Ağabeyi sadece hakime özel açıklarım

İşte Sinan Aygün'ün ifadelerindeki kritik sözler...

Ağabeyi sadece hakime özel açıklarım

Ergenekon üyeliğinden tutuklanan ATO Başkanı Aygün, örgütün finansörlerinden olduğu iddiasını yalanladı, telefondaki ‘Abi’sini açıklamadı. Darbe günlüklerinde hakkında yazılanları ise anlayamadığını savundu. Ergenekon soruşturması kapsamında ‘Ergenekon terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek’ suçlamasıyla tutuklanan ATO Başkanı Sinan Aygün, Metris Cezaevi’ne konuldu. Savcılıktaki sorgusunda, başkanı olduğu oda üyelerinin haklarını korumak uğruna yüksek sesle demokratik mücadelesini sivil toplum örgütü sorumluluğunda devam ettirdiğini anlatan Sinan Aygün, hiçbir yasadışı örgüte üyel olmadığını iddia etti. Sanık ifadelerinde Ergenekon terör örgütünün finansörü olarak nitelenen Aygün, ‘Kuvayı Milliye Derneği dahil hiçbir örgüte finansman sağlamadım’ iddiasında bulundu. Özden Örnek’e ait darbe günlüklerinde kendisi hakkındaki iddialar da sorulan Aygün ‘Darbe Günlükleri diye kamuoyunda bilinen günlüklerde neden benim hakkımda kışkırtıcı vasıflandırmalarda bulunulmuş bilmiyorum. Büyük Türkiye Lobi Kurucuları adlı yapılanmayı bilmem’ dedi. Telefonda ‘Ağabey’ dediği kişinin ismi sorulan Aygün ‘1 Mayıs 2008’de yaptığım görüşmede ağabey diye bahsettiğim kişiyi herhangi bir delil gizlemek kastı ile değil, devlet ile ilgili hassasiyetimden dolayı şuanda söylemek istemiyorum. Mahkeme hakimine özel olarak söyleyebilirim’ dedi. ŞERİAT YERİNE DARBE ADD’NİN düzenlediği sempozyumda ‘Hukuk dışına çıkılacak günler yakında diye düyünüyorum’ diyerek kamuoyunun dikkatini çeken USİAD Genel Sekreteri Birol Başaran, mahkemedeki ifadesinde darbelere karşı olduğunu ilginç cümlelerle savundu. Başaran ‘Ancak yalnızca iki seçeneği olan bir soru yöneltildiğinde ‘yani şeriat mı darbe mi ?’ elbette ki darbeyi tercih ederim’ dedi. Başaran, Şener Eruygur ile Harbiye Orduevi’nde yaptıkları toplantıyı da ADD ile bağı sona ermiş olsa da davet üzerine katıldığı bir ADD toplantısı olarak niteledi. Başaran terör örgütü üyeliğinden tutuklanarak cezaevine konuldu. Ergenekon Soruşturması kapsamında şimdiye kadar nöbetçi mahkemeye çıkarılan ATO Başkanı Sinan Aygün, Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği (USİAD) Genel Sekreteri Birol Başaran, emekli Albay Hasan Atilla Uğur ve İbrahim Özcan tutuklandı. Merak edilen ise zanlıların savcı ve hakim karşısında verdikleri ifade... İşte sanıkların savcıya verdiği ifadeler: Büyük yatırımlar yaptım "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek" suçundan tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilen Sinan Aygün: "300 kişiye ekmek sağlıyorum... Büyük yatırımlar yaptım Bunu döndürmem lazım. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Büyük Türkiye Lobi Kurucuları adlı yapılanmayı bilmem. Ben ve eşim onuruna böyle bir kuruluştan plaket almadım. 