Ahmet Hakan'a medeniyet dersi!

Muameleyi ‘içinde bulunduğun aşiretin’ üyelerine yapamazsan sana kim güvenir Ahmet Hakan?.. Hasan Kaçan,köşesinde Ahmet Hakan'a mektup yazdı. İşte o mektup...

Ahmet Hakan'a medeniyet dersi!

Ahmet Hakan’a mektubumdur Ahmet Hakan... Bir ‘kıtır’attın ortaya... Dedin ki ‘İkide bir İslam’da tesettür falan gibi mevzularda fikir beyan eden şu tesettür tüccarına bir sorun bakalım, kaç eşi varmış.’ Amma yanlış ‘kıtır’ attın... Adam tek eşliliği savunan biri olsa dersin ki ‘Hah, iddiasından yakaladım... Sorun bakalım kendisinin kaç eşi varmış?’ o zaman ‘cuk’ oturtursun... Herifin öyle bir iddiası veya derdi yok ki?.. Bu şahıs, para kazanmaktan başka hiç bir gayesi olmayan bir ‘tesettür bezirganı’... Pekii, niye sordurdun bu soruyu?.. Adamın dini ticarete alet etmesine ‘uyuz’ olduğun için değil mi?.. Adamın tesettür defileleri yapıp, orada burada din adına ahkam kesip, mangırları cebine indirmesine ‘kıl’ olduğun için değil mi?.. Meslektaşların ‘sorun bakalım’ dediğin soruyu sordular... Adam ne dedi?.. ‘Üç karım var kime ne?’ Ha, çirkin benzetmelerle, çirkin bir üslupla cevapladı sorunu... Ama neticede delikanlı gibi cevapladı... Ahmet Hakan... Bunun üzerine ‘kirli zihinli adam’, ‘kudurdun mu be adam’ falan diyerek hakaret ettin... (Hak ediyordur, etmiyordur o ayrı mevzu...) Amma sevgili kardeşim, baltayı taşa vurdun... Adamın dini ticarete alet etmesini eleştireceğine ‘laaap’ diye özel hayatına daldın... Aslında tam bir ‘mahalle kocakarısı’ dedikodusu yaptın... ‘Sorun bakayım kaç karısı varmış?..’ Durup dururken, ahlak bekçisi kesildin... Olabilir... Kesilebilirsin... Demek ki kendine güveniyorsun... Demek ki ahlaki konulara duyarlısın... Demek ki bu mevzuda iddia sahibisin... * * * Pekii... Şimdi aynı adam çıksa ‘İkide bir İslami kesimde yozlaşma var falan gibi fikir beyan eden şu ‘eski mahalle tüccarı’na bir sorun bakalım...’ diyerek, aynı senin üslubunla özel hayatını ve mahremini kurcalamaya kalkışsa, senin yaptığına benzer sorular sorsa veya sordursa ne olacak?.. Cevap verebilecek misin Ahmet Hakan?.. Bu konuda hiç kimse iddia sahibi değil, ama sen iddia sahibisin... Öyle olmalı ki, özel hayata balıklama dalıyorsun... Sen bu soruları cevaplayabilir misin?.. Ya da o ‘tesettür bezirganı’ dese ki, ‘Vazgeçtim seninle ilgili sormaktan, gazetendeki evli barklı erkeklere bir sor bakalım, karılarından başka kaç kadınla ilişki yaşamışlar?’ (ki sordu.) Sorabilir misin?.. * * * ‘Sanki ‘metreslik’, bu ülkede meşru, hoş görülen, geçerli ve hiç yadırganmayan bir kurummuş gibi, ‘Ama onların da metresi var... Biz ona bir şey diyor muyuz?’ diye çıkışabiliyor...’ diyorsun... Ahmet Hakan. Sen saf mısın?.. Evet, ‘metreslik’ bu ülkede maalesef artık hoş görülen bir durumdur... Kurum değildir... Evet, ‘beraber yaşamak’ bu ülkenin büyük şehirlerinde artık hoş görülen, yadırganmayan bir durumdur... Kurum değildir... ‘Beraber yaşamak başka, metreslik başka’ mı diyeceksin?.. Bunun ölçüsünü nasıl koyacaksın?.. Sen soruyorsun da başkaları sana sormaz mı sanıyorsun?.. * * * Ahmet Hakan... Kim olursa olsun.. Severiz, sevmeyiz... Hoşlanırız, hoşlanmayız... Ama kimsenin özel hayatını sorgulayamayız... Kimsenin özel hayatına giremeyiz... Üstelik ‘özel hayat’ kanunlarla korunmuştur... Ne senin, ne benim, ne de bir başkasının özel hayatı hiçbirimizi zerre kadar ilgilendirmez... * * * Hani ; ‘Herkes yaptığından sorumludur cümlesi, ‘Medeniyet dersine giriş’in ilk cümlesidir...’ ‘Çifte standart dünyanın en aşağılık işidir cümlesi, aynı dersin ikinci cümlesidir...’ ‘Başkalarına layık gördüğün muameleyi, kendi aşiretinin üyelerine yapmazsan sana kimse güvenmez ilkesi ise aynı dersin üçüncü cümlesidir...’ diye medeniyet dersi veriyorsun ya... Maalesef o ‘medeniyet dersi’ne kendin uymuyorsun... ‘Herkes yaptığından sorumludur’ diyorsun ama bir kesimi karalıyorsun... (Yapmıyorum deme... Algı her şeydir.) ‘Çifte standart dünyanın en aşşağılık işidir’ diyorsun, çifte standardın feriştahını yapıyorsun... (Yapmasan diğer gazetelerin ‘küçük görmesini’ eleştirdiğin gibi, çalıştığın gazetede manşet olarak çıkan, ‘Vakit’ gazetesinin çirkin üslubunun aynısı, ‘Yılın 78’lik Azgın Tekesi’ ayıbına da tepki verirdin.) Başkalarına layık gördüğün muameleyi ‘içinde bulunduğun aşiretin’ üyelerine yapamazsan sana kim güvenir Ahmet Hakan?.. * * * Tesettür defilecisini yerin dibine sokuyorsun da, diğer defilecileri, güzellik yarışmaları yapan adamları niye görmüyorsun?.. Oralara giden eşşek kadar erkekler sence kızların üzerindeki elbiselere, mayolara mı hayran hayran bakıyorlar?.. Neden onlara da ‘kudurdunuz mu be adamlar?’ diyemiyorsun?.. * * * Bak kardeşim... Maksadım polemik molemik değil... Ama iddia sahibisin... Ahlak bekçisisin... Ama nedense tek yöne bekçilik yapıyorsun... Üzülerek görüyorum ki kaleminin şehvetine fena kaptırmışsın kendini... Bilmiyorum, eski mahallenden aklında birşeyler kaldı mı?.. Allah’ın bir ismi de ‘Settar’dı değil mi?.. ‘Ayıpları bir gece gibi örtmek, güzellikleri güneş gibi aydınlatmak’ birşeyler çağrıştırıyor mu sana?.. ‘Birbirimizin özel hayatını görsek yüzyüze bakabilir miydik?..’ * * * İnsanların üzerindeki yorganı kaldırma Ahmet Hakan... Unutma... Bir gün biri de senin üzerindeki yorganı kaldırıverir... HASAN KAÇAN/STAR
<< Önceki Haber Ahmet Hakan'a medeniyet dersi! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER