Almanya'daki
Deniz Feneri Derneği
davası sonuçlanırken,
Ankara'daki yargı süreci de hızlandı. Suç duyurusu üzerine inceleme başlatan Ankara Başsavcılığı'nda suç duyurusu için "tevzi" yapıldı ve
dosya Basın Savcısı Nadi Türkaslan'a verildi. Böylece
soruşturma resmen başlamış oldu. Savcılığın soruşturmayı üç aşamada yürütmesi bekleniyor:
DOSYA İSTENECEK: Savcı Türkaslan, Adalet Bakanlığı'na yazı yazarak Almanya Frankfurt Bölge Mahkemesi'nde görülüp karara bağlanan Deniz Feneri davası kararı ile dosyasını
Adli Yardım Sözleşmesi kapsamında isteyecek.
BAŞBAKAN İZİN VERİRSE: Soruşturmanın önündeki engellerden birini de
RTÜK Yasası'nda geçen yıl yapılan değişiklik oluşturuyor. Bu değişikliğe göre, savcılığın RTÜK Başkanı
Zahid Akman hakkındaki soruşturmayı devam ettirip dava açabilmesi için
Başbakanlık'tan izin alması gerekecek. Bu durumda Başbakan Erdoğan kendisinin de suçlandığı bir dosyada izin verip vermeme durumuyla karşı karşıya kalacak.
MASAK ŞİMDİLİK BEKLİYOR: Savcılığa yakın kaynaklar, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasında ortaya atılan "Türkiye'deki şirketlere para aktarıldığı" iddiasını araştırmak için
Mali Suçları
Araştırma Kurulu'na (MASAK) yazı yazarak bilgi isteyebileceğini belirtiyor. Almanya'daki Deniz Feneri davasında adı "kaynak aktarılma" iddiasıyla birlikte geçen şirketlerin merkezlerinin
İstanbul'da olması soruşturmada görevli savcılığın Ankara Başsavcılığı mı yoksa İstanbul Başsavcılığı mı sorusunu gündeme getirdi. Ankara Başsavcılığı'nın bu konuda bir ön değerlendirme yaptığı ve soruşturmanın Ankara'da başlamasını uygun bulduğu öğrenildi. Ancak
savcılık, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında görevli veya yetkili olmadığına karar verirse dosyayı İstanbul'a gönderebilecek. Ancak, suç yerinin yurtdışı olması nedeniyle
Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre Ankara Başsavcılığı'nın görevli ve yetkili olduğu belirtiliyor.
SABAH