'Demek ki bu düşünce darbeyi durdurdu' şeklindeki ifadelerim imalı ve dalga içeren bir konuşmadır. Güler Kömürcü ile kesinlikle yoğun görüşme yapmadım." Ulusal İş Adamları Derneği'nin Genel sekreteri Birol Başaran: "Ancak yalnızca iki seçeneği olan bir soru yöneltildiğinde 'yani şeriat mı darbe mi?' Elbette ki darbeyi tercih ederim. Benim mücadele düşüncem demokratik çerçevededir. Hükümete karşı aleyhte düşüncelerim olabilir bunu da gizlemiyorum" dedi. 20 bin YTL kefaletle serbest kalan Prof. Dr. Ercüment Ovalı: "Türkiye'de ilk olarak yapmış olduğum kök hücreye ilişkin çalışmalardan dolayı yaftalandım. CIA ajanlığım ve Ergenekonculuğum gündeme getirildi. Kuvay-i Milliye Derneği ile bağlantım olmamıştır. Bilim adamıyım." Durmuş Ali Özoğlu: "Kuvay-i Milliye Derneği'nin kuruluşuna katıldım ancak daha sonra orada bulunan Burhan O. adlı kişinin din hakkındaki düşüncelerinden dolayı bu dernekten soğudum. Danıştay sanıklarından Avukat Alparslan Aslan ile Osman'ı tanırım" dedi. Zanlılara genellikle dinlemeye takılan telefon konuşmaları soruldu. Zanlılar arasındaki en 'karanlık' isim Osman Gürbüz'dü Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınanlardan Türkiye Gençlik Birliği Kurucu Başkanı Adnan Türkkan ve tutuklanan Emekli Albay Attilla Uğur'a savcılık sorgularında telefon konuşmaları soruldu. Adı Susurluk döneminde anılan Osman Gürbüz'e ise ilginç sorular yöneltildi: 'Hablemitoğlu'nu sen mi öldürdün, ne zaman öldürdün?", "Danıştay saldırısının neresindesiniz?", "Antalya'daki öğrenci kavgasında silah kullanan kişi sizin adamınız mı?, Silahı siz mi verdiniz?" Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınanlardan bir kısmının savcılık sorguları tamamlandı. Savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Türkiye Gençlik Birliği Kurucu Başkanı Adnan Türkkan'a sorgusunda ağırlıklı olarak telefon konuşmaları soruldu. Türkkan'ın avukatı İbrahim Erdoğan kendilerine somut deliller sunulmadığını belirterek, "Sorulan telefon konuşmaları da tamamen günlük konuşmalar, espirilerden oluşuyordu. Örneğin 'şu parayı alırsak bir kamyon rakı alırız' demiş. Rakı şifre mi diye soruldu. Konuşmasında beş kez falan kelimesini kullanmış, bunu sordular" diye konuştu. Sogulamada Türkkan'a yöneticisi olduğu Atilla İlhan Kültür Merkezi'nin faaliyetleri, orada düzenlenen çeşitli kurs çalışmaları, sergiler ve etkinliklerle ilgili yaptığı telefon konuşmaları ve belgeleriyle ilgili de sorular soruldu. Türkkan'ın savcılık sorgusu 45 dakika sürdü. Emekli Albay'a darbe şemaları soruldu Savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un avukatı Alpgiray Bozkurt Avlağı da kendilerine suçlamalarla ilgili kesin deliler sorulmadığını belirterek şöyle konuştu: "Günlük telefon konuşmalarından bir kaçı soruldu. 'İyiyim komutanım siz nasılsın' demiş. Benim müvekkilim yıllarca Jandarma istihbaratında çalışmış. Varsa suçlamalar bu da askeri yargının konusu. Evinde ve ofisinde bulunduğu söylenen darbe şemaları soruldu. Müvekkilim bu suçlamaları reddetti." 'Hablemitoğlu'nu sen mi öldürdün' Adı Susurluk döneminde ortaya atılan Osman Gürbüz'ün sorgusunda ise kendisine şok sorular yöneltildi. Gürbüz'ün avukatından alınan bilgiye göre, meçhul tanığın ifadeleri doğrultusunda Gürbüz'e sorulduğu iddia edilen sorulardan bazıları şöyle: "'2005'te Mersin'de bayrak yakılması olayı sonrası gerçekleştirilen protesto gösterisine neden katıldınız. Danıştay saldırısının neresindesiniz, Gazi olaylarından sorumlu musunuz, Antalya'daki öğrenci kavgasında silah kullanan kişi sizin adamınız mı, silahı siz mi verdiniz, Yeşil'i, Abdullah Çatlı'yı, Korkut