Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’deki Avrupa Birliği kulislerinde Türkiye’nin ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunun konuşulduğunu ve “Avrupa’ya girerse nasıl hazmedemeyeceğimizi bilemiyoruz.” denildiğini söyledi. Davutoğlu, “12 yıl önce Türkiye’yi AB’ye almayanlar çok zayıf diye almıyorlardı, şimdi çok güçlü diye almak istemiyorlar.” dedi.
"AB STRATEJİK HEDEF, BİRGÜN MUTLAKA ÜYESİ OLACAĞIZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM’deki AK Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Avrupa’ya geçtiğimiz hafta yaptığı ziyaretlere de değindi. Geçtiğimiz hafta Brüksel, Londra ve Davos’a gittiklerini belirten Davutoğlu, “Her üçünün özel anlamları var. Brüksel’de AB’nin yeni yönetim kadrosu ile buluştuk. Bu Avrupa’da iş başına gelen yeni yönetim kadrosuyla 62. Hükümetin Başbakanı olarak benim ilk kez buluşmamdır. Bütün dosyaları detaylı bir şekilde ele aldık. Kararlılığımızı bir kez daha vurguladık. AB bizim için stratejik bir hedeftir. İnşallah öyle veya böyle bir gün mutlaka Türkiye AB’nin üyesi olacaktır.” diye konuştu.
"AVRUPA KITASININ TARİHİ TÜRKİYE OLMADAN YAZILAMAZ"
Türkiye’nin, “Avrupa tarihinin bir parçası” olduğunu da vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Avrupa geleceğinin de parçası değil öncüsü olacaktır. Avrupa kıtasının tarihi de geleceği de biz olmadan yazılamaz. Avrupa kulislerinde 2002’de iktidara geldiğimizde o yıllarda Avrupa’da Brüksel kulislerinde şu konuşulurdu, biz de bu tezi çürütmeye çalışırdık. Avrupa, ‘Türkiye ekonomisi çok zayıf, sıkıntıları var, AB’ye girerse yük olur.’ Kendi aralarında konuşulan temel argüman buydu. 12 yıl geçti. Şimdi Brüksel kulislerinde şu konuşuluyor: ‘Türkiye ekonomisi Avrupa’ya göre çok güçlüdür. Avrupa’ya girerse nasıl hazmedemeyeceğimizi bilemiyoruz.’ Geldiğimiz nokta bu. 12 yıl önce Türkiye’yi AB’ye almayanlar çok zayıf diye almıyorlardı, şimdi çok güçlü diye almak istemiyorlar.” ifadelerini kullandı.
"İSTER ALSINLAR İSTER ALMASINLAR"
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İster alsınlar ister almasınlar. Biz güçlü olmaya devam edeceğiz. Onların kapısında talepkâr bir şekilde özel bir muamele istemeyeceğiz, dilenmeyeceğiz. Ama bilsinler ki eğer AB bir gün küresel güç olacaksa demokrasisi ile ekonomisi ile kültürel çoğulculuğu ile küresel bir kurum olacaksa bunun yolu Türkiye’den geçer. Onun geleceği Türkiye’de İstanbul’da Ankara’da yazılır. Türkiye AB üyesi olduğunda AB hiçbir şey kaybetmeyecek. Ama üye olmazsa da Türkiye yoluna kararlı bir şekilde devam edecek. Bir gün AB üyeleri bizden bu bu talebi kendileri dile getirecekleri Biz buna inanıyoruz. Biz kendi yolumuzda, tarihi yürüyüşümüzde tam bir doğru istikamet içinde yolumuza devam edeceğiz.”
"GEZİ’DEN SONRA TÜRKİYE İÇİN KARA PROPAGANDA YAPILIYOR"
Londra’da Davos’ta çok sayıda uluslararası finans kuruluşlarıyla buluştuğunu, siyasi liderlerle görüştüğünün anlatan Davutoğlu, “Bu siyasi ziyaretlerin siyasi boyutu dışında en önemli boyutu G-20 dönem başkanı olarak ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak hem Londra’da hem Davos’ta finans kuruluşları ile yaptığımız görüşmelerde Türkiye’ye yatırım yapan şirketlerle yapılan toplantılar, düşünce adamları ile yapılan toplantılar, Londra’da bu şekilde 11 toplantı yaptık. Davos’ta önemli şirketlerin liderleri ile görüştük. Temel hedefimiz şuydu: Yaklaşık 1,5 senedir Gezi provokasyonlarından sonra ülkemize dönük tam bir tezvirat, tam bir kara propaganda faaliyeti yapılıyor. Bu kara propaganda faaliyeti üzerinden Türkiye’nin AK Parti dönemindeki başarısı gölgelenmek isteniyor. Bütün bakan arkadaşlarıma ilgili kurum yetkililerimize bir talimat verdim. Biz seferberlik ilan ediyoruz. Birileri ülkemizi karalamak için, bu ihanet şebekeleri, ne yapıyorlarsa onların karşısında dünyanın her yerini dolaşıp gerçekleri anlatacağız ve Türkiye’nin başarı hikayesinin devam etmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Bu tezviratların arkasında aslında İslam dünyasında doğuda tek başarı hikayesi olan AK Parti’nin başarı hikayesini gölgeleme çabası var. Birileri istiyor ki İslam dünyası ya otoriter zalim rejimlerle anılsın ya da teröristlerle. Dün İslam dünyasının öncü isimlerini bilim adamlarını diyanet işleri başkanımızla kabul ettik. Bir karşı hamle başlattık. İslam dünyasında kardeşlik içinde mezhep ayrımcılığına karşı İslam dünyasının barış selamını dünyaya iletmek için her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu bu konudaki sözlerini şöyle noktaladı: “Gördüğüm manzara, özellikle Londra’da ve Davos’ta, uluslararası finans çevrelerinin tezviratlara rağmen Türkiye’ye olağanüstü ilgi var. Sadece bir örnek vereyim. İstanbul borsası, Londra borsası ile bir toplantı tertip etti, orada konuştum. Ve Londra borsası ile İstanbul borsası stratejik anlaşma imzaladı. Orada da ifade ettim. İstanbul kadim ticaret yollarının merkezi bir şehridir. İpek yolunun merkez şehridir. Londra modern ekonominin. Ama İstanbul modern ekonomiyi öylesine yakaladı ki birlikte geleceğe dönük olarak küresel ekonomi anlamında İstanbul borsası ile işbirliği talepleri geliyor. Üç yıl içinde İstanbul borsası, dünya borsa indekslerinde 30 sıra mesafe aldı. Birçok toplantıda yatırımcı şirketlerle yaptığımız toplantılarda türk ekonomisinin başarısı noktasında ortak bir yaklaşım gördük. İnşallah önümüzdeki dönemde dış yatırımlarda büyükü bir artış bekliyoruz