Ergenekon davasının 10 Kasım'daki duruşmasında Osman
Yıldırım, ''
Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde işi veren
Veli Küçük'tür,
bombaları veren
Muzaffer Tekin'dir'' itirafında bulunmuştu.
Bugünkü duruşmada da Yıldırım ifade verdi.
Osman Yıldırım'ın bugünkü ifadesini abonelerine haber olarak geçen
Anadolu Ajansı, Yıldırım'ın
Veli Küçük'le ilgili ifadesini değiştirdiğini yazdı. AA'nın abonelerine geçtiği haberin başlığı, "Osman Yıldırım İfadesini Değiştirdi" şeklinde...
Ancak haberin içeriği okunduğunda gerçek ortaya çıktı. Osman Yıldırım bugünkü ifadesinde de 'işi Veli Küçük'ten aldığını, bombaları verenin
Muzaffer Tekin olduğunu' tekrarlıyor.
Herkes bu ayrıntıyı gördü, ancak bütün duruşmaları takip eden
Anadolu Ajansı muhabiri bunu görmedi.
İŞTE ANADOLU AJANSI'NDAKİ O HABER VE OSMAN YILDIRIM'IN İFADESİ
Osman Yıldırım İfadesini Değiştirdi
İSTANBUL (A.A) - 12.11.2009 - Birinci "Ergenekon" davasının
tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesindeki "el bombalarını Veli Küçük'ten aldım" kısmının doğru olmadığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesindeki duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal
Şengün, Yıldırım'ın 1
Nisan 2008 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca
şüpheli olarak alınan ifadesini okundu.
Yıldırım, bununla ilgili açıklama yapmadan önce salı günkü duruşmada kendisi aleyhine konuşmalar yapıldığını belirterek, açıklama yapmak istediğini söyledi.
Osman Yıldırım, birtakım insanların, 5-10 kelime haznesi olan insanlardan medet umduklarını öne sürerek, hakikatleri dile getirdiğini, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır'ın
Danıştay suikastıyla alakaları olmadığını söylemesine rağmen, bu kişilerin lehlerine konuştuğunu anlamadıklarını ifade etti.
Timuroğlu'nun "kimse bomba almadı" şeklinde beyanı olduğunu, ancak el bombalarını alırken bu kişinin yanında olmadığını ifade eden Yıldırım, Timuroğlu'nun sahibi olduğu bir barın da bulunmadığını kaydetti.
Yıldırım, işlettiği kulübe ilişkin kira sözleşmesini
mahkemeye verdiğini dile getirerek, "Timuroğlu, (
Hırsız adamdır) diyor, benim için. Bu
iftiradır. Böyle bir sabıkam yok. 25 yıldır cezaevindeyim. Her vilayetten insan tanırım. Onun yaşı kadar
hapis yattım. Kendisini Cumhuriyet gazetesinin bombalanması işine bulaştırdığım doğrudur. Bundan dolayı üzgünüm. Yattığı ceza da bu suçu karşılıyor" diye konuştu.
ARSLAN İLE YILDIRIM OTELDE KALMAMIŞ
Yıldırım'ın, tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'in
Selvi Otel tanığının ifadesine değindiğini belirtmesinin ardından Mahkeme Başkanı Şengün, Selvi Otel'den gelen
kayıtlarda,
Alparslan Arslan ile kendisinin kaldığına dair kayıt bulunmadığının, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır'ın kaydının olduğunun belirtildiğini söyledi.
Bunnu üzerine Osman Yıldırım, gelen kayıtların yalan olduğunu ileri sürerek, bu konuya ilişkin savunmasında anlattıklarını tekrarladı. Tekin de oturduğu yerden konuşarak, tutanakları okuduğunu, Yıldırım'ın kendisine iftira attığını ileri sürdü.
Yıldırım da iftira atmadığını ifade ederek, bu tutanaklara ilişkin konuştuğunu dile getirdi.
"Danıştay saldırısından haberi olsaydı, bu
oteli terk etmesi gerektiğini oysa olay anında
ölüm uykusunda olduğunu" anlatan Yıldırım, Selvi Otel'de kaldığını ifade etti.