Eken'i tanıyor musun, Susurlukla bağlantın var mı, Hablemitoğlu'nu sen mi öldürdün, ne zaman öldürdün?" Altıntaş'ın Emekli Albay hakkındaki çelişkili ifadesi Soruşturma kapsamında ilk tutuklanan Barbaros Hayrettin Altıntaş'a ise mahkemede Emekli Albay Atilla Uğur ile ilişkisi soruldu. Altıntaş'ın, 'Kürşat' diye hitap ettiği Uğur'u ilk tanıştıklarında muvazzaf subay olduğunu bildiğini, Ankara'da yaşadığını, ayda bir de İstanbul'a gelerek patronu olan Bülent'i ziyaret etmesi nedeniyle tanıdığını anlattı. Atıntaş'ın ifadesinde, önce patronu Bülent Gökpınar vasıtasıyla Uğur'u tanıdığını söylerken daha sonra Uğur sayesinde işe girdiğini anlatması dikkat çeken çelişki olarak mahkeme ifadesinde yer aldı. Kendisine operasyonda ele geçirilen bir ajanda sorulunca da Altıntaş'ın, söz konusu ajandanın patronu Bülent Gökpınar tarafından tutulmuş olabileceğini beyan ettiği öğrenildi. Cumhurbaşkanlığı Muhafazasında askerlik yaptığını söyleyen Altıntaş'ın bu süreçte bu dosyanın hiçbir şüphelisiyle birlikte bulunmadığını aktardığı kaydedildi. Yargıtay'daki bir dosyaya ilişkin yapılan hazırlıkların da sorulduğu Altıntaş'ın eski albay Uğur'un Abdullah Öcalan'ın sorgulayan timde bulunduğu için telefon görüşmelerinde hassasiyet gösterdiğini anlattığı belirtildi. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan İşçi Partisi Öncü Gençlik Kolları İstanbul İl Başkanı Tunç Akkoç da, ifadesinde ajandasında geçen ünlü isimler sorulduğunda , bu kişiler parti kapsamında görüşmeyi düşündüğü kişiler olduğunu anlattığı dile getirildi. Ayrıca Akkoç, yapılan aramalarda ele geçirilen bazı dokümanlardan yola çıkılarak hazırlanan tutanakta yer alan 'esas darbeyi indireceğimiz güç' şeklindeki cümleyi hatırlamadığını anlattığı aktarıldı. 'Gazeteci olduğum için o kişilerle görüştüm' Gözaltına alınıp serbest bırakılanlardan Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi'ye ise herhangi bir terör örgütüyle ilişkisi olmadığı soruldu. Büyükçelebi'nin ifadesinde, şunları söylediği belirtildi: "Gazeteci olmam nedeniyle çok üst düzey insanlarla tanışırım ve onlarla bu açıdan görüşmeler yaparım. Telefon konuşmalarında küfürlü konuşmam çocukluktan kalma bir alışkanlıktır. Başkalarının duyamacağı ortamlarda görüşlerini onaylamadığım devlet yetkilileri hakkında hakaretlerim olmuştur. Ergenekonla ilgili hiçbir toplantıya katılmadım. Telefonumun dinlenildiğini söylememin nedeni herkesin telefonun dinleniyor olmasıdır." Büyükçelebi, emekli orgeneral Tolon'la gazeteci olduğu için tanıştığını, şu anki genelkurmay başkanıyla görüşebilmek için aradığını söyledi. Büyükçelebi, belli yayınları yapmak için birilerinden talimat aldığı iddialarını da yalanlarken, telefon görüşmesinde kullandığı 'teşkilat' için de eski gazete ekibinden söz ettiğini savundu. Zanlılardan Erzurum'da gözaltına alınan Muhammed Murat Avar'sa Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Ercüment Ovalı'yla tanışıklığı soruldu. Avar, babasının kanser hastası olduğunu, ümitsiz duruma gelince araya girenlerin vasıtasıyla kök hücre konusunda uzman olan Ovalı'yla tanıştığını ancak bu sırada babasının öldüğünü anlattı. BUGÜN - STAR - RADİKAL
<< Önceki Haber Ağabeyi sadece hakime özel açıklarım Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER