“
PKK'yla girdiği çatışmada iki korumasıyla şehit oldu” denilen Rıdvan Özden'in
ölümüyle ilgili
dosya Ergenekon Mahkemesi'ne ulaştı. Dosyada Özden'in ölümüyle ilgili oldukça çarpıcı
belge ve ifadeler var.
PKK ile girilen çatışmada şehit olduğu açıklanan
Albay Rıdvan Özden dosyası, ölümündeki soru işaretleri üzerine 16 yıl sonra
Ergenekon davası kapsamında yeniden mercek altına alındı. Daha önce kamuoyuna açıklanmayan
tanık asker ve bilirkişi
raporlarının, Özden'in PKK ateşiyle değil dönemin
JİTEM sorumluları ve şimdi Ergenekon davası sanıkları tarafından
infaz edildiği' iddialarını güçlendirdiği ve Özden'in mezarının
otopsi için açılabileceği kaydedildi.
Halen ‘
faili meçhul' gözüküyor
Şehit
Albay Rıdvan Özden dosyasının aslı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, Ergenekon davasına
bakan İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesine gönderildi. Ergenekon
mahkemesine ulaşan dosyada, Albay'ın ölümünün halen faili meçhul olduğu belirtiliyor. Ergenekon davasına bakan mahkemenin talebi doğrultusunda gelen dosyada Albay Özden'in eşi Tomris Özden'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği son ifadesi, Özden'e yönelik ölüm raporları ve ölümüne dair tanıkların ifadeleri yer alıyor.
Eşi ‘detaylı otopsi yapılsın' diyor
Mardin Jandarma
Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden 14
Ağustos 1995 tarihinde Mardin'in Savur İlçesi Ormancık Köyü kırsal kesiminde açılan ateş sonucu iki korumasıyla birlikte şehit olmuştu. Tomris Özden eşinin ölümüyle ilgili detaylı otopsi incelemesi yapılmadığını belirttiği ifadesinde, cesede yeniden otopsi yapılması gerektiğini belirtiyor. Gözler şimdi mahkeme incelemesinin ardından verilecek kararlarda.
Cesedini 2 gün arazide beklettiler
Albay Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na 6 Haziran 2008'de verdiği ifadesinde eşinin iddia edildiği gibi alnından değil, ensesinden vurulduğunu, 12 Ağustos günü öldürüldüğünü, ancak cesedinin 2 gün arazide bekletilip 14 Ağustos'ta şehit edilmiş gibi rapor tutulduğunu anlatmıştı. Gelen dosyadaki tanık ifadelerinin de Tomris Özden'in bu beyanları doğrular nitelikte olduğu görüldü. Tanıklar da çatışma olmamasına rağmen, Albay Özden'in cesedinin iki gün arazide bekletildiğini anlattılar.
Tanık asker: Albay yanımda düştü
O dönem tanık sıfatıyla ifadesi alınan
Uzman Çavuş Adem Kardaş “iddiaların aksine bir çatışma olmadığı halde Özden'in cesedinin iki gün boyunca
olay yerinden otopsiye gönderilmediğini” söylediği görüldü.
Aktaş “Çatışma
bölgesinde bulunan alay komutanını şehit olduğu haberi telsizle bize iletildi. Benimde içinde bulunduğum tim çatışma bölgesine, Hırbeskelam Tepe'ye intikal ettik. Albayın cesetini sabah gördüm. Geceleyin çatışma sürmedi” diye konuşmuş.
Albay Özden'i herkes severdi
Tanık
jandarma personeli Vehbi Murat
Seyhan ise 16
Nisan 1997'de verdiği ifadede “Aynı bölgeye bir ay önce yine
operasyon için gitmiştim. Alay Komutanım Rıdvan Özden, herkes tarafından sevilirdi. Vurulduğu sırada yanında güvenlik kuvvetlerinde de personel bulunduğunu biliyorum. Olay bunların yanında olmuştur” şeklinde konuştu. Vurulduğunda Albay Özden'in yanında olan Jandarma Uzman Çavuş Osman Han ise ifadesinde “Rıdvan Özden operasyonu yönetiyordu hatta kendi telsizi bitmişti. Benim telsizimi almıştı. O sırada geriye doğru sıçradığını ve ayaklarının yerden kesildiğini gördüm. Diz üstü yere düştü, yoğun ateş vardı, yanına gidemedim. Uğur astsubaya haber verdim geldi birlikte yanına gittik. Baktığımızda şehit olmuştu” dedi. HELİN ŞAHİN İSTANBUL
KARAKOL KOMUTANININ İFADESİNDEKİ ÇARPICI İTİRAFLAR
Olay yerine gitmeden
kroki çizmiş
Dosyada Albay Rıdvan Özden'in şehit olduğu olayla ilgili tutulan Olay Yeri Krokisi ve
tutanaklarının altında imzası bulunan Karakol Komutanı Seyfullah Erten'in ifadesi de bulunuyor. Erten ifadesinde “Ben fiilen çatışmaya katılmadım. Akşama doğru alay komutanının şehit olduğunu telsizden öğrendim. Nasıl şehit olduğunu görmedim, bilmiyorum. Ancak olay bizim
karakolda görevli Osman Han Uzman Çavuş'un yanında olmuş. Onun anlattıkları doğrultusunda olay yeri krokisini birlikte çizdik ve tutanak tanzim ettik. Tutanak altındaki imzalar bana aittir” dedi. Albay Rıdvan Özden'in ölüm ve otopsi zaptında ise detaylı otopsi yapılmasına gerek olmadığı belirtiliyor. Raporda, şu saptamaya yer veriliyor: “Kesin ölüm sebebi açılan ateş sonucunda mermi çekirdeğinin kafatasına giriş ve çıkış yapmak suretiyle meydana gelen
beyin harabiyeti sonucunda ölüm meydana gelmiştir. Kesin ölüm sebebi belli olduğundan klasik otopsi yapılmasına gerek yok.”
Küçük ve Uğur'la tartıştıktan sonra...
Albay Özden'in şehit olmadan bir gün önce bugün Ergenekon davası sanığı olan dönemin JİTEM bölge sorumluları Albay
Atilla Uğur ve
Veli Küçük'le tartıştığı ve ‘infaz edildiği' iddia edilmişti. İfadesinde eşinin tam otopsisinin yapılmasını isteyen Tomris Özden'in, “Beni aldatarak evimden bir
takım belgeleri alan, benim o yıllarda mücadele etmekte zorluk çektiğim hatta tehdit aldığım başta
Veli Küçük dahil birçok kişinin yakalanması benim iddialarımı doğruladı. Eşimin mezarının açılarak otopsi yapılmasını bekliyorum” ifadelerini kullandığı görüldü.