‘Oğlum
Allah rızası için yaptım diyor. Kime inanayım. En son
Bulgaristan vatandaşı Türk kökenli biri ile konuştum demişti. Beş altı aydır konuşuyormuş. Allah dostu biri diye anlatmıştı. Kim olduğunu bilmiyoruz ama polis biliyordur. En son cümlesi; her son bir başlangıçtır, oldu.’
Türkiye'nin gündemini altüst eden
Danıştay cinayetinin baş sanığı
Alparslan Arslan'ın
babası İdris Arslan'ın sözleri bunlar. Birbirinden bağımsız bakıldığında son on günde her gün yeni bir portreyle çıktı Avukat Arslan kamuoyunun karşısına. Tıpkı geçmişinde
Hizbullah eylemlerine, Kadıköy'e cami protestosuna katılması ve Kızılelma koalisyonunun aktörleriyle temasta olması gibi. Ulusalcı,
Susurlukçu, aşırı milliyetçi, Kızılelma koalisyonunun kadrajına giren kim varsa, Arslan'ın da ilişkiler ağında vardı.
Üzerinden çıkan 20 bin YTL'lik çekle ilgili sorguda işadamlarının da
avukatlığını aldığı tespit edilen, stajını Sedat Peker'in avukatlarından Hakkı Kurtuluş'un yanında yaptığı bilinen
Alparslan Arslan'ın kısa avukatlık geçmişine rağmen onlarca
davayı üstlendiği de ortaya çıktı. Vekaletini aldığı tespit edilenler arasında ilginç isimler var. Örneğin
Balina Operasyonunda yakalanan ve Türkiye'nin 4 büyük hayali ihracatçısından biri olarak gösterilen B.E.
Peki, Arslan'ın avukatlığı ile ilgili bilinmeyenler neler? Babasına 5 yıllık meslekî geçmişine rağmen işlerinin çok iyi olduğunu anlatmış. Bir keresinde de avukatlığı 'severek yapmadığını' söylemiş. Sevmediği mesleğinde onlarca koliyi dolduracak davayı üstlenmiş. Uşak'ta bir
tekstil fabrikası, Üsküdar'da işadamları, İstanbul'da bir güvenlik şirketi, bir
Yahudi işadamı R.B. ve bir Yahudi iş kadını Z.C.K. Baba İdris Arslan oğlundan 'onu çok seven Yahudi bir işkadınının dava dosyalarını getirdiğini' duymuş. Geçen sene davalardan kazandığı yüklü miktarda parayı da Elazığ'daki ailesini ziyarete geldiğinde babasına vermiş.
Alparslan'ın vekâletini aldığı davalar, boşanma, adi suç türünden değil. Çoğu muteber kişilerle, iş dünyasıyla alakalı davalar. Bir yetkilinin tabiriyle 'girdiği çevreler' belki de ona bu geniş portföyü sağladı. Alparslan Arslan'ın bilinmezlerinden biri de yurtdışı bağlantıları oldu. Bulgaristan vatandaşı bir Türk'le görüşmesi dikkatleri
Ankara-
Sofya hattına çekti. Papa Jean Paul suikastçısı
Mehmet Ali Ağca, 70'lerin firari
örgüt sanığı Türkiye Komünist Emek Partisi kurucusu Teslim Töre gibi birçok isim de Bulgaristan irtibatlarıyla gündeme gelmişti.
Edirne üzerinden Bulgaristan'a geçiş yaptığı kayıtlara giren Avukat Arslan'ın yurtdışı irtibatları karanlıkta kaldı.
Arslan'ın dava dosyaları arasında bir de ifadesinin alınması gerektiğini belirten Savcılık Çağrı Pusulası yer alıyor. Kurtlar Vadisini dizini sürekli takip eden ve arkadaşlarının cep telefonlarında '
Polat' adıyla kayıtlı avukat, bir otoya zarar vererek sahibini tehdit etmiş, dizinin yayınından bir gün sonra, 28.10.2005 tarihinde.
Metro Güvenlik Şirketi sahibi Yusuf
Fırat Karan, vekâlet verdiği Arslan'ı çok fazla konuşmayan, asabi ve kendi halinde biri olarak tanımlıyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin, 'Gladio'ya işaret ettiği mülakatında NATO üyesi ülkelerdeki illegal örgütlenmelere dikkat çekti.
Araştırmacı
Yazar Hakkı Öznur, "Geçmişte de Bulgaristan uluslararası gizli servislerin kara para, örgütsel bağlantılarının kurulduğu odaklardan biri olarak bilinirdi." diyor.
Polisin 'siyasallaşmış
mafya uzantıları ile karşı karşıyayız' tespitine dikkat çeken Öznur, geçmişte sağ ve sol örgütlerin
kuyumcu,
banka soygunları ile ideolojilerine kaynak temin ettiğine, bugünse ideolojinin yerini sadece paranın aldığına işaret ediyor: "Eski bolşeviklerin ideolojisi para artık. Siyasallaşmış mafyaların varlığı buna işaret. İdeoloji kisveleri kalkmış, mafyalaşmış, çeteleşmiş bir anlayış sürüyor. Bunların içinde sağdan da soldan da tetikçiler bulmak kolay." diye ekliyor.
Meclis Faili Meçhul Olayları Araştırma Komisyonu başkanlığı yapmış Ankara
Milletvekili Ersönmez Yarbay, Avukat Arslan'ı 'Yeni Ağca' olarak tanımlıyor: "Failin yakalanması bir şans. Ancak onun da kafası karışık. Tıpkı Türkiye gibi." Yarbay, Susurluk benzetmelerine de atıfta bulunuyor: "Türkiye'de Susurluk gibi 1000'den fazla örgütlenme çıkar araştırılırsa. Devletle hukuk dışı ilişkiler kurmuş, ancak şimdi sahipsiz bir kitle var karşımızda."
Önemli noktalardan biri de Arslan’ın silahları kimden aldığı. Çevresine ilettiği bilgi iki cümlelik: "Bir garibandan aldım, onu
yakmak istemiyorum." Ailesine farklı, arkadaşlarına farklı, savcıya farklı ifadeler veren Arslan'ın Danıştay cinayetinde hangi rolde olduğunu artık herkes biliyor
AKSİYON