İŞTE O AÇIKLAMA:
Sabah ve Takvim gazetesini yönetenler yine yalan haber yaptırmışlar.
Daha once tekzip ettiğim, yalan olduğunu açıkça ilan ettiğim halde yine helikopterle 40 yıllık evimizin üstüne çıkıp yine resimler çekmiş, gazetelerine basmışlar.
Ahlak, hukuk, vicdan yerlerde sürünüyor.
Her şeyden önce, Hocaefendi'nin yaşantısını kendisini ziyarete gidenler bilirler.
Onun böyle bir yaşamı yok, böyle bir yaşamda gözü de yoktur.
Tebessümü de, hüznü de, yaşamı da insanlık içindir, Allah (CC) rızası içindir.
Bir şey ifade etmesede ben şahidim.
İkincisi, yönettiğim tüm grup şirketleri şeffaftır. Ulusal ve uluslararası denetim kurumları tarafından denetlenir. Hiç kimsenin ve grubun finansörü değilim.
Bugüne kadar devletimize bağışladığım eğitim kurumları ortada.
Üçüncüsü, eğer yasal bir suç işleyen varsa bulunsun cezalandırılsın.
İçinde bir suçlu var iddiası ile bütün köyü katleden aklı tutulmuş insanlar gibi samimi dindar insanlarla dolu bütün bir camiayı imha planları yapılıyor.
Bilin ki Allah'ın da (CC) bir planı vardır.
Son olarak da yıllardır defalarca bu evde misafir ettiğimiz AK Partili aile dostlarıma da seslenmek istiyorum. Sayıları çok fazladır.
Bu ev aileme aittir şahitsiniz,
Bana ve aileme, milli sivil toplum kuruluşlarımıza, ülkesini seven masum fedakar insanlara iftira atılıyor.
Bu haberler yalan ve iftiradır.
Biliyorsunuz.
Neden bu kadar sessizsiniz?
Sessiz kalmak da kötülüğe ortak olmak değil midir?
İftira atmak, yalan söylemek, hakaret etmek, helikopterle insanların evlerinin üstüne çıkıp özel hayatlarının resimlerini çekmek, hayali senaryolar üretmek, masum insanları, yasal kurumları gazetelerin ilk sayfasından hedef olarak göstermek, çok çirkin, ahlaksız davranışlardır.
Bu gazeteleri yönetenler bu davranış şeklinin ahlaksızca olduğuna neden inanmıyorlar?
Mübarek Ramazan ayı vesilesi ile bir hatırlatma yaparak bitireyim.
Bakın iftira atanlarla ilgili olarak;
Resûlullah (Aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Mirac gecesinde, bakır tırnakları olan bir kavme uğradım. Bunlarla yüzlerini (ve göğüslerini) tırmalıyorlardı. 'Ey Cebrail! Bunlar da kim?' diye sordum. 'Bunlar' dedi, 'İnsanların etlerini yiyenler ve şereflerini payimal edenlerdir.'
Artık, inanıp inanmamak size kalmış.
AKIN İPEK