelişmelerden kaygı duyarak, "Türkiye'nin yüzünü Doğuya çevirdiği" yorumunda bulunduğuna işaret edilen yazıda, "Ilımlı tarza sahip Davutoğlu, bu fikirler karşısında sinirlenerek, bu yorumların, Türkiye'nin bölgedeki genişleyen rolünü çekemeyenlerden kaynaklandığını söylüyor" denildi.
Yazıda, Davutoğlu'nun 2002'de
AK Parti'nin dış
politika baş danışmanı olarak görev yapmaya başladığına ve Türk siyasetine
yabancı olmadığına dikkati çekilerek, "ancak kendi ülkesinde bile onun hakkında yeterince şey bilinmediği" yorumunda bulunuldu.
NEWSWEEK'İN DAVUTOĞLU İZLENİMLERİ
Newsweek Türkiye'nin, Davutoğlu'nu şekillendiren güçler ile Türkiye'nin
Orta Doğu,
Balkanlar ve Kafkaslar'daki komşularıyla ilişkilerini nasıl değiştirdiğini incelediği yazılan
makalede, Bakan Davutoğlu'na dair şu gözlemler aktarıldı:
"-Davutoğlu,
İzmit depremi sırasında, 'Stratejik Derinlik: Türkiye'nin Uluslararası Konumu' başlıklı kitabının taslağını kurtarabilmek için hayatını riske attı. 17
Ağustos 1999'da sarsıntılar başladığı sırada,
İstanbul'daki evinden zararsız kaçmayı başardı. Ancak daha sonra artçı şok uyarısını görmemezlikten gelerek, yılların ürünü çalışmasını içeren bilgisayar diskini kurtarabilmek için hızla geri evine koştu. 30. baskısını yapan kitap, onun ulusal ve uluslararası çapta tanınmasını sağladı.
-
Dışişleri Bakanı, siyasetçi olmaya pek istekli değildi. AK Parti 2002 seçimlerini kazanınca, hükümette yer alma taleplerini geri çevirdi ve onun yerine Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'a danışmanlık yaparken, üniversite kariyerini sürdürmeyi seçti. 5 yıl sonra,
Dağlıca saldırısı olduğu dönemde, akademik hayata tam dönüşün eşiğindeydi. O sırada Davutoğlu, yakın çevresine 'Şu anda bırakamam' dedi.
Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi ve Kürtlere haklarının tanınmasını ve
PKK saldırılarını sona erdirmeyi amaçlayan uzlaşılara yardımcı oldu.
-Gezgin bakan, sadece ekim ayında 13 ülkeye giderek, Türkiye'nin diplomatik profilini son yılların en üst seviyesine çıkardı. Arap medyasından eşi görülmemiş övgüler aldı. Örneğin, merkezi Londra'da bulunan El
Hayat gazetesinde bir
köşe yazarı, ona Lübnan'ın sorunlarını çözmeye yardımcı olması için yalvardı. Köşe yazarı, Davutoğlu'na hitaben, 'Bavulunuzda fikirleri, arzuları, çözümleri ve ilaçları taşıyorsunuz. Geleceğe açılan penceresiniz' dedi.
-Davutoğlu, ılımlı davranışlarıyla bilinen bir kişi, ancak Ankara'nın siyasi elitleri ve onların diplomasiye iddiasız yaklaşımına karşı sabrı çok düşük. 'Stratejik Derinlik' kitabında, bu elitlerden, 'Kritik dönemlerde öne çıkmak ve kararlı olmak yerine, fark edilmemeye ve inisiyatif üstlenmemeye şartlanmışlar. Daha güvenli ve risksiz politika için pasif kalmayı
tercih ediyorlar' diye söz ediyor. Newsweek Türkiye yazarı Yenal Bilgici'nin ifadesiyle, bu eleştiriler, Davutoğlu ve siyasetini anlamak için adeta bir
rehber. Karakterinin ikinci bir işareti de, bakanın sürekli olarak kullandığı 'kendine güven' ifadesi.
-Davutoğlu, iş etiği ve öz disipliniyle de biliniyor. Bir
aile dostu, Newsweek Türkiye'ye, Davutoğlu'nun, kitabı üzerinde çalışırken, üç gün boyunca koltuğundan kalkmadığını söyledi. Eski bir öğrenci de, Davutoğlu'nun günde 8 saat uyumanın lüks olduğunu düşündüğünü belirtti.
-Davutoğlu'nun işine bağlılığı, nispeten
erken bir yaşta kendini gösterdi. İstanbul
Erkek Lisesi'nde öğrenciyken, öğretmenlerine felsefi ve bilimsel çalışmalardan oluşan
okuma listeleri sundu. Öğretmenleri ona ve arkadaşlarına, dışarı çıkmaları ve top oynamaları tavsiyesinde bulundu. Davutoğlu, bu tavsiyeye uyarak, profesör olduktan sonra bile, Dışişleri Bakanı olana kadar öğrencileriyle
futbol oynamayı sürdürdü.
-Davutoğlu, futbol hünerlerini geliştirirken dili ve akademik yetenekleri üzerinde de çalışıyordu. Lisede öğrendiği Almancaya ek olarak,
Boğaziçi Üniversitesinde tüm
İngilizce programlarına katıldı. Ürdün'de
Arapça öğrendi.
Kahire Üniversitesinde doktora tezi üzerinde çalıştı ve
Malezya Uluslararası
İslam Üniversitesinde öğretmenken Bahasa dilini öğrendi. Batı ve İslam dünyasının karşılaştırıldığı tez çalışması, 1993'te 'Alternatif Paradigmalar' başlığıyla yayımlandı. Davutoğlu'nun doktora sonrası çalışması, Samuel Huntington ve Francis Fukuyama'nın teorilerinin eleştirilerini kapsadı.
-Arkadaşları, Davutoğlu'nun hitabet yeteneğinin yazma yeteneğine denk olduğunu da söylüyor. Ekibinden üst düzey bir kişi, Newsweek Türkiye'ye, 'Bakanın, 10 dakika içinde gardını düşüremeyeceği hiç kimse yok' dedi. Bir örnek vermek gerekirse, Ankara'nın, 2003'te Irak'ın işgali öncesinde
Amerikan askerlerinin Türk topraklarını kullanmasına izin vermediği dönemde, bir
Yahudi lideri, tepkisini ortaya koymak için Davutoğlu'na uğradı. Aslında ziyaretinin 10 dakika sürmesini planlıyordu, ama Davutoğlu'nun Yahudi kültürü ve tarihiyle ilgili geniş bilgiler içeren konuşmasından etkilenerek 3 saat kaldı. Bir sonraki sefere Yahudi lideri, bütün bir gün kalmak istediğini söyledi."
Davutoğlu'na eleştirilerin de yöneltildiğine dikkati çeken
dergi, bakanın, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini eleştirirken,
Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in Darfur'da yaptıklarını kınamamakla eleştirildiğini belirtti.
Yazıda, "Ancak Davutoğlu'nu desteklemeyenler bile, onu hem bir düşünür, hem de iş bitirici bir devlet adamı olarak görüyor. Ve şu anda ondan, Ankara'nın ötesinde de bahsediliyor" ifadesi kullanıldı.
AA