Polen, ilk kez 1959 yılında
İsveç ve
Avusturya’da iki ayrı davada
delil olarak kullanılmış ve
mahkeme tarafından resmi
kayıtlara geçmiş. Dünyada yaklaşık 50 yıldır cinayetten sahteciliğe, uyuşturucu kaçakçılığından tecavüze kadar pekçok suçu çözmek için kullanılan “adli palinoloji” yöntemi,
Türkiye’de ilk kez
Sakarya’daki bir
hırsızlık vakasında uygulandı; polis ardıç ağacını
tanık gösterdi; “Bu kişi bu eve girseydi, üzerinde ardıç ağacı poleni olurdu.” Mahkeme kabul etti ve 10 aydır hapiste yatan kişinin
beraatine karar verdi. Sakarya’da bir polis müdürü ile
Ankara’da bir bilimadamının işbirliğiyle sonuçlandırılan bu olay; ünlü
roman kahramanı Sherlock Holmes ve sadık
yardımcısı Watson’ın maceralarından bugün ilgiyle izlenen TV dizisi CSI’ı hatırlatıyor. Aslında çok basit ve kesin bir yöntem. Ağaçlar, çiçekler,
toprak; kısaca
doğal hayat; oradan geçenleri işaretliyor.
Adli Bilimler Derneği Başkanı Prof.
Hamit Hancı, bunu “Her temas bir iz bırakır” diye açıklıyor. İşte bu iz Türkiye’de de bulundu ve resmi kayıtlara geçti.
EV SAHİPLERİ HIRSIZI TEŞHİS ETTİ
12 Subat 2006 tarihinde, Sakarya ilinde polise gece yarısı bir hırsızlık olayı ihbar edildi.
Hırsız, bahçedeki ardıç (Juniperus) ağacına tırmanarak
balkona çıkmış ve içeri girmiş; evsahiplerinin ifadesine göre ruhsatlı tabanca, silaha ait ruhsat,
kredi kartı, ticaret odası ve inşaat mühendisleri odası kartları, sürücü belgesi, nüfüs cüzdanı,
sağlık sigortası kartı,
vergi kimlik kartlarının bulunduğu cüzdan ile pantolon cebinde bulunan 450 YTL parayı ve evdeki misafire ait aracın anahtarlarını alıp kaçmıştı. Evsahibi çift, hırsızın eşkalini de verdi.
Polis, geceyarısı, aynı sokakta, eşkale uyan bir kişiyi yakalayıp sorguladı. Yakalanan kişi suçsuz olduğunu söyledi, ama evsahipleri teşhis ettiği için, mahkemede tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
EMNİYET GÖREVLİLERİ ŞÜPHELENDİ
Ancak Sakarya’da görev yapan Olay Yeri İnceleme Müdür Vekili Tuncer
Yıldırım, olayın üstüne gitti. Hırsızın balkona tırmandığı belirtilen ağacın çevresinden, bahçeden, balkon korkuluklarından ve evin
duvar yüzeyinden örnekler alınıp; zanlının bot, kaban ve pantolonuyla birlikte özel olarak paketlenip incelenmesi için Ankara’ya,
Hacettepe Üniversitesi Palinoloji Laboratuarı’na gönderilmesini sağladı.
ARDIÇ AĞACININ POLENİ AÇIĞA ÇIKARDI...
Laboratuardaki inceleme sonucu;
ağaçta ve çevrede teşhis edilen polen,
spor ve palinomorflar, zanlının üzerindeki giysilerde bulunamadı. Polislerin şüphesi haklı çıktı.
“Ayakkabının sahibi eğer
olay yerindeki toprak zeminde gezinmiş olsaydı, bu polenlerin
ayakkabıdan alınan numuneler içerisinde de teşhis edilmesi gerekirdi” diye
rapor verilince, bu yeni bilgi ışığında, evleri soyulan çiftten sanığı tekrar teşhis etmeleri istendi. Çift, bu kez sanığı teşhiste zorlandıklarını, emin olamadıklarını söyledi. Mahkeme de rapora ve beyanlara dayanarak, beraat kararı verdi.
Hırsızlık iddiasıyla 10 aydır hapiste olan kişinin suçsuzluğunu kanıtlayan bu araştırmanın sahipleri olan
Polis Akademisi Kriminal
Araştırma Merkezi Müdürü
Oğuz Karakuş ile
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cahit Doğan, dünyada pekçok olayda kullanılan ve artık Türkiye’de de pekçok olayı aydınlatacak araştırmayı
makale halinde kaleme alıp, Adli Bilimler Dergisi’nde yayınlayarak duyurdular.
Yrd. Doç. Cahit Doğan (Hacettepe-Botanik ABD öğr. üyesi):
MASUM BİR VATANDAŞI KURTARMIŞ OLDUK
Sakarya
Polis Teşkilatı’nda görev yapan Olay Yeri Şube Müdür Vekili Tuncer Yıldırım’a daha önce palinoloji kurslarında
ders anlatmıştık. Arkadaşımız da bu olayın çözümünde yardımcı olunur umuduyla örneklerini bize gönderdi. İyi ki de göndermiş.
