İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen
Ergenekon ana davasında Osman
Yıldırım'ın sorgusu sırasında söz alan
tutuklu sanık Alparslan Arslan,
Veli Küçük'ü hayatında hiç görmediğini, tanışıklığı olmadığını öne sürdü. Küçük'ü sadece medyadan tanıdığını söyleyen Arslan, "
Veli Küçük, milliyetçi, mukaddesatçı dünyada sevilmez diyemem." dedi. Arslan, "
Cumhuriyet gazetesine atılan bombalarla Kemal
beyin bir alakası yok." diye konuştu.
Bu arada, çapraz sorgusu Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün'ün sorularıyla tamamlanan
Osman Yıldırım, jandarmalar nezaretinde sanıkların bulunduğu bölüme oturtulduğu sırada
arbede yaşandı. Ayağa kalkarak Yıldırım'ın bulunduğu bölüme doğru yürümek isteyen Arslan'a askerler müdahale etti. Askerler tarafından yere yatırılarak etkisiz hale getirilen Arslan, Başkan Şengün'ün "Yavaş yavaş dışarı çıkarın" uyarısı üzerine salondan çıkartıldı. Yaşanan bu olay Başkan Şengün tarafından tutanaklara, "Arslan taşkınlıklar yapması sebebiyle dışarı çıkartıldı." diye geçirildi. Sanık Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eken'in, savunmasını
Perşembe günü yapacağını söylemesi üzerine Başkan Şengün talepleri almaya başladı.
Öte yandan, ikinci davanın sanıkları Mustafa
Balbay ve 23 Ocak 2010 tarihinde
tahliye olan
Gürbüz Çapan ile aynı koğuşta kalan İP Genel sekreteri Nusret Senem, 22 Ocak 2010 günü MİT
Samsun bölge Başkanı ya da başka bir MİT görevlisinin Çapan ile görüşmek üzere
duruşma salonuna geldiğini iddia etti. Senem, MİT Müsteşarlığı'na yazı yazılarak "MİT Samsun Bölge Başkanı ya da başka bir MİT görevlisinin 22 Ocak 2010 günü Gürbüz Çapan ile görüşmek üzere duruşma salonuna MİT Müsteşarlığı'nın emriyle mi geldiğinin sorulmasına, Çapan'a 4 sayfalık bir yönlendirme mektubu gönderilipy gönderilmesidiğinin sorulmasını talep ediyoruz." dedi.
Tutuklu sanıklardan
Oktay Yıldırım, Ümraniye'de el bombalarının ele geçirilmesi sırasında
emniyet görevlileri tarafından yapılan konuşmalara ilişkin ses kaydının
TÜBİTAK tarafından yapılan çözümü ile kendisinin yaptığı çözümü karşılaştırdı. Yıldırım, TÜBİTAK'ın açıkça bir karartma uyguladığını, ses uyumuna uygun, anlam karmaşasına neden olacak çözümlemeler yaptığını iddia etti. Yıldırım, ses kaydında TÜBİTAK incelemesi ve kendi incelemesi ile tezat oluşturan konuşma kayıtlarını parça parça
mahkeme salonunda dinleterek farklılıklar bulunduğunu öne sürdü. Yıldırım, "Hiçbir tartışmaya gerek yok. Benim kulaklarım iyi duyar. Sizin kulaklarınız da iyi duyar. Önemli olan bunu kulakların değil, vicdanların duymasıdır." diye konuştu.
(CİHAN)