Algı operasyonları, bir beyin takımı tarafından planlanıyor. Takımın içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı danışmanları, bazı AKP’li yöneticiler ve reklam şirketi sahipleri bulunuyor.

 

Bu kişiler, anketlerden gelen sonuçlara bakarak, değişik planlar hazırlıyor. Bu planlar, halkı etkileyecek şekilde hayata geçiriliyor. Aynı ekip, muhalefet partileri için de “itibarsızlaştırma” planları gerçekleştiriliyor. CHP  lideri  Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırılar da bu algı operasyonları çerçevesinde hazırlandı. Bu saldırılarla ilgili önemli izler elde edildi ancak belgeler için halen çalışmalar yürütülüyor.

 

 

CHP, MHP ve BBP, bu algı operasyonlarının izini takip etti. Ve bu çalışma sonucunda, algı operasyonlarına güvenlik kurumlarından “bilgi ve belge” desteği verildiği belirlendi.

 

Hatta bir güvenlik  kurumunun  bünyesinde, her parti hakkında “strateji masaları” oluşturulduğu, teknik takip ile diğer istihbarat yöntemlerinden elde edilen bilgilerin bu masalara aktarıldığı saptandı. Söz konusu strateji merkezlerinin de, elde ettikleri bilgileri algı operasyonunu yürüten ve “kamu görevlisi” sıfatı taşımayan kişilere aktardığı, onların da elde edilen bilgiler doğrultusunda algı operasyonu hazırladığı belirlendi.

 

Algı operasyonlarına en büyük destek MİT bünyesinde oluşturulan basın biriminden geliyor. Söz konusu birim, Nuh Yılmaz’ın transferi ile birlikte yeniden yapılandırıldı. Nuh Yılmaz, hükümete yakınlığı ile bilinen Star Gazetesi’nden MİT’e transfer olmuş ve bu transfer, Ankara’da çeşitli spekülasyonlara da yol açmıştı. Muhalefet partilerinin elde ettiği bilgiye göre, bu birime MİT’in tüm arşivlerine erişim izni verildi. Dolayısıyla, bu durum kuruluş içinde de rahatsızlığa yol açtı. Özellikle bu birimin başına, “hakkında olumsuz istihbarat raporu” bulunan bir kişinin getirilmesi, kurum içindeki rahatsızlığın daha da büyümesine neden oldu. Söz konusu birimle ilgili olarak, muhalefet partilerine çok sayıda bilgi ve belge geliyor.

 

AKP’nin algı operasyonlarında kullandığı gazeteci ve yazarlar dört ayrı dozda derecelendirildi. En düşük doz olarak nitelendirilen 15 kişiden müteşekkil ilk kategoride, muhabirler ve beş köşe yazarı bulunuyor. Söz konusu yazarlar arasında, “ medya  patronlarını” tehdit eden, gazetelere ömür biçen “köşe yazarı” da bulunuyor.

 

Bu grupta  başarılı  olan gazeteci ve yazarlara, TRT başta olmak üzere bazı televizyonlarda program yaptırılarak ödüllendirildiği öğrenildi. İkinci grup algı operasyonu ekibinde ise yaklaşık 10 köşe yazarı bulunuyor. Bu kişiler aynı zamanda televizyonlarda yorumcu olarak da görev yapıyor. Söz konusu kişilerin hangi televizyonda hangi programlara katılacağı beyin takımı tarafından belirleniyor.

 

Algı operasyonun üçüncü grubunda ise, camiada ağırlığı olan ve  akademik  görevi de bulunan isimler var. Son grupta ise,  medya  yöneticileri bulunuyor. Bu kişilerle doğrudan temasa geçiliyor. Yayın politikası konusunda da bu kişilere doğrudan ulaşılıyor. Dosyaların büyük kısmı da bu kişilere  gönderiliyor .

 

 

Yapılan algı operasyonlarının, MİT’in görev ve yetkileri arasında yer almadığı belirledi. MİT’in 2937 sayılı kanununa göre, “MİT istihbarat  bilgilerini  toplayabilir, analiz edebilir ama bu istihbaratı sadece ‘Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırabilir.” “Yine 2937 sayılı kanunun “Cezai hükümler” başlıklı 27 nci maddesinde “MİT’in görev ve  faaliyetlerine  ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

 

Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo,  televizyon , internet,  sosyal   medya , gazete, dergi,  kitap  ve diğer tüm  medya  araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde; 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 11 inci maddesi ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümlerine göre sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir. Söz konusu fiillerin MİT mensuplarınca işlenmesi hâlinde verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır.” hükümlerine yer verilmiştir.”

 

AKP’nin algı operasyonun şifreleri, “algı operasyonu” için yapılan haberler izlenerek çözüldü. Yandaş medyada yayınlanan haberlerde yer alan bilgiler takip edildi. Örneğin, bir muhalif  medya  kuruluşuna ait “vergi bilgileri” veya “paralel yapı” operasyonuna ilişkin hazırlanan bir haberde kullanılan fotoğrafın nereden alındığı araştırıldı. Tüm bilgilerin kamu kurumlarından temin edildiği tespit edildi. Ancak burada ilginç bir ayrıntı daha ortaya çıktı.

 

Aynı haberde, örneğin Maliye’nin, Emniyet’in ve SGK’nın arşivinde bulunan bilgilerin kullanıldığı görüldü. Emniyet’in ise bu verilerin tamamına ulaşamadığı bilgisine ulaşıldı. Bunun üzerine, gözler olağanüstü yetkilerle donatılan MİT’e çevrildi. Bu kurumların içinden gelen bilgi ve belgeler de, muhalefet partilerinin konuyla ilgili yaptığı araştırmaları doğruladı. Kılıçdaroğlu ve BBP  lideri  Destici’nin açıklamaları da, bu çerçevede elde edilen bilgilere dayanıyor.