Masum bir vatandaşı bu şekilde kurtarmış olduk. Daha önceki sonuçlarımızı da göndermiştik, ancak o sonuçlar adliyede resmi bir delil olarak sunuldu mu sunulmadı mı bilmiyoruz; çünkü örneklerin cevabını verdiğimiz arkadaşlardan geri bildirim gelmedi. Resmi makamlara ilk geçen, savcılar ve hakimler tarafından resmi olarak kayıt altına alınmış ilk örnek bu, Sakarya’daki olaydır.
DISCOVERY CHANNEL’DA İZLEMİŞLER
Bundan 8-10 yıl öncesine kadar biz palinolojiyi biliyorduk. Polenlerin bizim
emniyet teşkilatımızda da suçluların belirlenmesinde kullanıldığını düşünmüştük. Ama kullanılmadığını, hatta hiç haberlerinin olmadığını öğrendik. 8 yıl önce iki
komiser yardımcısı arkadaşım, “Biz böyle bir şeyi
Discovery Channel’de izledik” diye geldiler. Hocam, “Biz
Discovery Channel’de polenlerin yardımıyla bir olayın çözüldüğünü gördük. Sizin de palinoloji çalıştığınızı öğrendik” diyerek benden yardım istediler. Sonuçta bu konuda dersler vermeye başladık.
ŞÜPHELİDEKİ POLENLER, HANGİ BİTKİYE AİT?
Daha sonra bir altyapı oluşturduk ve Adli Palinoloji’de neler yapılmalıdır, emniyette görevli arkadaşlarımıza bu olayı nasıl anlatırız, diye öncelikle ders notları oluşturdum ve daha sonra da belli dönemlerde SASEM’e (Suçları Araştırma Ve Soruşturma Eğitim Merkezi) giderek bu notlarımızdan emniyetteki görevli arkadaşlarımızı bilgilendirmeye çalıştık. Kursa gelen arkadaşlarımızın bir kısmı olayın öneminin farkına vardı ve kurstan sonra görev yaptıkları illere gittiklerinde; bizim verdiğimiz delillerin nasıl toplanması gerektiği ve bizim üniversitemize nasıl gönderilmesi gerektiğini bilerek, uyguladılar, örnekleri bize gönderdiler. Biz laboratuarımızda gereken yöntemleri uygulayarak gönderdikleri toprak, olay yerinden alınan herhangi bir
elbise ya da ayakkabı gibi malzemelerden polenleri izole etmeye çalıştık. Ve daha sonra da bu polenleri mikroskop altında inceleyerek hangi bitkilere ait olduğunu belirledik.
BURADA ÖLDÜRÜLMÜŞ OLAMAZ!
Emniyet teşkilatında şu ana kadar adli polinoloji laboratuarı kurulmadı. En donanımlı laboratuar bizde var. Ankara ve
Gazi Üniversitesi’nde de var ama onlar Hacettepe’deki kadar donanımlı değil. Arkadaşlarımızla ortak çalışmalar yapıyoruz. Akıllarının takıldığı olaylarda, olay mahallinden aldıkları örnekleri bize gönderiyorlar. Mesela, bir
ceset bulmuşlar. Bir komiser arkadaşımız, “Hocam, bu kişinin burada öldürüldüğüne inanmıyorum, bir başka yerde öldürülüp buraya atıldığını düşünüyorum, acaba sizin bulgularınız beni destekler mi?” dedi. Gerçekten de yaptığımız analizlerde o kişinin çok daha farklı bir yerden oraya getirilmiş olduğunu gördük. Bunun yanında yine hırsızlık olayları var. Mesela bir kişinin mazot çaldığı iddia ediliyor. Fakat mazot tankerinin bulunduğu yerden aldığımız toprak örnekleri ile mazot çaldığı iddia edilen kişinin arabasındaki gaz ve
fren pedalından alınan topraklardaki polenlerin birbirleriyle hiç uyuşmadığını, dolayısıyla hırsızlık yaptı denilen kişinin tankerinin getirildiği o yere hiç gitmediğini belirledik. Böyle birkaç olayımız var.
Prof. Dr. Hamit Hancı (Adli Bilimler Derneği Başkanı):
HER TEMAS BİR İZ BIRAKIR
Palinoloji olayını destekliyoruz. Adli bilimlerin her alanının ülkemizde geliştirilmesi lazım. Adli böcek bilimi, adli antropoloji, adli polonoloji; bunların hepsi birlikte gelişirse, çözülmeyecek olay yoktur. Çünkü bizim “locard teoromi” diye bir teorimiz var: “Her temas bir iz bırakır” diye. Yeter ki biz o izi bulacak bilgiye ve teknolojiye sahip olalım. Şimdiye kadar ilgilenen olmamış.
Ankara Üniversitesi’nin de girişimiyle adli bilimler alanını gerek kurslar, gerek kongrelerle, yayınlarla desteklemeye çalışıyoruz.
Nisan ayında da
Kırıkkale’de, Türkiye’de ilk kez Adli Veterinerlik Kursu başlatacağız. Hayvanlara fena muamele,
yarış atlarında
doping,
hayvan antropolojisi gibi çok geniş bir alanı inceleyeceğiz.
NTV-MSNBC