Başkan Şengün, ifadesine ilişkin konuşmasını isteyerek, "O kadar adam hakkında ne biliyorsun? Hasan'ı öldürecekler, Mehmet'i vuracaklar. Nedir onlar?" diye Yıldırım'a sordu.
Sohbet ettiği ortamlarda söylenen şeyler olduğunu, ifadesinde belirttiği isimleri sohbet ortamında duyduğunu ve dilekçesinde yazarak bildirdiğini dile getiren Yıldırım, "Ergenekon,
Susurluk'un uzantısı değildir. Susurluk 'Ergenekon'un uzantısıdır. Susurluk 1-2 kişiden ibarettir" dedi.
Mahkeme Başkanı Şengün, Yıldırım'a, ifadesinde diğer
dosya sanıklarından bazı isimlere de eylemler yapılacağını belirttiğini hatırlatarak, elinde maddi bulgu, dayanağı olup olmadığını sordu. Yıldırım da bir dayanağı olmadığını, ses ve görüntü kaydının bulunmadığını, sohbet ortamında konuşulanları belirttiğini kaydetti.
Şengün'ün "Kim bunlar" sorusuna Yıldırım, "Onu şimdilik söyleyemem" dedi. Başkan Şengün'ün "Bunlar sırayla mı olur" demesi üzerine de Yıldırım, şimdilik
cevap veremeyeceğini anlattı.
Şengün, yine bu ifadesinde el bombalarından söz ettiğini belirterek, "Veli Küçük'ten aldığını söylüyorsun. Burada Muzaffer Tekin'den aldığını da söyledin" demesi üzerine Yıldırım, Veli Küçük isminin yanlış geçmiş olabileceğini söyledi. Şengün'ün, ifadedeki bu bölümü tekrar okuyarak, "Veli Küçük'ten iş aldım. İşle beraber
patlayıcı da aldım, diyorsun" dedi.
Yıldırım da "Ben iş aldım, dedim. Bombaları Veli Küçük'ten aldığım, kısmı doğru değildir" diye konuştu.
Başkan Şengün daha sonra, Yıldırım'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 4
Ekim 2008 tarihinde şüpheli olarak alınan ifadesini okudu. Yıldırım bu ifadesinde, kendi kendini ihbar ettiğini ve hakkında dava açılmasını istediğini belirterek, "Danıştay dosyası karara bağlanmadan bu haksızlıktan kurtulmak, cezaevinde rahat uyumak için geçmişte işlediğim suçlarla ilgili beyanda bulundum. Kimse dava açmadı" dedi.
ÇAPRAZ SORGU
Yıldırım'ın Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesine verdiği dilekçeler ile daha önce alınan ifadelerinin okunmasının tamamlanmasının ardından çapraz
sorgusuna geçildi.
Cumhuriyet savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel, Yıldırım'a 2006-2007 yılları arasında kullandığı bazı cep
telefonu numaralarını sordu.
Yıldırım, telefonların ilk numaralarını hatırladığını belirtmesi üzerine Pekgüzel, bazı telefon numaralarını tekrar sordu. Yıldırım'ın bunların kendisine ait olduğunu söylemesi üzerine Başkan Şengün, "Hemen benimdir diyorsun. Hafızanda o kadar numara kayıtlı mı?" dedi.
Yıldırım da sadece ilk numaralarını hatırladığını, bu kısmının doğru olduğunu söylediğini kaydetti.
Savcı Pekgüzel'in sorusu üzerine Ankara'ya gittiğinde 2 tane telefon kullandığını,
Alparslan Arslan ile 0533 ile başlayan hattan konuştuklarını ifade eden Yıldırım, cep telefonlarını başka arkadaşlarının kullandığını, ancak bu kişilerin bu davada yargılananlar arasında olmadığını kaydetti.
Yıldırım, Pekgüzel'in "Süleyman Esen'i tanımadığını söylüyorsun. Ancak kendisiyle 11 tane telefon görüşmeniz var" demesi üzerine de Esen'i hayatı boyunca hiç görmediğini tekrarladı. Bu telefon görüşmelerini de hatırlamadığını dile getiren Yıldırım, sürekli kulüplerde
kumar oynadığını ve sabahladığını kaydetti.