Cumhuriyet'in ilanından sonra ilmi zeminden kopan milyonlarca
Alevi'nin kendisini '
dede' olarak tanıttığını hatırlatan Altun, "Eğer devlet 'dedelere
maaş bağlayacağım' derse 5 milyon insan 'maaş alacağım' diye kapısına yığılır." diye konuştu. Devletin
direk şahıslarla değil Alevi kurumlarıyla muhatap olması gerektiğini dile getiren Altun, "Para bize verilir biz de cem evlerinde görevlendirilen dedelere maaşlarını veririz." önerisinde bulundu.
Dünya
Ehl-i Beyt Vakfı geçtiğimiz hafta sonu kendisine bağlı kuruluşlar, seyitler, dedeler ve
vakıf kurullarının katıldığı 200 kişilik genişletilmiş konsey toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda son günlerde tekrar gündeme gelen Alevi
açılımı konusunu ele alan konsey, 7 maddelik sonuç bildirisi yayınladı. Bildiride; Alevi dedelerine maaş bağlanmasından,
Diyanet İşleri'nin statüsünün değiştirilmesine, cem evlerinin
ibadet hane sayılmasından,
Madımak Oteli'nin müze haline getirilmesine kadar birçok konuda görüşe yer verildi. Bildiride en dikkat
çekici konu ise; Alevi dedelerine maaş bağlanmasının yer aldığı madde oldu. 85 yıldır ilmi zeminden kopan milyonlarca Alevi'nin kendisini 'dede' olarak tanıttığı belirtilen bildiride, dedelere maaş bağlanması halinde ciddi bir kargaşa yaşanacağı belirtiliyor. Bildiride; bunun yerine Alevi kurum ve kuruluşlarının kapsam ve işlevine göre verilecek
destek ile dedelerin maaşları ve genel giderlerin karşılanması öneriliyor.
Konuyla ilgili Cihan Haber Ajansı'nın sorularını cevaplayan
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı
Fermani Altun, 'Alevi açılımı' konusunun hükümet tarafından yeniden gündeme getirilmesi üzerine geçtiğimiz hafta sonu Vakıf Genel Merkezi'nde, bağlı
dernekler,
yönetim kurulları, üye bilim adamlarının katılımıyla 200 kişilik genişletilmiş konsey toplantısı yapıldığını söyledi. Dedelere maaş bağlanması önerisini çok yanlış bulduğunu belirten Altun, Cumhuriyet'in ilanından sonra Alevi toplumunda kendisini geliştirmiş kişi sayısının 3-5'i geçmeyeceğini vurguladı. Bugün hiçbir ilmi bilgisi, toplumsal statüsü olmayan milyonlarca Alevi'nin kendisini 'dede' olarak tanımladığına dikkat çeken Altun, "85 yıldan beri Alevi toplumu bu konuda yetiştirilmiş
inanç önderi belki 3-5 insan varız, başka da yok. Böyle olunca bugün zaten cem evlerinde kıt kanaat bilgilerle görev yapılmaktadır. Bunun için, 'dedelere maaş veriyoruz' dediğin zaman 5 milyon insan devletin kapısına yığılacak o zaman." ifadelerini kullandı. Bunun gerçekleşmesinin ise imkânsız olduğunu söyleyen Altun, doğru olanın; yardımın Alevi dernek ve kuruluşlarına yapılması olduğunu belirtti. Altun, "
Kuruluşlar belli. Kuruluşların gücüne, kapsamına göre, ibadethaneleri kursları vs var. Bizim akademimiz var şu anda. Bizim kütüphanelerimiz, salonlarımız var. Bu kapsama göre kuruluşları
bütçe verilir ve bu giderlerin içinde inanç önderleri ile ilgili maaşlarda oradan ödenir. Devlet de bunu
kontrol eder. Denetlemesini yapar. En doğru böyle yapılabilir. Doğrusu da budur." şeklinde konuştu.
Türkiye'de Alevi dernek ve federasyonlara bağlı cem evi sayısının yaklaşık 500 olduğunu belirten Altun, bu kurumlarda görevlendirilecek kişi sayısının da 1000'i geçmemesi gerektiğini belirtti. Altun, devletin Alevi dernekleriyle değil kişilerle muhatap olması durumunda bu işin altından kalkamayacağını dile getirdi.
"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ÖZERK BİR KONSEY HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLSÜN"
Çeşitli Alevi derneklerinin
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması yönündeki açıklamalarına da değinen Altun, bunun doğru olmayacağını ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 85 yıldan beri süregelen köklü bir kuruluş olduğunu vurgulayan Altun, Diyanet'in bir revizyona tabi tutulması gerektiğini belirtti. 'Diyanet İşleri Başkanlığı YÖK ve
RTÜK gibi özerk hale getirilmeli' önerisinde bulunan Altun, "Bu kuruluşa bütün inanç sistemlerinden seçilen kişilerin bulunduğu bir konsey oluşturulması. Bu 50 kişi olur, 100 kişi olur. Böylece bütün inanç sistemleri bu özerk kurum tarafından
hizmetler, eğitimleri ihtiyaçları objektif olarak eşit bir şekilde yapılır. O zaman kimsenin tartışacağı konuşacağı bir şey kalmayacak. Bu kolay ve olması gereken bir çözüm. Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu zaman zaman dile getiriyor.
Bilim adamları yahut inanç hizmeti yapan insanlar
mağdur olmadan böyle bir çözüme kavuşturulmasını öneriyoruz." diye konuştu.
-"HÜKÜMETİN ALEVİ AÇILIMINDAN UMUTLUYUZ"-
Son günlerde tekrar gündeme gelen Alevi açılımını değerlendiren Fermani Altun, önerinin olumlu ancak geç kalınmış bir girişim olduğunu aktardı. Alevi açılımının, Alevi vatandaşların istekleri doğrultusunda halledilmemesi durumunda ileride daha büyük sorunlara yol açacağını vurgulayan Altun, başlayan görüşmelerden umutlu olduklarını söyledi. Altun, "Şu anda çok iyimseriz bu konuda . Çünkü Türkiye'de bütün siyasi guruplar bu alanda çaba sarf ediyorlar. Bu da önemli bir süreçtir.
AK Parti hükümeti tek başına meclis gurubuyla güçlü bir iktidardır. Sayın Başbakan'ın da cesaretli, reformist yapısı sayesinde bu olayın çözüleceğine inanıyorum. Bu eğer başarılırsa tarih boyunca anılacak unutulmayacak bir hizmet olacaktır." şeklinde konuştu.
CİHAN