KCK tutuklamalarıyla ilgili itirazlar yükseliyor. "Dağdan inin. Terörü bırakın, siyaset yapın diyorsunuz. Siyaset yapanları tutukluyorsunuz" sesleri yükseliyor. Konuları derinlemesine bilmiyorsanız, meseleleri tek taraflı dinliyorsanız, hele bir de dinlediğiniz seslere kalpten yakınlık duyuyorsanız böyle yazmanız, böyle söylemeniz çok normal. Şunu baştan söyleyeyim ki, KCK "düz ovada" siyaset falan yapmıyor. Zaten devlet de başta böyle zannettiği için yanıldı. İyi niyetle bu işler yürür zannetti. Teröristlerin "samimi" biçimde çözüm arayışında olduğunu umdu. Sakın bana kimse KCK'nın "legal" siyaset yaptığını ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin buna göz yumması gerektiği martavalını okumasın. KCK'nın terör örgütü adına yaptığı şudur. Türkiye Cumhuriyeti sınıları içinde "alternatif bir devlet" kurmaya çalışmaktadır. Bu öyle düşünce aşamasında falan da değildir. Bunun adımları atılmış, organizasyonu yapılmış, uygulamasına geçilmiştir. Bazı iller ve ilçelerde bu uygulama bir süreden beri devam etmektedir. Buradaki kamu kurumları işlevsiz hale getirilmekte, örgütün kurduğu kurumların kamu kurumlarının yerini alması sağlanmaya çalışılmaktadır. Üstelik de "zorla" ve "silah tehdidiyle" harekete geçirilmektedir. KCK'yı savunan sözde enteller bana bir zahmet söylesinler. Hangi egemen devlet böyle bir şeye izin verir? Demokrasinin beşiği Amerika mı, İngiltere mi? Hangi devlet böyle bir oldu bittiye, üstelik de bunun terör vasıtasıyla ve halk üzerinde terör baskısıyla hayata geçirilmesine göz yumar? Haydi bir tarafınız sıkıysa gidin ABD'de böyle bir şey yapmaya kalkın bakalım. Mesela ABD'deki Hispanikler böyle bir şey desin. Bakalım ne oluyor! KCK'nın bir ucu da kentlerdeki teröre dayanıyor. Bunu da mı bilmiyor, görmüyorlar! Çoluk çocuğu sokaklara döken, kış aylarında dağdaki terör bittiğinde kentlerde otobüsleri, otomobilleri yaktıran kim zannediyor bunlar! "KCK'nın siyaset akademilerinde ne varmış canım?" diyenleri de anlamıyorum. Bu sözde akademilerde öğretilen Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı kalkışma, alternatif devlet oluşumuna katkı ve dahası örgüte "adam devşirme" yeri haline gelen bu sözde siyaset akademilerine acaba hangi "özgürlükçü ve demokratik devlet" göz yumar. Bu akademilerde ders verdikleri için gözaltına alınan veya tutuklananları koruyanlar da var. Açıkçası ben bu görevi üstlenemeyeceğim kimse kusura bakmasın. O akademilere ne gözle bakıyorsam, orada ders verenlere de o gözle bakıyorum. Notlarındaki "hayli garip" ve "hayli tehlikeli" cümleler için de "Ne var canım not tutmuşlar. Ne amaçla tuttuklarını bilemezsiniz" diye savunmalar yapılıyor. Bu savunmaları yapanların "Tutulmamış notlardan" ötürü kimlerin içerde olduğunu unuttuklarını ve o zaman niye bu savunmaları yapmadıklarını da doğrusu merak ediyorum. Sonuç olarak dediğim şudur. KCK Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tanımayan, ortadan kaldırmaya çalışan ve buna alternatif bir yapıyı kuranların buluşma yeridir. Onlar bu devleti yıkmaya çalışırken, bu devletin elinin armut toplamasını beklemek biraz haksızlık olur. Ne dersiniz!