Kaybedilmiş canlar, yanmış kor olmuş gönüller, yerle bir olmuş evler, buna mukabil muazzam bir tevekkül. Dört çocuğunu toprağa veren Abdulkadir Demirtaş,
başsağlığı dileyenlere hep aynı cevabı veriyor: "
Allah'tan gelen baş göz üstüne."
Depremde zarar gören köylerde Zaza vatandaşlar yaşıyor. Çoğunluğu çocuk ve
yaşlı. Zaten hayatını kaybedenlerin yaş profili de bunu gösteriyor. Gençler ise dışarıda. İş bulma umuduyla kimisi
Avrupa yolunu tutmuş, kimisi büyük şehirlerin. Üç kişinin öldüğü Yukarı Kanatlı, 20 haneli bir köy. Ama sadece Almanya'da 120 evleri var. Bir o kadarı da
Elazığ'a yerleşmiş. Geriye yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmış.
Deprem
bölgesinde geçmişte yaşanan
manzaraların aksine büyük bir seferberlik var. Devlet, bütün kurumlarıyla köylere
akın etmiş. Bir yandan greyderler yolları genişletirken, diğer yandan TEDAŞ ekipleri elektrikleri bağlıyor.
Güvenlik tedbirlerini alan
jandarma sosyal sorumluluğunu da unutmamış. Hemen her köye sıcak yemek veren mutfaklar kurulmuş.
Zorlu koşullara rağmen dağların zirvesinde köylere akın eden bir grup da
yardım kuruluşları.
Kızılay, Kimse Yok mu Derneği, İHH ve onlarca
sivil toplum örgütü mağdurların yardımına koşmuş. Bazıları
gıda maddesi dağıtırken, bazıları da ev eşyalarını, ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.
Depremin doğurduğu acıyı yüreklerinde hisseden vatandaşlar, kendilerine uzanan yardım eliyle bir nebze olsun ferahlamış. Bakanından milletvekiline, valisinden belediye başkanına kadar bütün yetkilileri köylerde başsağlığı dilerken görmek mümkün. İnsanlar da bu durumdan memnun. "Allah devletimize zeval vermesin." sözü hemen her evde yankılanıyor. Devletin değişik kurumları, zarar tespit çalışmasını sürdürüyor. Yıkılan evler, telef olan hayvanlar, tek tek tespit ediliyor. Bir yandan da kepçeler, hafriyat kaldırma çalışmalarını yürütüyor. Depremden sonra civar il ve ilçelerde yaşayan akrabaları köylere akın etmiş. Yaptıkları ilk iş, depremden sağ kurtulan çocukları alıp götürmek olmuş. 'Yaşanan acılar ve zor durumlar çocukların psikolojisini etkilemesin' diye her biri akrabalarının yanına yerleştirilmiş. Köylerde Kızılay çadırlarından taziye evleri kurulmuş. Yüzlerce insan, bu çadırlarda depremzedelere başsağlığı diliyor. Bütün bu manzara en kılcal damarlarına kadar birlik ve beraberlik duygularının hâlâ diri olduğunu gösteriyor. İstanbul'dan gelen bir
gönüllü, Yukarı Demirci köyünde
Türkçe bilmeyen depremzede Mehmet amcaya sarılıyor. Gözlerinden dökülen yaş, acının değil, kavuşmanın eseri gibi.