2 Haziran 2007'de Ümraniye'de 27 el bombasının bulunmasıyla başlayan
Ergenekon soruşturmasının en gerilimli dönemi '
İrtica İle Mücadele
Eylem Planı' belgesi altında imzası bulunan Kurmay
Albay Dursun Çiçek'in soruşturması oldu. Emekli paşalar ve diğer 21
muvazzafın gözaltına alınmasından daha çok hareketli zamanlar yaşandı.
Karanlık planın 12 Haziran'da
Taraf gazetesinde yayınlanmasından itibaren 19 günlük süreçte her gün yeni gelişmeler yaşandı. Ergenekon soruşturmasında bugüne kadar tutuklanan 21 muvazzaf askerden farklı oldu. Çiçek,
çağrı üzerine ifade vermeye gelip daha sonra da tutuklanan ilk
şüpheli olarak soruşturmada yerini aldı. Çiçek'in,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldiği gün adliyede büyük hareketlilik gözleniyordu. Ancak ertesi gün büyük sessizlik içinde yaşanan asıl hareketlilik
akşam saatlerinde ortaya çıktı.
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nden gece 00.30'da
tutuklama kararı çıkarken, aynı zamanda
avukatı da
itiraz dilekçesini yazmaya başladı. Çiçek daha
Hasdal'a götürülmeden avukatı tarafından tutuklamaya itiraz sürecinin başlatılması ilk aşamada başlayan tuhaflıklardan biri. Çünkü avukatlar, müvekkilleri tutuklandıktan sonra değerlendirme yapıp, hukuki gerekçelerini de belirleyerek dört başı mamur dilekçe hazırlamak isterler. Çiçek'in avukatının sabahı dahi beklememesi ilginçti. İtiraz dilekçesi
mahkemeye sunulduktan sonra, süreçteki ikinci tuhaflık yaşandı. İtirazı inceleyecek
heyet eksikti. İstanbul Adalet Komisyonu, İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi ikinci heyetinin hakimlerinden Faik Saban'ı 14.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne atadı. Daha 7 gün zaman olmasına rağmen, yine genel uygulamanın aksine mahkeme hemen Ergenekon savcılarından mütalaa istedi. Mütalaayı alan heyet,
mesainin bitmesine aldırmayarak toplandı. Önlerinde 7 gün olmasına rağmen
dosya hakkında önceden hiçbir bilgisi olmayan hakimler incelemeyi bitirip
tahliyeye hükmetti. Karar hemen Hasdal Cezaevi'ne fakslandı. Bu süreçten geriye bazı önemli sorular kaldı. Avukat itirazını gece yazsa da,
mesai saatleri içinde yani 09.00'da işleme konulması gerekiyor.
Sabah 09.00'dan itibaren mahkeme heyetinin belirlenip, sonra da savcılardan görüş istenmesi, görüş geldikten sonra dosyadaki bilirkişi raporları, ifadeler, yazışmalar, yaklaşık 10 saat süren
savcılık ve mahkeme ifadelerinin okunması ve sonuç olarak bir karara varılması nasıl bir güne sığdırılabildi? Şimdiye kadar askerler sağlık sorunları sebebiyle tahliye oldu. Sadece Hurşit
Tolon önce
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimince '
delil yetersizliği' gerekçesiyle tahliye edilirken bu hatayı heyet düzeltti. Nöbetçi hakimin daha iddianameyi görmeden delilleri yok sayamayacağına hükmederek
yaşlılık gerekçesiyle tahliye kararı verdi. Çiçek yaşlı olmadığına göre, bu ana kadar herhangi bir sağlık sorunu da ortaya çıkmadığına göre tahliye gerekçesi merak konusu.
Kafalarda soru işaretleri oluştu
Anayasa Hukukçusu PrOF. DR.
Servet ARMAĞAN
Dün neydi? Bugün ne oldu da karar değişti. Akla yeni atama olayı gelebilir. Elbette Adalet Komisyonu'nun üyeyi tayine yetkisi var ama bu döneme denk gelmesi endişeyi mucip bir durumdur. Bir inatlaşma gibi bir durum seziyorum bu manzaradan.
Yargılama devam ediyor
YARGITAY ONURSAL BAŞKANI SAMİ SELÇUK:
Yargılama sürüyor. Savcılar kendilerine göre belli kanıtlara ulaştılar ki tutuklama istediler. Tutuklama istendiğine göre büyük olasılıkla
dava açılacaktır. Ancak askerî savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararını yerinde bulmuyorum.
Hukuk, bu kararlarla yıpranıyor
HUKUKÇULAR DERNEĞİ BAŞKANI KAMİL UĞUR YARALI: Bu tür kararlarla hukuk, yargı yıpranıyor. Artık bu tür kararlar ve tasarruflar hukuki olmaktan çıkıyor. Dün bu süreçte yaşananlarla TSK'nın itibarı zedelendi. Dün verilen tutuklama kararının bugün kaldırılmasıyla yargı kararlarının güvenilirliği ortadan kalkıyor.
Asker-sivil ilişkisi yara almıştır
GAZETECİ RUŞEN ÇAKIR: Kurmay Albay Dursun Çiçek'in tutuklanması bir gün sürmüş olsa da tutuklama kararı Genel
kurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un belgelerle ilgili söylediği 'kâğıt parçası' ifadelerini geçersiz kılmıştır. Karar asker-sivil ilişkisinde yara açmıştır.
İddanameye sanık olarak girecek
Emeklİ YargItay SavcIsI
Ahmet Gündel: Bu şahıs muhtemelen önümüzdeki günlerde
örgüt üyesi suçlamasıyla davanın sanığı olarak iddianamelerden birine girecek.
Hakimlerin kararının gerekçelerini bilmiyoruz. Ancak hakimlerin siyasi, etnik vb. tutumları bugüne kadar kararlara etkisi ortada maalesef.
Tahliye olsa da yargılanacak
GAZETECİ NAZLI ILICAK: Yargının siyasallaşması söz konusu. Hangi hakimlerin verdiği karar doğru? Dün kararı verenler birinci
sınıf hakimler. Peki dünden bugüne ne değişti? Bunlar yargıyı yıpratan, üzen şeyler. Tahliye
beraat değil, netice itibarıyla mahkemeye çıkacak, sanık olarak yargılanacak.
ZAMAN